MHP lideri Devlet Bahçeli, TRT`nin bugün başlayan Kürtçe yayına, partisinin bilinen görüşüyle tepki verdi. Bahçeli'ye göre Kürtçe yayın, AB'nin değil, PKK'nın isteği..
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devlet eliyle ortak bir Kürt dili yaratılması ve öğretilmesi yolunun önünün açılması talebinin, terör örgütü PKK`nın öncelikli taleplerinden biri olduğunu söyledi. Bahçeli, partisinin yeni genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hükümetin iç ve dış politikalarını eleştirdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, göz boyama ve günü kurtarma, esası şekle feda etme, gerçekleri Türk milletinden saklamak için her yolu mubah görmenin, AK Parti iktidarı döneminde ``devlet idaresi ilkeleri`` olarak görüldüğünü savundu. Bugün Türkiye`yi, ``ülkenin geleceğini değil, kendi siyasi geleceğini düşünen, Türkiye vizyonu ve heyecanı olmayan`` bir zihniyetin yönettiğini ileri süren Bahçeli, hükümetin yoksulluk ve yolsuzlukla mücadeleyi de ``liyakat ve niyet eksikliğini gizlemek için içi boş bir slogan`` olarak kullandığını söyledi. Menfaat ve rant paylaşımının, AK Parti döneminde kurumsal bir yapı içinde yaygın bir organizasyon konusu olduğunu öne süren Bahçeli, ``Milletvekilliği dokunulmazlığı zırhına halatla bağlanmak için çırpınışları bile tek başına AKP`nin bu konuda samimi olmadığının hazin bir delilidir`` dedi. ``VAATLER VE MAZERETLER ENFLASYONU`` AK Parti`nin, büyük bir meclis çoğunluğu ile iktidarda olduğunu, ancak muktedir olamadığını iddia eden Bahçeli, ``Siyaset tarzı, önce hesapsız ve ölçüsüz vaatlerle ortaya çıkmak ve sonra da çeşitli mazeretlerin arkasına sığınarak verdiği sözden geri dönmek esası üzerine kurulmuştur. Bu sorumsuz ve ilkesiz yönetim anlayışı artık AKP klasiği niteliği kazanmıştır`` diye konuştu. Bahçeli, bugün Türkiye`de vaatler ve mazeretler enflasyonu yaşandığını ifade etti. Devlet Bahçeli, AK Parti`nin, birçok konuyu olduğu gibi YÖK ve imam hatip liseleri sorununu da 3 Kasım seçimlerinden önce sorumsuzca ve insafsızca istismar ettiğini, hükümet olduğu süre boyunca da bu istismar siyasetini sürdürdüğünü savundu. Bahçeli, hükümetin son derece acemi ve samimiyetten uzak bir şekilde konuyu Meclis gündemine getirdiğini savunarak, hükümetin bir kere daha geri adım attığını ve sonra hiç sıkılmadan ucuz kahramanlık rolüne soyunduğunu ileri sürdü. Devlet Bahçeli, hükümetin yıllardır acımasızca sürdürdüğü bu konuyu bir amaç olmaktan çok ucuz bir istismar aracı olarak gördüğünün artık bütün çıplaklığıyla anlaşıldığını söyledi. ``CANKURTARAN SİMİDİ``- Türkiye`nin AB üyeliğine de değinen Bahçeli, bütün kaderini AB`ye bağlayan hükümetin, ``Aralık ayında Avrupa`dan çıplak ve içi boş bir tarih alabilme uğruna her şeyi feda etmeye hazır bir teslimiyet psikolojisinden hala kurtulamadığını`` ifade etti. Bahçeli, AK Parti`nin Türkiye için değil, kendi siyasi geleceği için, kendi siyasi varlığını bir müddet daha sürdürebilmek için AB`ye cankurtaran simidi gibi sarıldığını kaydetti. AK Parti ve AB`nin, kendi amaçları için karşılıklı gölge oyunları oynadığını öne süren Bahçeli, AK Parti`nin, AB`den beklediği yardım ve desteğin, artık sona yaklaştığını gördüğü siyasi ömrünü suni teneffüsle bir süre daha uzatabilmek için olduğunu kaydetti. ``DEVLETİN KÖKLÜ KURUMLARINI TAHRİP``- Devlet eliyle ortak bir Kürt dili yaratılması ve öğretilmesi yolunun önünün açılması talebinin kanlı terör örgütü PKK`nın öncelikli taleplerinden biri olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ``AKP, bu yönde ilk adımını atmakla Türkiye`nin toprak bütünlüğünün ve milli birliğini hedef alan terör örgütünün siyasi amaçlarıyla bu noktada buluşmuş olmaktadır. Hükümet, bunun için TRT`ye büyük baskı uygulamış ve sonuçta amacına ulaşmıştır. AKP`nin dümen suyuna giren ve Türkiye için tehlikeli politikaların uygulanmasında maşa olarak kullanılmayı kabul eden TRT`nin bu durumu, AKP zihniyetinin, devletin köklü kurumlarını nasıl tahrip ettiğinin çarpıcı bir örneği olmuştur. Sayın Başbakan, İstanbul Belediyesi`ndeki ekibi vasıtasıyla TRT`yi yozlaştırmak yolunda büyük mesafe kastetmiştir. AB vasıtasıyla önüne getirilen bu dayatmayı kabul eden AKP, bunu yaparken Boşnakça, Arapça ve Lazca`yı bir vitrin süsü olarak kullanmak yoluna gitmiştir. Kütçe yayını perdelemek telaşıyla geleceğini Türkiye`de gören ve Türkiye sevgisinin yoğurduğu ortak bir potada bu ülkede birarada yaşamak isteyen vatandaşlarımızı bu oyuna ortak ve alet etmeye çalışmıştır.`` Bahçeli, ortak bir tarih şuurunu paylaşan, ortak bir geleceğe ve kader birliğine yürekten inanan bütün Türk vatandaşlarını AK Parti`nin bu oyununa karşı duyarlı olamaya, haklı tepkilerini demokratik yollardan güçlü bir şekilde ortaya koymaya çağırdı. Irak`taki gelişmeleri de değerlendiren Bahçeli, hükümetin tutarlı bir Irak politikası bulunmamasının, Türkiye`yi çok ciddi sorun ve tehlikelere açık hale getirdiğini savundu. Bahçeli, AK Parti`nin bu konuda ``ne yaptığını bilmeyen bir şaşkınlık içinde`` olduğunu ileri sürdü.