İçişleri Bakanı Efkan Ala, Erzurum'da muhalefeti eleştirdi, paralel yapının montajlarıyla siyaset yaptıklarını iddia etti.
Abone olİçişleri Bakanı Efkan Ala, muhalefete tepki gösterdi. Ellerine "paralel çetenin" tutuşturduğu montajlı kasetlerle birtakım şeyler söylemeye çalışıyorlar diye konuşan Ala, bölge insanını çocukları dağa götürmeyin diye çağrıda bulundu.
Erzurum'a gelen Bakan Ala, Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesinde tedavi gören hastaları ziyaret ederek, çiçek verdi.
Daha sonra müftülük salonunda düzenlenen AK Parti İl Kadın Kolları 4. Olağan Kongresine katılan Ala, AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Oya Eronat'ın yaşadığı olay ile "çözüm süreci"ne ilişkin konuşmasını değerlendirdi.
"Çözüm süreci" diye adlandırdıkları sürecin, anaların gözyaşlarının rehber olduğu bir süreç olduğunu belirten Ala, şöyle konuştu:
"Çözüm süreci, anaların yüreklerinin yoldaşlık yaptığı bir süreçtir. Bunun sonunda 78 milyon insanımıza birlikte güleceği, birlikte sevineceği, daha gelişmiş bir demokrasiye sahip olan bir Türkiye vadediyoruz. Bize zaman zaman soruyorlar, 'Ne verdiniz, ne vadediyorsunuz' diye. İnsanlık verdik, ne vereceğiz. Gelişmiş bir Türkiye vadediyoruz, ne vadedeceğiz.. Kavgasız, gürültüsüz, şiddetsiz, terörsüz bir Türkiye vadediyoruz. 780 bin kilometrekare üzerinde, bu bayrak altında, dünyada insanın insana ilişkisine dair yeryüzünün gördüğü en büyük uygarlığı kurmuş bir kardeşliğin yeniden inşasını vadediyoruz, ne vadedeceğiz. Şimdi dünyada en gelişmiş 20 ülkenin başkanlığını yürütüyoruz ama bu prangalar ayağımızdan çözülür, bu problemlerden kurtulursak o zaman da gelişmiş 10 ülke arasında, en gelişmiş 10 ülkenin başkanlığını vadediyoruz, ne vadedeceğiz. İşte o zaman evlatlarının arkasından aynı dilde ağlayan analar, evlatlarını yine aynı dilde sevecekler. Çünkü anaların sevgisi de aynı dildedir."
"ÇOCUKLARI DAĞA GÖTÜRMEYİN, TERÖRE BULAŞTIRMAYIN"
"Çözüm süreci, anaların yüreklerinin yoldaşlık yaptığı bir süreçtir. Bunun sonunda 78 milyon insanımıza birlikte güleceği, birlikte sevineceği, daha gelişmiş bir demokrasiye sahip olan bir Türkiye vadediyoruz. Bize zaman zaman soruyorlar, 'Ne verdiniz, ne vadediyorsunuz' diye. İnsanlık verdik, ne vereceğiz. Gelişmiş bir Türkiye vadediyoruz, ne vadedeceğiz.. Kavgasız, gürültüsüz, şiddetsiz, terörsüz bir Türkiye vadediyoruz. 780 bin kilometrekare üzerinde, bu bayrak altında, dünyada insanın insana ilişkisine dair yeryüzünün gördüğü en büyük uygarlığı kurmuş bir kardeşliğin yeniden inşasını vadediyoruz, ne vadedeceğiz. Şimdi dünyada en gelişmiş 20 ülkenin başkanlığını yürütüyoruz ama bu prangalar ayağımızdan çözülür, bu problemlerden kurtulursak o zaman da gelişmiş 10 ülke arasında, en gelişmiş 10 ülkenin başkanlığını vadediyoruz, ne vadedeceğiz. İşte o zaman evlatlarının arkasından aynı dilde ağlayan analar, evlatlarını yine aynı dilde sevecekler. Çünkü anaların sevgisi de aynı dildedir."
