BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

Ahmet Hakan tetikçi mi?

Yeni Şafak yazarı Ahmet Taşgetiren, bu soruya 'evet' cevabı verince ortalık karıştı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Taşgetiren'i defterden sildi ve ağır bir yazı kaleme aldı

Abone ol

"Ah güzel Ahmet abim benim" yazısıyla bugün Hürriyet gazetesinde Taşgetiren'e cevap veren Ahmet Hakan, "tetikçilik" suçlamasına bakın ne cevap verdi:

Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: Hürriyet

(Not: Ahmet Hakan'ın yazısına link vermedik, çünkü Hürriyetim'de böyle bir yazı yok.)

Hani Edip Cansever "Mendilimde Kan Sesleri" şiirinde "Ah güzel Ahmet abim benim" diye hayali bir "Ahmet Abi"ye hitap eder ya...

Aslında hepimizin, klas duruş sahibi, sonuna kadar güvenilir, halim selim anlayışlı, kalender tevazu sahibi bir "Ahmet Abi"si vardır.

Benim için Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bir parça işte böyle bir şeydi.

Ve fakat..

Artık onun, böyle bir şey olmadığını üzülerek fark etmiş bulunuyorum.

Elinden kalemi alınmış bir yazar hakkında söz söylemenin ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz.

Bu yüzden eline gelen her mecrayı hakkımda yakışıksız sözler sarf etmek için kullanan Ahmet Taşgetiren'e cevap vermek istemedim, görmezden geldim.

Ama o internet sitelerine filan yaptığı açıklamalarda, söylenmesi ayıp kaçacak her şeyi söyledi ve söylemeye devam ediyor.

En son bir gazeteye verdiği röportajda benim için "Tetikçi" demiş.

Ben AKP'nin tetikçiliğine soyunmuşum.

Kendisi yazdığı yazılarla AKP tabanında acayip etkili oluyormuş, bu etkinin kırılması gerekiyormuş ve bu "etki kırma" görevi bana verilmiş.

Aynen şöyle diyor:

"Ahmet Hakan'a bu yazı yazdırıldı."

Ve devam ediyor:

"Ahmet Hakan hakkında çok şey söyleyebilirim. Hele bir yazmaya başlayalım da."

Ne kadar ayıp, me kadar yakışıksız, ne kadar vicdansız bir değerlendirme bu...

İşte benim için "Ah güzel Ahmet abim benim" olayının bittiği yer burasıdır.

Peki suçum ne?

Tagetiren, Başbakan'a sayısız kere "Kürt meselesini çöz" diye çağrıda bulunmuş.

Ve daha bu yazdıklarının mürekkebi kurumadan, Başbakan olayı "Kürt sorunu" diye nitelendirdiği için Taşgetiren tarafından eleştirilmiş.

Ben de bunun üzerine sormuşum:

Madem olayı "Kürt sorunu" diye nitelendirmek etnik ayrımcılığa yol açar ve PKK çizgisini güçlendirir, o halde sen niye "Kürt meselesi" dedin?

Bu kadar.

İşte bunu yazdım diye "tetikçi" olarak suçlanıyorum. Eleştiriye kapalılığa hoşgörüsüzlüğe bakar mısınız?

Demek ki imajlara aldanmamak gerekiyormuş. Demek ki o halim selim, yürek burkan, romandik üslubun, ucu kendisine birazcık dokunan bir eleştiri karşısında ne hale gelebileceğini sınamak gerekiyormuş.

Ben sınadım ve benim için yaldız döküldü. Bu yüzden onun Kürt sorununun çözümü için, "Genelkurmay Başkanı ile Başbakan Diyarbakır'da cuma namazı kılsın" ya da "Batı'daki kızlar Güneydoğu'dakiler için patik örsün" şeklindeki müthiş naif önerilerini dilime dolamak bile istemiyorum.

Şu ülkede Ahmet Taşgetiren'in yeniden yazmaya başlamasını benden fazla isteyen olamaz. Çünkü "Hele bir yazmaya başlayalım Ahmet Hakan'a gününü gösteririz" tehdidinin sonuçlarını acayip merak ediyorum.

Acaba ne diyecek?

"Özenti" mi diyecek? Yoksa inançlarımı ya da değişimimi sorgulayarak "din zabitliği" mi yapacak? Kusurlarımı mı sayın dökecek?

Ve o halim selim üslubunun içine bakalım bunları nasıl yedirecek. Gerçekten çok ama çok merak ediyorum.

Yazı