MHP Lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında yaptığı af çağrısıyla ilgili gündemi sarsacak açıklamalar yaptı. Cezaevlerinde farklı gruptan insanların bulunduğunu söyleyen Bahçeli geçmişte yaşandığı gibi isyan çıkabilme ihtimaline dikkat çekti. Af çağrısını yineleyen Bahçeli hükümlü Alaattin Çakıcı için de dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dünkü cezaevi hükümlüsü Alaattin Çakıcı'yı hastane ziyareti ve af çıkışıyla ilgili olay açıklamalarda bulundu. Neden af istediğini detaylı bir şekilde anlatan Bahçeli, cezaevlerinde yaşanabilecek isyana karşı uyardı. Cezaevindeki yoğunluktan üç kişinin bir yatakta yattığının altını çizen Bahçeli, çıkabilecek olaylara karşı tedbir alınması gerektiğini söyledi. Bahçeli, terör suçundan içeride olanlarla ve başka suçlardan cezaevinde olanların birbirlerini tahrik etme ihtimaline dikkat çekti. 'Başka bir çare bulmak lazım' dedi
Dolardaki yükselişi de değerlendiren Bahçeli 'Erdoğan'a bir husumeti geliştirme noktasında çaba var. Netice itibarıyla gele gele şimdi ekonomiye geldiler. Aynı senaryo, hedefler far klı.' açıklamasını yaptı. Alaattin Çakıcı ziyaretiyle ilgili bomba açıklamalar yapan Bahçeli, yetki bende olsa affederdim dedi.
Bahçeli, dün akşam iftarda gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bahçeli şunları söyledi:
CEZAEVİ AYAKLANMASI UYARISI
Bahçeli, "genel af" çağrısına da değinerek, 2000'in Aralık, 2001'in Ocak ayında "F tipi cezaevine gitmeyiz" gerekçesine dayalı bir cezaevi ayaklanması olduğunu, çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini ve yine çok sayıda cezaevinin yandığını, yıkıldığını anımsattı.
Bahçeli, bazı konularda bunlardan ders çıkararak erken uyarı yaptıklarını, "Dikkatli olun, yarın ne olacağı belli olmaz" dediklerini vurguladı.
"Hayata Dönüş Operasyonu"nu anımsatan Bahçeli, "Çok korkunç rakamlar var. 2001 yılındaki olaylarda operasyon düzenlenen cezaevi sayısı 20. Ölen tutuklu, hükümlü sayısı 30. Az insan hayatını kaybetmedi." dedi.
"AK PARTİ'NİN GÜNDEMİNDE BÖYLE BİR KONU OLMAYABİLİR"
Bahçeli, 265 bin tutuklu bulunduğunu, bunların 38 bininin terör suçlarından cezaevinde olduğunu, diğerlerinin 5-6 suç unsurunda yoğunlaşmış kitlelerden oluştuğunu aktararak, şunları söyledi:
"YARIN BİRBİRLERİNİN TAHRİKİYLE OLAYLARA SEBEBİYET VERİRLERSE..."
"Biz 'Tedbir alın' diyoruz. Bu insanlar yarın birilerinin tahriki ile birtakım olaylara sebebiyet verirlerse, birçok olay da birbirlerini tamamlayarak zincirleme gelişirse Türkiye ne hale gelir? Türkiye'nin batmasını isteyen insanlar bu yangından, bu felaketten memnun kalır. Türkiye'de istikrar olsun, evlatlarımız paramparça olmasın düşüncesinde olan insanlar da bu tedbirlerin alınmasını ister. Bu tedbirleri almak hangi yönde olacaksa onu yapsınlar ama biz bir konuda dikkat çekiyoruz. Bayrampaşa Cezaevinin fotoğraflarını bulun. Orada yangınlar, kendi kendini yakanlar, hep örgüt diliyle konuşmanın sonucunda olan şeyler. Şimdi de aynı şeyler olsa ne olur?
