Bahçeli'den Köşk için iki bomba aday!..
MHP lideri Devlet Bahçeli geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı olacak kişiyi tarif ederken ilginç bir yöntem denemiş.
MHP lideri Devlet Bahçeli geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı olacak
kişiyi tarif ederken ilginç bir yöntem denemiş.
Nasıl bir yöntem olduğunu anlatayım...
Önce iki tane üçgen çizmiş. Üçgenlerden birinin altına yüzde 64,
diğerinin altına da yüzde 36 yazmış. Sonra da iki üçgenin üst
ortasına bir yuvarlak daha çizmiş. O yuvarlaktan iki üçgenin geniş
bölümlerini içine alan iki yeni çizgi çekmiş. Sonra daha büyük bir
oranı içeren en büyük üçgeni ortaya çıkarmış.
"Çare bu üçüncü, büyük üçgen" demiş. Bu geometrik
formülü, "Şimdi biz, bu iki üçgenden daha büyük bir üçgen
ortaya çıkarmalıyız. Bu iki üçgenin içindeki vatandaşın kabulünü
görecek bir ismi aday gösterirsek, yüzde 64 ve 36'dan büyük bir
bölümü buraya kayar. Peki, bu isim nasıl biri olmalı ki bu tablo
gerçekleşsin?" diyerek adayın profilini bu üçgenlerin
yanına yazdığı 3M üzerinden anlatmış.
"Bu 3 M, cumhurbaşkanı adayının önemli üç özelliğini
gösteriyor. 1- Milliyetçi olacak, 2- Muhafazakar olacak, 3- Manevi
değerleri taşıyacak. Devam edelim; laik bir aday olacak. Demokratik
değerlere sahip olacak." Bu iki niteliği de
'Laik' ve 'Dem' diye 3M'nin
altına yazan Bahçeli, alta bir çizgi çekerek formülü tamamlamış. O
son çizgi de çizgi de, hukukun üstünlüğüne inanmayı ifade
ediyormuş!
Bu hesapla yine hangi sıfırları silip hangi rakamları derleyip
toparladı bilmiyorum ama mantıklı bir açıklaması vardır
herhalde...
%64'lük pramiti solda olduğu için siliniz. Sağdaki %36 lık pramidin
boyu kısa kaldığından onuda siliniz. Kaldı mı ortada iki çırpı
bacak ve Ananas'ı andıran yuvarlak halka... Halka deyince Samara
gelir akla...
Ve işte MHP nin 40. yılı gene tabloya bütün haşmetiyle yansıdı mübarek...
Doğrusunu isterseniz ben biraz saf biriyim...
Daha Bahçeli'nin bu formülü anlattığından haberim yokken bana
geometrik çizimi gösterdiler. "Çocuğun teki iki dağın
arasında uçurtma uçuran Pepe karakterini çizmiş." dedim
ilkin.. "Yok bunu Bahçeli çizdi ama, sence neyi
anlatıyor?" diye sordular bu kez...
Çizime tekrar baktım. "Üçgenler dağları, yuvarlak güneşi,
diğer çizimler biraz martıları andırıyor. Bahçeli tatile
çıkacak!" diye yorum yaptım.
İşin gerçeği anlatılınca olaya vakıf olabildim.
İki üçgen eşittir halka, bunu götür halka! Ohh ne güzel formül.
Herhalde adayın resmini de 3 boyutlu yazıcıdan çıkartacak.
Geometrik çizimi bir kenara bırakalım da, tarifi yapılan adayı
biraz mercek altına alalım.
Muhalefetin ortak adayı hem laik, hem muhafazakar, hem demokratik,
hem paralelci, hem solcu hem de faşist olacakmış. Bu kişi nasıl tek
kişi olacak ben anlamadım ama, bence bundan daha önemli bir
sorunumuz var.
Bu kişi püskevit de yiyecek mi, yemeyecek mi? Belki
halkın büyük kesimi püskevit yiyenini istiyor, bu durum niye
dikkate alınmıyor?
Size bir sır vereyim mi?
