Başbakan Erdoğan'ın hedefinde MHP vardı. MHP'lilerin üslubunu eleştirdi. Bahçeli'ye Türkeş'in gizli görüşmelerini hatırlattı.
Abone olİNTERNETHABER
Başbakan Erdoğan'ın gündeminde Ermenistan ile imzalanan protokol ve demokratik açılım vardı. Muhalefetin özellikle de MHP'nin sert eleştirileri Erdoğan'ı kızdırdı.
MHP'lileri edep ve adaba çağıran Erdoğan, Bahçeli'ye Alparslan Türkeş'in Ermenistanlı yetkililerle yaptığı görüşmeleri hatırlattı.
Kendisine yolladığı mektubu medya ile paylaşan Baykal'a da sitem eden Erdoğan, görüşmeyi "Dolmabahçe gibi olmasın" şeklindeki ifadesine tepki gösterdi.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
DOST KAZANMAYA TALİBİZ
Türkiye bölgesel bir güç olarak aktif rol oynuyor. Dünyanın hiç bir ülkesiyle husumet içinde olamaz. Komşularımızla ilişkileri geliştirmenin mücadelesi içindeyiz. Biz düşman kazanmaya değil dost kazanmaya talibiz. Ancak düşman kazanmaya alışmış siyasetçiler var ülkemizde.
İMZA TÖRENİNDEKİ MİNSK ÜÇLÜSÜ
Nitekim o günkü imza törenine, Minsk sürecinin 3 ülkesi olan ABD, Rusya ve Fransa'nın dışişleri bakanları da bizzat gözlemci olarak katıldılar, orada bulundular. Ayrıca Solana, İsviçre Dişişleri Bakanı ve AGİT Dönem Başkanı olarak orada genel sekreter bulundu. Bakın bütün bunlarla biz bir hassasiyeti ortaya koyuyoruz. Minsk üçlüsü, 20 yıl önce kuruldu ve 20 yıldır ABD, Rusya ve Fransa'dan oluşan bu üçlü, maalesef bir neticeye henüz varamadı. İki ülke devamlı bir araya getiriliyor; Ermenistan-Azerbaycan... Henüz bir netice alınamadı, mesafe alıyorlar ama netice yok. Bu konuda zaman zaman bizler de Azerbaycan ile başta değerli kardeşim İlham Aliyev ile bu konuları çok görüştük, görüşüyoruz. Bir çok şeyler zaten bugüne kadar paralel yürüdü, paralel yürüyor.
KAÇAK ERMENİLER ÇALIŞIYOR
Ermenistan'a 2003'ten beri jestlerimiz oldu. Erivan'tan kalkan uçaklar Türkiye'ye inebiliyor. Ülkemizde bir çok Ermenistan vatandaşı kaçak yaşıyor. Çalışmaya gelenlere kapımızı kapatmadık. 2005'te dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanına mektup yolladım. Tarihçilerden oluşan bir ortak tarih komisyonu araştırsın dedim.
SON SÖZ MECLİS'İN
Biz Ermenistan ile ilişkiler konusunda elimizden geleni yaptık. Protokolleri gelecek hafta Meclis'te sevk edeceğiz. Sınırların açılması Meclis'in onayına bağlı. Hükümet olarak bu yolu açtık ama son söz Meclis'indir. Bunu da açıkça söylüyorum.
BAHÇELİ'YE TÜRKEŞ HATIRLATMASI
''Fakat bu süreci olumsuz etkileme gayreti içinde olan, içeride bazı farklı tipler var. Onlar da kalkıp şunu söylüyor; 'Biz Ermenistan'a şöyle kazandırmışız, böyle kazandırmışız'... Böyle saçma sapan şeyler söylüyorlar. Bize bu iftiralarda, bühtanlarda bulunanların, merhum liderlerinin Ermeni temsilcileriyle değişik ülkelerde, değişik otellerde yaptığı görüşmeleri incelesinler, ondan sonra kalkıp bize bühtanda bulunsunlar. Burası çok önemli. Bize ondan sonra bühtanda bulunsunlar. Bize kimse bu konuda kalkıp da bühtanda, iftirada bulunamaz, biz ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Gerek ülkemizin gerek kardeşimiz, soydaşımız Azerbaycan'ın burada herhangi bir olumsuz şekilde etkilenecek neticeyle karşılaşmasını kesinlikle istemeyiz.
KILAVUZLARINIZI İYİ SEÇİN
Şimdi bugün dinliyorum, Sayın Bahçeli diyor ki 'takvime bağlandı' diyor. Takvime bağlanan ne Sayın Bahçeli? Ya takvimin tanımından bihabersiniz, veyahut da bu metinden habersizsiniz. Bakın burada bir ifade var, onayın müteakiben 2 aydan bahsediyor. Bu onay nedir? Parlamentonun onayıdır. Bu olmadan, bir defa bu iki aylık süreç işlemez. Bunları iyi okuyun, anlayın. Kılavuzlarınızı iyi seçin, eğer yanlış seçerseniz başınız her zaman derde girer.
SARI GELİN TÜRKÜSÜ
Sarı gelin türküsü Azeriler'e mi ait Türklere mi ait Ermeniler'e mi ait? Bu tartışmayı son terece gereksiz buluyorum. Sarı gelin türküsünü dinlediğimizde hepimiz duygulanıyoruz. Aynı mana iklimine dalıyoruz. Diasporanın hasmane kampanyaları karşısında Ermeni halkının mağduriyet yaşamasını doğru bulmayız.