"BİRİLERİ BİR ADIM ATTIĞINDA TÜRKİYE ONUNLA MEŞGUL OLUR"
Affedilmesi mümkün olmayanların dışındakiler düşünülebilir mi? Eğer düşünülürse bazı adımlar atmak lazım. Efendim atmazsanız o zaman birileri bir adım attığında Türkiye onunla meşgul olur. Ne yapacaksınız. Bir tedbir alacaksınız.
"BİR TANESİ BATTANİYE YAKSA DİĞERİ İKİ GARDİYANI TUTSA..."
İçeriden gelen bilgiler çerçevesinde söylüyorum, yakınları ziyaret ediyor, diyorlar ki 'Sayın Genel Başkanım sıkışıklıktan üç kişi bir yatakta yatıyor, sekiz saat. İkinci sekiz saatte bir başka üç kişi, üçüncü sekiz saatte bir başka üç kişi.' Böyle bir cezaevi hayatında bir tanesi battaniye yaksa, bir tanesi ranzayı kırsa, bir diğeri iki gardiyanı tutsa... Orada bizim elimizdeki telefonlardan daha iyi iletişim var. Cezaevinde telefon kullanıyorlar mı bilmiyorum ama iletişim ağı açısından cezaevlerinde eski güvercinler uçuyormuş gibi. Birden uçar. Bayrampaşa'da, Ankara Ulucanlar'da başlayan bir olay 20 cezaevine birden yayıldı. Bunu incelemek lazım. Biz bunlardan uyararak yola çıkıyoruz. Meclis de kapandı ama başka bir çare bulmak lazım."
"AF İLE İLGİLİ ÇOK YÖNLÜ BİR TASARI VEREBİLİRİZ"
"Af konusu seçim beyannamesinde de olacak mı?" sorusu üzerine Bahçeli, "Biz parti olarak Mecliste temsil edildiğimiz vakit yapabileceklerimizi açıklıyoruz beyannameden çok. Sanıyorum af ile ilgili olarak da bir tasarı, çok yönlü bir tasarı verebiliriz. Ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hayata geçtiğinde bunu yapacak unsurlar daha farklı olabilir." diye konuştu.
ALAATTİN ÇAKICI'YI ZİYARETİ
Bir gazetecinin "Alaaddin Çakıcı'yı ziyaret ettiniz. Orada tablo nasıldı?" sorusu üzerine Bahçeli, "Uzun yıllardır cezaevinde bulunan bir arkadaşımız hastalandığı için Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesine alınmış. Duyar duymaz ziyaretine gittim. Değişik cezaevlerinde ağır şartlarda mahkumiyet hayatı olan bir şahsiyet. Hastalığını ciddiye almak ve gerekli tedbirleri geliştirmek lazım. Orada doktor arkadaşlardan aldığım bilgiye göre elden gelen gayret gösteriliyor ama hastalığın ciddi olduğu ifade ediliyor. Dikkate almak lazım." diye konuştu.
"DEMİRTAŞ KADAR SUÇLU DEĞİL"
Bahçeli, "Af konusunda Çakıcı'yı gündeme getirdiniz, sonra ziyaret ettiniz. İşlediği suçlar bakımından hem çok konuşuldu hem eleştiri aldı. Eleştirilere nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Selahattin Demirtaş kadar suçlu değil canım. Beş tane siyasi parti kuyruk oldu, dışarı çıkarmak için gayret gösteriyorlar. Yani onlar tartışılmıyor da Alaaddin Bey niye tartışılıyor? Biz Alaaddin Bey ile beraber kader kurbanlarını da gündeme getiriyoruz. Alaaddin Bey'in bir yönüyle vatan, millet için verdiği mücadeleler var. Bilen bilir. Devleti yönetenler de bilir, başkaları da bilir. Şimdi devlete ihanet edenleri adaylık için cezaevinden alacaksın, rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın. Bunu hiç dikkate almadan 'mafya' diyeceksin. Nerede diğer mafyalar? Bu konular üzerinde samimi ve dürüst olmak lazım."