"ÇOCUKLARI DAĞA GÖTÜRMEYİN, TERÖRE BULAŞTIRMAYIN"
Ala, bazı güçlerin, ülkede yaşayanları birbirine düşürmek için çabaladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz, gençler terörist olsun da dağda çürüsün istemiyoruz. Onlar dağa çıksın, o mağaralarda yaşasın istemiyoruz. Biz işte diyoruz ki çocukları dağa götürmeyin, teröre bulaştırmayın. Terörle, şiddetle bu memleketten biliyorsunuz, dünya alem biliyor bir çakıl taşı alınamaz. Dünya alem biliyor ki hiçbir şey kazanılamaz. Dünya alem bir oldu, yedi düvel bir oldu da bizi dize getiremedi, kim bizi dize getirebilir. Bu Türk, Kürt, Çerkez, Abaza, hepimize, bu milleti İbrahim'e zarar vermekten başka bir işe yaramayan yöntemleri tarihin çöplüğüne gömün ve biz yolumuza devam edelim. Biz yedi düvelle baş etmişiz, bunlarla da ederiz ama bedel ödemeyelim istiyoruz. Neden bedel ödeyelim, ne adına ödeyeceğiz? Bizi birbirimize düşürenlerin hangi yöntemleri denediğini artık sağır sultan duydu. Birini bertaraf ediyoruz, öbürü çıkıyor, öbürünü bertaraf ediyoruz, öbürü çıkıyor. Derinini bertaraf ediyoruz, paraleli çıkıyor. Paralelini bertaraf edelim, teyeti çıkar. Ama diyoruz ki bunlardan topyekun kurtulma zamanı geldi. Kurtulalım ve analar aynı dilde sevsin çocuklarını."
"Biz, gençler terörist olsun da dağda çürüsün istemiyoruz. Onlar dağa çıksın, o mağaralarda yaşasın istemiyoruz. Biz işte diyoruz ki çocukları dağa götürmeyin, teröre bulaştırmayın. Terörle, şiddetle bu memleketten biliyorsunuz, dünya alem biliyor bir çakıl taşı alınamaz. Dünya alem biliyor ki hiçbir şey kazanılamaz. Dünya alem bir oldu, yedi düvel bir oldu da bizi dize getiremedi, kim bizi dize getirebilir. Bu Türk, Kürt, Çerkez, Abaza, hepimize, bu milleti İbrahim'e zarar vermekten başka bir işe yaramayan yöntemleri tarihin çöplüğüne gömün ve biz yolumuza devam edelim. Biz yedi düvelle baş etmişiz, bunlarla da ederiz ama bedel ödemeyelim istiyoruz. Neden bedel ödeyelim, ne adına ödeyeceğiz? Bizi birbirimize düşürenlerin hangi yöntemleri denediğini artık sağır sultan duydu. Birini bertaraf ediyoruz, öbürü çıkıyor, öbürünü bertaraf ediyoruz, öbürü çıkıyor. Derinini bertaraf ediyoruz, paraleli çıkıyor. Paralelini bertaraf edelim, teyeti çıkar. Ama diyoruz ki bunlardan topyekun kurtulma zamanı geldi. Kurtulalım ve analar aynı dilde sevsin çocuklarını."
MUHALEFET PARTİLERİNE ELEŞTİRİ
Muhalefet partilerini de eleştiren Ala, bazı partilerin paralel çete ile işbirliği yaptığını ifade etti.
İçişleri Bakanı Ala, ülkenin meselelerini, problemlerin nasıl çözüleceğini anlatmaya çalıştıklarına değinerek, şunları kaydetti:
"Çözdüklerimizi anlatmaya zaman yetmiyor, süre kalmıyor. Ama öbürleri ne yapıyor, bekliyorlar ki biz bir şeyler yapalım, ufak tefek hatalarımız olsun, çıkıp onu söylesinler. Onu da bulamayınca, sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanım dedi ya 'kılavuzu karga olanın...' diye. Ellerine paralel çetenin tutuşturduğu o montajlar üzerinden birtakım şeyler söylemeye çalışıyorlar. Onun da yatsıya kadar mumu da yanmıyor az sonra yalan olduğu ortaya çıkıyor, şaşkın bir vaziyette etrafı seyrediyorlar. Şimdi memleketin yönetimini bunlara emanet edebilir miyiz? O zaman hepimize, size maalesef daha fazla çalışmak düşmüyor mu? Çünkü bu şaşkınlığa biz 'evet' deriz de biz Gazze ve Arakan'daki kardeşlerimizi bunlara emanet edemeyiz."
"Çözdüklerimizi anlatmaya zaman yetmiyor, süre kalmıyor. Ama öbürleri ne yapıyor, bekliyorlar ki biz bir şeyler yapalım, ufak tefek hatalarımız olsun, çıkıp onu söylesinler. Onu da bulamayınca, sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanım dedi ya 'kılavuzu karga olanın...' diye. Ellerine paralel çetenin tutuşturduğu o montajlar üzerinden birtakım şeyler söylemeye çalışıyorlar. Onun da yatsıya kadar mumu da yanmıyor az sonra yalan olduğu ortaya çıkıyor, şaşkın bir vaziyette etrafı seyrediyorlar. Şimdi memleketin yönetimini bunlara emanet edebilir miyiz? O zaman hepimize, size maalesef daha fazla çalışmak düşmüyor mu? Çünkü bu şaşkınlığa biz 'evet' deriz de biz Gazze ve Arakan'daki kardeşlerimizi bunlara emanet edemeyiz."
Ala, yaşanan tüm bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve yeni bir anayasa için haziran ayında yapılacak milletvekilliği genel seçimleri için herkesin çok çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.