BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,57
ALTIN 2.959,51
HABER /  GÜNCEL

Bahreyn'de 'yıldırma' politikası

BBC muhabiri Bill Law, Bahreyn'de insan hakları savunucularının mücadelesini anlatıyor.

Abone ol

Tüm dünyada dikkatler Libya üzerindeyken Körfez ülkesi Bahreyn'de yönetim muhalefeti susturmak için korku ve yıldırma politikasına hız verdi.

Protestocuları hedef alan baskınlar geçen Cuma sabahın ilk ışıklarında başladı.

Bahreyn'de halka korku salan Ulusal Güvenlik Birimi'ne bağlı özel birlikler, önde gelen insan hakları savunucuları ve demokrasi yanlısı aktivistlerin evlerine baskınlar düzenledi.

Bu kişilerin ortak noktalarından biri de yabancı gazetecilere polis ve asker şiddetini yanısıtan fotoğraflar ve videolar sağlamalarıydı.

Konu bölümünde 'İmdat' yazan bir elektronik posta aldım.

Ahmed (gerçek adı değil) "Dün gece evime 20'den fazla polis gelip arama yapmış. Ben evde yoktum" diyor.

Babası 'Eve gelme' diye uyarmış. Babasına mesaj gönderdim. O da bana gerisini şöyle anlattı:

'Eve pencereden girdiler'

"20 Mart'ta sabahın iki-buçuğuydu. Yatak odamızın kapısını çalıyorlardı. Eşim ve kızlarımla birlikte biz birinci kattaydık. Uyuyorduk. İçeri yüzleri maskeli 20-30 adam girdi. Bazıları silahlıydı. Eve pencereden girmişler. Kim olduklarını söylemediler. Ama sürekli aynı şeyi sordular. 'Ahmed nerede' diyorlardı. Bütün odaları, dolapları aradılar. 'Dışarıda, nerede olduğunu bilmiyoruz' dedik."

Ahmed'in babası hayatında hiçbir siyasi faaliyetin içinde yer almamış bir işadamı. Bahreyn'de olanlardan ve polisin tavrından korktuğunu söylüyor:

"Oğlum bir insan hakları savunucusu. Çok barışçıl bir insandır. Boş vaktinin çoğunu ihtiyacı olan insanlara yardıma harcar. Oğlumun güvenliğinden çok kaygılıyım ve ne yapacağımı bilemiyorum."

Ahmed şimdi saklanıyor ve sürekli yer değiştiriyor.

Evine baskın düzenlenen başka bir aktivist de "Beni sürekli izliyorlar. Arabamı kullanamıyorum. Telefonumu kullanamıyorum. Her gece başka bir yerde uyuyorum." diyor.

Bahreynli yetkililer, iddialar konusunda yorum yapmadılar.

Falaka korkusu

Gözaltına alınanlar arasında iki hafta önce Kral Hamid tarafından affedilen yedi kişi de var. Bu kişiler geçen sene terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 23 kişinin arasında yer alıyordu. Gözaltına alındıktan sonra haftalarca aileleriyle ve avukatlarıyla görüştürülmemişlerdi.

O dönemde 23 kişinin tümü 'suçlarını' itiraf ettiler. Ancak ülkede bu tür ifadelerin genellikle işkence sonrasında verildiği biliniyor.

Hükümet işkence iddialarını reddediyor. Ancak Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü bu konuda ciddi kaygıları olduğunu söylüyor.

Son birkaç gün içinde gözaltına alınanların aileleri de işkence kaygısı taşıyor. Eşlerinin, çocuklarının falakaya yatırılmasından korkuyorlar. Zira Ağustos'ta gözaltına alınan 23 kişinin çoğu hala falakanın izlerini taşıyor.

Cep telefonları dinleniyor

Ülkede cep telefonları dinleniyor. Sosyal paylaşım siteleri yakından izleniyor. Yabancı gazetecilerle temas eden aktivistler gözaltına alınıyor, aileleri korku içinde yaşıyor.

Ve baskınlar devam ediyor.

Pazartesi sabahı başka bir yorumcu gözaltına alındı.

Arap uydu kanallarında sık sık görünen bu yorumcu, güvenlik güçlerinin yol açtığı ölümleri sıralamış, hükümeti rahatsız etmişti.

Dünyanın gözleri Libya'dayken, Bahreynli yetkililer, dünyaya imaj zedeleyici haber ve görüntülerin ulaşmasını engellemeye çalışıyor.

Ve korku salmak, bu çabalarındaki en büyük silahları.