"YETKİ BENDE OLSA AFFEDERDİM"
"Cumhurbaşkanının hasta olan mahkumları serbest bırakma yetkisi var. Çakıcı ile ilgili bir talebiniz olur mu?" sorusu üzerine Bahçeli, "Cumhurbaşkanı'ndan bugüne kadar ben herhangi bir talepte bulunmadım. Yetkisini kullanma iradesi kendisindedir. Bu yetkiyi hatırlatmaya da gerek yok. Ama cezaevinde ağır şartlarda bulunan ve uzun yıllar cezaevinde zulüm görmüş veya çile çekmiş bir kişiyi dikkate alacak bir insani yaklaşımın da olması lazım. Biz kimseye 'şunu şöyle yapın' demeyiz. Cumhurbaşkanı'nın yetkisi var. Yetki bende olsa şimdiye kullanmıştım. Bunu da söylüyorum." dedi.
Bahçeli, tespih hediye ettiğinin belirtilmesi üzerine güldü ve "Tespih cezaevinde iyi çekilir." ifadesini kullandı. "Daha önce tanışıyor muydunuz?" sorusuna Bahçeli, "Benim ülküdaşım o." karşılığını verdi.
"ERDOĞAN BİRİNCİ TURDA SEÇİLİR"
Bir gazeteci Bahçeli'ye, "Cumhurbaşkanının 'seçimlerden sonra gerekirse B ve C planı olduğu' ifadesinin, 'Meclis aritmetiği içinde MHP dışında da bir partiyle ortaklık yapılabileceği' ve C planının da 'bir başka seçim' gibi yorumlandığını belirterek, "Cumhurbaşkanının B ve C planları hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Bunun üzerine Bahçeli, şunları söyledi:
"Tabii B ve C planlarından neyi amaçladığını tam olarak bilemiyorum. Ama söylediğiniz, televizyonlarda bazı konuşmacılar aracılığıyla yapılmış olan bazı değerlendirmeler ışığında, bizim de birtakım şeyler söylememiz ve onların tartışmalarına MHP'yi sokmamız doğru değil. Onlar televizyonlarda kendi aralarında tartışsınlar. MHP'nin bugüne kadarki çalışmaları, bunlardan elde ettiği bilgiler, siyasi iklimi kamuoyu araştırmalarının dışında halkla yüz yüze yapılan temaslarla edindiğimiz bilgiler ışığında ifade ediyorum. Recep Tayyip Erdoğan birinci turda seçilir. MHP olarak TBMM'de güçlü bir yapının oluşması açısından zannediyorum başkalarının yüzde 3, yüzde 4'ünü çok çok aşan ama seçim sonrasında karşı karşıya gelmemeye hassasiyet gösteren insanlara selamım olsun."
Ekonomi gündemini de değerlendiren Bahçeli şunları söyledi:
"GÜVENSİZLİK YARATILMAK İSTENİYOR"
"Bazı yorumcular var. Bir taraftan Türkiye'de yüzde 7 kalkınmayı görüyor ve kabul ediyorlar ama diğer taraftan 'Ekonomi felaketin içerisine girdi' diyorlar. Yüzde 70, yüzde 80'lerde yüksek faizlerle hayatını devam ettiren bir Türkiye ekonomisinin yüzde 13 ile yüzde 7 ile batacağı iddia ediliyor. Bütün bunlarla da bir güvensizlik, istikrarsızlık yaratılmak isteniyor.
"KÜRESEL OLGU TÜRKİYE'DE EKONOMİK YÖNDEN SIKINTI YARATMAYI AMAÇLAMIŞ"
Bunu 2000-2001'de hep beraber yaşarken ısrarla söylenen bir şey vardı? 'Efendim bunu piyasa satın almaz.' Piyasa dediğin İstanbul'da yüz tane büyük işletme veya holding. Hepsinin Menkul Kıymetler Borsasındaki hisse senedi hareketliliği çok cüzi. Bunu satın alsa ne olur, almasa ne olur? Şimdi yine böyle bir küresel olgu Türkiye'de ekonomik yönden de sıkıntı yaratmayı amaçlamış görünüyor bana göre.
