3 Mayıs 1944'ün yıldönümü nedeniyle MHP lideri Devlet Bahçeli Alparslan Türkeş ve Nihat Atsız'ı andı. "Zulümler işe yaramadı" dedi.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Mayıs 1944'de yaşananların ''baskı, şiddet, kovuşturma ve haksızlıkların bile, milli bir hedefi kendileri için pusula yapmış olanları inançlarından asla vazgeçiremediğini, işkence ve zulümlerin bir işe yaramadığını herkese açıklıkla ispat ettiğini'' bildirdi.
3 MAYIS 1944'TE NE OLDU? |
3 Mayıs Milliyetçiler günü olarak kutlanmaktadır. Irkçılık-Turancılık Davası'nın gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız- Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan "Ankara Nümayışı"'nı anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkum tarafından kutlanmıştır. "Bundan sonra 3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Ona bir bayram diyemiyeceğiz. Çünkü yıllarca süren büyük ızdırabımız o gün başlamıştır. Ona bir matem demek de kabil değildir. Çünkü bunca sıkıntıların arasında bize büyük bir imtihan vermek, yürekliyle yüreksizi er meydanında denemek, yahşı ile yamanı ayırmak fırsatını vermiştir. O güne kadar tehlikelerden gafil bir çocuk toyluğu ile yürüyen Türkçülük 3 Mayıs'ta gafletten ayrılmış, maskelerin arkasındaki iğrenç yüzleri görmüş, can düşmanlarını tanımış, dost sandığı hainleri ayırt etmiş, hayalin yumuşak bulutlarından gerçeğin sert topraklarına düşmüştür. Böyle sağlam bir sonuca varmak için çekilen bunca sıkıntılar boşa gitmiş sayılmaz. Bundan dolayı biz 3 Mayıs'a Türkçülerin günü deyip çıkıyoruz." |
Bahçeli, ''3 Mayıs Milliyetçiler Günü'' dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, ''akıl ve sağduyunun kaybolduğu İkinci Dünya Savaşı yıllarının Türkiye'de yeni arayış ve taleplerin doğmasına yol açtığını savunarak, milli duruşun sayıca az idealist bir grup tarafından dillendirilmesine neden olduğunu'' kaydetti.
''Nihal Atsız'ın haklı olduğu bir hukuksal süreci milliyetçi bakış açısıyla sahiplenen vatanseverlerin, Ankara Ulus meydanında toplanarak, Türk milletinin tarihi ve kültürel gerçekleriyle çelişen, çatışan tezlere demokratik itiraz hakkını kullanmasının üzerinden 65 yıl geçtiğini'' ifade eden Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''3 Mayıs 1944 olayları; baskı, şiddet, kovuşturma ve haksızlıkların bile, milli bir hedefi kendileri için pusula yapmış olanları inançlarından asla vazgeçiremediğini, işkence ve zulümlerin bir işe yaramadığını herkese açıklıkla ispat etmiştir.
Meydana getirdiği sonuçlar itibariyle, bu kutlu tarih, aynı zamanda aralarında merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in de bulunduğu milliyetçiliğin kutup yıldızlarının; Türk milletinin tarihi serüvenini yanlış ve kasıtlı yorumlayarak, yabancı ve aykırı fikir cereyanlarına davetiye çıkaranlara karşı gösterdikleri onurlu mücadelenin de miladı olmuştur.
Bu çerçevede, milliyetçilik, Türk siyasal sistemine ve aktörleri arasına girmiş, toplum nezdinde katlanarak, büyüyerek ve gelişerek bugünlere ulaşmıştır. Ayrıca, milli kimlikte yaşanan tahribata, milli konularda gösterilen duyarsızlıklara; 1944 olaylarının kahramanları tarafından milliyetçiliğe tema teşkil eden teorik kabullerle, hafıza örgülerinin ve sembollerin derin anlamıyla karşı çıkılmış, yaklaşık çeyrek yüzyıl önceki fedakâr ruha tekrar kavuşulmasının önemi vurgulanmıştır.
Dönemin sosyal ve ekonomik sıkıntılarından bunalan aziz millet fertlerinin olumsuz tepkilerini, arayışlarını milli dayanışma çağrılarıyla siyasi kulvara çeken cefakar milliyetçi dava insanları, sonu ve sonucu ne olursa olsun baş koydukları yoldan asla taviz vermeyerek bugünkü zaman diliminde bizlere ilham kaynağı olmuşlardır.
Şu da bir gerçektir ki; fikir ve kanaat özgürlüğünün zedelendiği bir dönemde, Türk tarihine 1944 yargılamaları olarak geçen davanın 23 şerefli mensubu, yaktıkları milli meşaleyle milliyetçiliğin alternatif siyasi bir hareket olarak popülerleşmesini ve meşrulaşmasını da sağlamışlardır.
Böylelikle, milliyetçilik, düne anlam katan, bugüne kıymet yükleyen ve yarına şuur veren özelliğiyle kültür ve siyasal alana yansımış, millet fertlerinde mensubiyet hissi ve bilinci uyandırarak, milletler mücadelesinde ülkemizin manevi hareket merkezi haline gelmiştir.
Tehditlerin yıldıramadığı, tehlikelerin vazgeçiremediği ve hatıralarıyla bizlere, yolumuzda kararlılıkla ilerleme konusunda azim ve güç veren 1944'ün mümtaz milliyetçi şahsiyetlerini bu vesileyle şükranlarımla anıyorum.
Büyük Türk milletinin ve değerli ülkü arkadaşlarımın bu mana yüklü özel gününü kutluyor; 3 Mayıs 1944'ün hayatta olan fedakâr milliyetçi kahramanlarına minnet hislerimle saygılarımı sunuyorum. Başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, hayatlarını vatan ve millet yolunda kaybeden tüm aziz dava şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.''