SARKİSYAN'IN KARŞILANMASI
Sarkisyan'ı Türk misafirperverliğine uygun olarak ağırlayacağız. Bursa'daki futbolseverlerin vakar içinde büyük bir ülkenin vatandaşlarına yakışan olgunlukla davranacaklarına inanıyorum. Siyasi çıkar amaç peşinde olanlar çıkabilir. Taraftarların buna prim vermeyeceklerine inanıyorum.
KÜRT AÇILIMINDA UZUN VADEDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Kısa orta ve uzun vadeli adımlarla çözeceğiz. Uzun vadede Anayasa değişikliğine ihtiyaç olacak. Yapılabilecek değişikliklerle ortak akılla çözelim diyoruz. Mümkün kılanı eğer gerçekleştirmemiz engelleniyorsa orada yapacak bir şey yok. Sorunların tartışılması çözüme büyük katkı sağlıyor.
NİFAK KAMPANYALARINA SU TAŞIYORLAR
Çözüme direnenler sorunu bu hale getirenlerdir. İçten içe yürütülen nifak kampanyası var. Tüm vücuda sirayet etmese de bünyeyi etkilemeyi başlamıştır. Sorumsuz demeçler Kürt kardeşlerimizle aramızı açamayacak. Kimi çevreler nifak kampanyalarına su taşıyor. Toplumun bir bölümünü suçlayanlar terör örgütüne katkı sunuyor. Terör örgütü hiç bir zaman Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olamayacak. Türkiye her sorunu tartışacak ve işleri yoluna koyacak.
BİR KÜFÜR ETMEDİKLERİ KALDI
Bunlar önce edep adap dersi almalı. Şu kürsüden nasıl konuşulacağını bilmeli. Birlikten kardeşlik ikiliminden bahsedemezler. Bir küfür etmedikleri kaldı. Böyle siyaset mi olur. Bu üsluba cevap vermeyeceğiz. Seviyeli ve yapıcı bir üslup kullanmaya devam edeceğiz. Kuliste başka Genel Kurul'da farklı konuşanlar var. Siyaset uzlaşı aramaktır, farklı görüşlere tahammül etmektir. Ama sıkılı yumruklarla tokalaşma olmaz..
BAYKAL'A DOLMABAHÇE YANITI
[PAGE]''Mektubun içeriğini asla şu anda değerlendirecek değilim. Onu bir araya geldiğimizde kendileriyle değerlendireceğiz. Ancak daha önce de ifade ettim: 'Gönderdiği mektupla ilgili medya üzerinden konuşmak istemem' dedim. Temenni ederdim ki Sayın Baykal da gönderdikleri mektupla birlikte medya üzerinden bana mesaj göndermeseydi, yani bu görüşmenin Dolmabahçe gibi olmaması için... İşte oradaki bazı ifadelerin kullanılmasına dair... Bana göre bu çok yanlış bir söz. Dolmabahçe'de bizim Sayın Büyükanıt ile yaptığımız görüşme başka bir görüşmedir, ki ona benzer görüşmeleri bu mevkilerde olan liderler bugüne kadar hep yapmışlardır, tarih boyunca. Bugün de yaparlar, yarın da yaparlar.
Bu ise farklı bir şeydir. Ben şu anda bir şey konuşmuyorum. Ama kendileriyle görüştükten sonra bazı şeyleri açıklayacaklardır. O zaman ben de gerekli olan açıklamaları yapacağım. Randevu talebimize olumlu yanıt verdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Bana göre bu olumlu bir adımdır. Konuyu değerlendirdikten sonra gerekli cevabı aktaracağız. Ayrıca TBMM'de de açık oturum şeklinde gerçekleşecek görüşmede, açılım süreciyle ilgili gelişmeleri milletvekillerimizle ve milletimizle paylaşmış olacağız. Her adımı milletimizin bilgisi dahilinde kamuoyunun gözleri dahilinde yürüteceğiz. Gizli kapaklı bir süreç işletmiyoruz, işletmeyeceğiz. Çünkü bu olay, bu konu gizli kapaklı olacak bir konu değil...''
DOLMABAHÇE'DE NE OLMUŞTU?
[PAGE]
'DOLMABAHÇE GİBİ OLMASIN'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında Dolmabahçe'de yapılan buluşmanın ardından yapılan yorumları, çıkan haberleri anımsatarak, yapacakları görüşmesinin kameralar tarafından kayıt altına alınmasını istemişti.
‘SIR’ GÖRÜŞME
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 4 Mayıs 2007’de Dolmabahçe Sarayı’nda başbakanların kullanımı için ayrılan özel ofiste görüşmüşlerdi.
Yaklaşık 2.5 saat süren görüşme, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan gelişmeler ile 27 Nisan e-bildirisinden hemen sonra gerçekleştiği için, üzerinde pek çok spekülasyon yapıldı.
Erdoğan görüşmeyle ilgili olarak, “Benimle mezara gider. İnanıyorum ki, Büyükanıt da böyle düşünüyor. Açıklamaya kalkarsa, o zaman ben de yaptığımız görüşmeyle ilgili şeyleri açıklarım” demişti.
Büyükanıt ise "Bu konuda ilk ve son kez konuşuyorum. Ben bulunduğum görevler itibariyle dönemin başbakanları rahmetli Bülent Ecevit ile de Mesut Yılmaz ile de bu tür görüşmeler yaptım. Bunlar devlet işidir. Dolmabahçe görüşmesi de öyledir" diye konuştu.