Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MHP'nin Dörtyol'a göndereceği heyetle ilgili konuştu.
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dörtyol'daki terör olayları ve sonrasında yaşanan protestoları değerlendirdi. Arınç taraflara sağ duyu çağrısı yaparken, MHP'nin Dörtyol'a inceleme heyeti göndermesiyle ilgili olarak, "MHP'liler bence bugünlerde bunu yapmamalılar, vazgeçmelerini tavsiye ederim" dedi.
Bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arınç, İnegöl ve Dörtyol'da yaşanan olayları üzüntüyle karşıladıklarını, tahrikler ve tertipler sonucu yaşanan bu tür olaylarda halkın sağduyulu olması, siyasetçilerin de kullandıkları dile özen göstermesi gerektiğini söyledi.
Olaylarla ilgili bir istihbarat zafiyeti olup olmadığının, İçişleri Bakanlığının yapacağı araştırma sonucunda ortaya çıkacağını ifade eden Arınç, "olayların somut sebebi şudur" demenin şu sırada mümkün olmadığını, konuyla ilgili araştırma derinleştikçe tahrikçilerin ve olayları yönlendirenlerin belirleneceğini bildirdi.
ARINÇ'IN MHP'DEN RİCASI VAR!
Arınç, "MHP'nin bölgeye heyet gönderecek olması tansiyonu yükseltir" mi sorusu üzerine, dün bir TV kanalında BDP'nin bölgeye bir heyet göndermesini "yangına benzin dökmek olarak" tanımladığını hatırlattı.
Arınç, "Zaten şehrin valisi girişleri yasakladı. BDP ile yapılan görüşmelerde de onlar anlayış gösterdi. Eleştirdiler, ama itiraz etmediler veya direnmediler. Onlar da sanıyorum hassasiyetleri görmüş olmalılar. Eğer MHP'liler de aynı amaçla yola çıkıyor, Dörtyol'da tansiyonu yükseltebilecek bir olayın içine gidiyorlarsa, ki bence bugünlerde bunu yapmamalılar, vazgeçmelerini tavsiye ederim. Çünkü MHP'lilerin olaylara şu veya bu şekilde karışmaları -tahrikçi olmasa bile milliyetçi duygularla ortada bir yanlışlık var- ve bu yanlışlığa müdahale etmek için sokaklara çıkmışlarsa -şüphesiz bir iki ay önce İskenderun'a yakın bir yerde bir kışlamızı basarak 6 tane şehidimizin vefatına yol açmışlardı- bu olayların acısı henüz unutulmamışken, şimdi bu tür olayların hemen arkasında ve akabinde orada boy göstermelerinin, meydan okumalarının olumlu katkısı olmaz diye düşünüyorum" dedi.
YAŞ VE MUHTIRA TARTIŞMALARI
Bülent Arınç, "(27 Nisan'da biz yanlış yapmıştık' diyen Sayın Kılıçdaroğlu, Şemdinli Davası'nın savcısı hakkında da yanlış yapılmış mıydı? CHP olarak, 'Biz yanlış yapmıştık o savcının meslekten atılmaması gerekiyordu. O iddianame hukuki bir metindi onun suçlanmaması gerekiyordu' diyor musunuz?" dedi.
Yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirine müdahalesinin söz konusu olmadığını belirten Arınç, "Bu kararı veren ben değilim. Sayın Başbakan değil, sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de değil. Sayın Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı da değil" diye konuştu.
YAŞ'ın her yıl 1 Ağustosta toplandığını ve kendi kanununa göre çalıştığını anımsatan Arınç, Şura'nın terfi işlemlerini kendi kriterlerine ve ilgili kanuna göre yaptığına işaret etti.
Hakkında yakalama emri çıkan muvazzaf subayların YAŞ'ta terfi alamayacakları yönündeki değerlendirmelere de değinen Arınç, "İşin bir tarafında yargı var, bir tarafında şura var. Şuranın elinde de bir kanun var. O kanuna göre işlem yapacaklardır. Bu şuranın başında olan Başbakan, hemen yanında olan Genelkurmay Başkanı kendileriyle ilgili bu mevzuatı iyi biliyorlardır. Bu hukuku, bu mevzuatı göz göre göre çiğnemeyeceklerdir. Bu hukukun, bu maddelerin gereğini yapacaklardır. Eğer yapmazlarsa, şüpheler şunlar, bunlar devam edecek olursa, çok açık hükümlere rağmen bu hükümler uygulanmaz da başka türlü hareket edilirse, bu, eleştirilmeye devam edilebilir. Siyasi açıdan da, hukuki açından da, askeri açıdan da yanlış yapıldığı veya doğru yapıldığı söylenebilir. Bunu yapanlar da, eğer bu yanlışsa yaptıklarının altında kalırlar. Yok hukuki hareket etmişlerse, şu ana kadar konuşulan her şeyi toplayıp çöp sepetine atmak icap eder" dedi.