"BİRLİKTELİĞİ SAĞLAYIP TÜRKİYE'Yİ BU ÇÖKÜNTÜDEN KURTARMAMIZ LAZIM"
Çünkü bütün bunları üst üste koyduğunuz vakit Türkiye'nin madem ki siyasi yönden bir istikrara ihtiyacı var, temel hak ve özgürlüklerin yeniden güçlendirilmesini istiyorsunuz, o zaman ekonomik krizi büyük bir oranda aşabilecek birlikteliği sağlayıp Türkiye'yi bu yönüyle bir çöküntüden kurtarmamız lazım. Bu çok önemlidir. Türkiye'de 'ekonomik kriz sadece iktidarı, iktidara destek verenleri, STK'lerden şunları bunları boğacak, diğerleri yaşayacak', böyle şey olur mu? Çöküntü çöküntüdür. Çöküntünün altında kalan da çok zor durumlara düşer. Yurt dışına jurnallerseniz, birtakım çevreler hala Türkiye üzerinde birtakım oyunlar oynar, bozgunculuk yapmaya çalışır, Türkiye'ye gelecek olan birtakım sermaye hareketlerini durdurup geciktirmek gibi oyunlarla bir siyaseti neticelendireceklerini zannediyorlarsa o kimseye yar olmuyor."
"BUNLAR ERDOĞAN'I YOK ETMEK AMAÇLI"
Bahçeli, "Bunlar doğrudan Sayın Erdoğan'ı yok etmek amaçlı mı?" sorusuna "Zaten o bir yerden başlar. Durup dururken Ecevit gibi çok değerli bir siyasi şahsiyeti Türkiye'de ne hale getirdiler 2001'de, bunu anlamak lazım. 136 milletvekili ile temsil edilen Ecevit'i desteklemek, güçlendirmek gerekirken 62, 60 bilmem ne oranında bölüp 3 tane de bağımsız bırakmanın bir manası var mıydı? Nerede bunu yapan insanlar?" karşılığını verdi.
"ERDOĞAN'A HUSUMET NOKTASINDA BİR ÇABA VAR"
Bahçeli, "Zaten bir şekliyle mevcut siyasi iktidar ve onun Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a bir husumeti geliştirme noktasında bir çaba var. Bu çabanın değişik unsurları falan da olabilir. Ama netice itibarıyla gele gele şimdi ekonomiye geldiler. Kamuoyu araştırmacılarının yorumlarını dinleyin. 'Ekonomi dibe battı, şöyle oldu böyle oldu.' Ama batarsa hep beraber batarız. Siyaseti hemen ikame ediyorsunuz da 87 parti kurma noktasına kadar geliyorsunuz da ekonomi çöktükten sonra ona ne yapacağız? Dükkanlar yavaş yavaş bazı yerlerde kapanıyor. Bunlar işarettir. Bu işareti fark etmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
"MERKEZ BANKASINA SİYASİLER AŞIRI DERECEDE MÜDAHALE EDERLERSE KENDİLERİNE YAZIK EDERLER"
Merkez Bankasının faizleri kontrol altına alıp fiyat istikrarını sağlamakla görevli olduğunu ve ikinci bir görevi bulunmadığını belirten Bahçeli, buna karşın "Merkez Bankası bağımsız mı olacak, olmayacak mı?" konusunun tartışıldığını söyledi.
Bahçeli, Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamadığı taktirde diğer tüm unsurların bütün sektörler itibarıyla sallanacağını ifade ederek, "Bunun bağımsızlığı olur mu? Şimdi Türkiye'de fiyat istikrarını sağlamayacaksın, adın bağımsız olacak. Böyle şey olmaz. Merkez Bankası bağımsız bir kurum olarak çalışır, öncelikli tedbirlerini alır ve Türkiye'de fiyat istikrarını sağlayarak enflasyonun tırmanışını önler ve istikrarlı bir yapı ortaya koyarsa, bu onun görevidir. Buna da siyasiler kendi çıkarları için aşırı derecede müdahale ederlerse yazık ederler. Bazı kavramları yerli yerine oturtmak lazım." dedi.
"Ekonomide bu süreci gördüğünüz için mi erken seçim çağrısı yaptınız?" sorusuna Bahçeli, "Evet. '26 Ağustos'ta seçimler yapılsın' derken, grup toplantımızda 8 paragraf halinde erken seçime gitmenin şartlarını saymıştık. İşte o şartlardan biri de bu." yanıtını verdi.