Bahçeli'nin bu özellikleri taşıyan bir değil, iki adayı var. Birini
şu an MHP Genel Merkezi'nde Püskevitle besliyorlar. Haziran'a kadar
40 yaşındakiler gibi olgunlaşırsa halkın karşına çıkaracaklar. Yok
olgunlaşmazsa o zaman ikinci adaya yönelecekler.
O adayı hepiniz çok iyi tanıyorsunuz!
Adam hem solcu, hem laik, hem milliyetçi, hem dindar, hem gezici,
hem paralelci, hem Kürt, hem de Seyit soyundan geliyor. Hatta
inanmazsınız, arada bir Bozkurt işareti bile yapabiliyor! Püskevit
denince akla, hemen onun adı gelir!
Eti Kemal Kılıçdaroğlu!
İşin latifesi bir yana...
Hem Bahçeli'nin, hem Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalar
muhalefetin içine düştüğü gülünç durumunu gözler önüne sermekten
başka işe yaramıyor. Valla niye yalan söyleyeyim. Hoca Nasrettin
bile bu ikilinin çok arkasında kaldı komedi bakımından. Muhalefet
partileri oy almamak için bu kadar mı çaba harcar Allah'ım?..
Düşünsenize...
Her iki muhterem de, "Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz.
Cumhurbaşkanı olacak kişi halkın tamamını kucaklayacak biri
olmalı" diyor her fırsatta...
İyi hoş da, herkesi kucaklayan niye siz değilsiniz? Madem siz
herkesi kucaklayacak adam arıyorsunuz, o makamları niye işgal
ediyorsunuz beyler?
"Bir de Erdoğan halkı kutuplaştırıyor, bölüyor" diyorlar.
Yahu adam 80'lerde birbirlerini kesenleri birleştirdi, yine
yaranamadı kimseye...
AK Parti'nin birleştirici gücüne bakın hele..
Koca MHP oldu Milliyetci Cumhuriyet Halk Partisi. Politik görüş
derseniz Solsağ! Başbuğ'un partisi bula bula peşine takılacak Kemal
Kılıçdaroğlu'nu bulmuş!
O Kılıçdaroğlu ki zebanilerin CHP'ye oy vereceğini bilse, gözünü
kırpmadan Türkiye'yi cehenneme çevirmekten kaçınmayacak
birisi...
Onlar üçgen formülünü geliştiriyor ama, AK parti halkla birlikte 12
yıldır silindir formülünü uyguluyor, ezip geçiyor. Anlaşılan o ki
nal toplamak bağışıklılık yapmış. Zannediyorlar ki bu millet
kendilerine AK Parti ile uğraşsınlar diye oy veriyor.
Temelsiz çatı kuracak kadar uçmuş bunlar.
Kurdukları çatıya daha şimdiden baykuşlar tünemiş haberleri yok! 12
yıldır yaşandığı üzere. Seçim yaklaşınca bir anda darı ambarını
görmeye başladılar yine...
Ben ne olacağını söyleyeyim.
Bahçeli seçimden bir gün sonra tekrar daha ekran karşısına
geçip, "Biz oylarımızı bayağı yükselttik. Amma yükselttik,
epey yükselttik. Nasıl da yükselttik" diyerek seçmeninin
aklıyla alay edecek.
Kemal Kılıçdaroğlu ise birkez daha, "Biz yurttaşlara
kendimizi tam olarak anlatamadık diye kaybettik"
diyecek.
Yok, yok!
Vallahi siz bu millete kendinizi her fırsatta çok iyi anlattınız.
Ne zaman bu halkın birliğe ihtiyacı olsa, ya İsrail'in, ya
Suriye'nin, ya Almanya'nın... Kısacası Türkiye düşmanı olan kim
varsa onun kucağına oturup ülkenizi satışa çıkardınız. Siz
kendinizi halka çok iyi anlattınız da, o halkın yüzde %26'sı sizi
hala tam olarak anlayamamış!
Onlar da anlar inşallah!
Yazıyı noktalamadan önce, "Seçimi kim kazanır?"
diye soran kardeşlerime cevap vereyim. Arkadaşlar, göründüğü gibi
olan, gücünü milletten alan kimse, o cumhurbaşkanı olacak!
Bu kadar basit!