Hakkında soruşturma olanların ister asker, ister sivil olsun görevinin başında bulunmalarının yasal ve hukuki bir gerekçesi olduğu takdirde kabul edilebileceğini belirten Arınç, "Ama, 'Biz böyle takdir ettik. Siz ne kadar suçlarsanız suçlayın, mahkeme ne kadar yargılarsa yargılasın bu kişi görevinin başında kalmaya devam edecek' derseniz yasal ve hukuki hiçbir gerekçe bulamazsınız. Kurumunuzu asıl o zaman yıpratırsınız" dedi.
"BEN KİMSENİN BOYUYLA İLGİLENMİYORUM"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Geçmişin hatalarını telafi ediyoruz" sözlerinin hatırlatılarak, değerlendirilmesinin sorulması üzerine Arınç, "Kılıçdaroğlu'nu fazla konuştuk bugünlerde. Bu kadar konuşulacak bir kişi de değil. Onun hakkında ümitlerimi kaybetmek üzere olduğumu ifade ettim sadece" dedi.
Dün katıldığı bir televizyon yayınında ülkenin gündemi ile ilgili konuları konuştuğunu, ancak bugünkü gazetelerde sadece Kılıçdaroğlu'na yönelik "Şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor" sözlerinin manşetlere çıkarıldığını anlatan Arınç, "Bu bir saatlik konuşmada bir cümledir. Ben kimsenin boyunun kaç santim olduğuyla ilgili değilim. Boyu kısaymış, uzunmuş bunlar beni hiç ilgilendirmez. Ama maalesef bir kısım basın, çok dikkat edilecek konuların dışına çıkıp, sadece bu noktayı öne çıkarıyor. Eğer buradan küçültücü bir ifade sezmişlerse o zaman aynı basın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakanımız hakkında bugüne kadar hangi kelimeleri sarf etti, hangi cümleleri konuştu, eğer yüzleri kızarmıyorsa, biraz da bunlara baksınlar. Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan için 'kalpazan' diyor. Peki utanmıyor musunuz, bu kelimeyi duyduğunuzda? Ben 'Şu kadar boyuyla' demişim, bu bir imadır. Ama adam açıkça 'Kalpazan Başbakan olmayacak' diyor. 'Yalancı' diyor, 'dönek' diyor, 'kıvırtma' diyor. Ben bunları söylerken yüzüm kızarıyor" dedi.
"BİZ BÜYÜKANIT'IN AVUKATI DEĞİLİZ"
CHP'nin, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulunacağını hatırlatan Arınç, bugün bu düşüncede olan Kılıçdaroğlu'nun eğer samimiyse "e-muhtıranın" ardından "Genelkurmay'ın böyle bir bildiri ya da muhtıra koyması yanlıştır. Sivil iradeye, Meclisin iradesine müdahaledir. Bu Meclis kimi Cumhurbaşkanı seçeceğini bilir. Siz kendi işinize bakın" demesi gerektiğini söyledi.
CHP'de bulunan herkesin 27 Nisan "e-muhtırası"nı alkışladığını belirten Arınç, "Şimdi Kılıçdaroğlu, 'Bu yanlıştır' diyor. O zaman tamam. Biz bu sözüne itibar edelim. Ne yapacaksan yap, seni alkışlar destekleriz. Biz Büyükanıt'ın avukatı değiliz. Sayın Kılıçdaroğlu samimi ve dürüstse kendisine bir sorum var. Yaşar Büyükanıt'ın talimatıyla, Genelkurmay'ın emriyle Şemdinli Davası'nın savcısı Ferhat Sarıkaya, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararıyla meslekten men edildi ve açlığa mahkum edildi. Bu adalet tarihinde bir ilktir. Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianame hazırlayan savcı, Büyükanıt'ın ismini de iddianameye koyarak birtakım suçlamalarda bulunmuştur. Buna karşı Sayın Baykal'ın ve arkadaşlarının savcıyı itham eden sözleri var. Büyükanıt'ı ve TSK'yı alkışlayan sözleri var. '27 Nisan'da biz yanlış yapmıştık' diyen Sayın Kılıçdaroğlu, Şemdinli Davası'nın savcısı hakkında da yanlış yapılmış mıydı? CHP olarak, 'Biz yanlış yapmıştık o savcının meslekten atılmaması gerekiyordu. O iddianame hukuki bir metindi, onun suçlanmaması gerekiyordu' diyor musunuz?" dedi.