BIST 9.407
DOLAR 34,42
EURO 36,42
ALTIN 2.841,82
HABER /  DÜNYA

Bahçeli’den hükümete Suriye eleştirisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Esad’a vadeler biçen, koltuğundan olacağını aylar öncesinden müjdeleyen hükümet sürekli duvara toslamış,...

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Esad’a vadeler biçen, koltuğundan olacağını aylar öncesinden müjdeleyen hükümet sürekli duvara toslamış, sürekli yanılmış, sürekli cepten yemiştir" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel ve bir dönem MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Turgut Nasün’ün hayatlarını kaybetmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Gerek merhume Nazmiye Demirel Hanımefendiye gerekse merhum Turgut Nasün Bey’e Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, sevenlerine ve ailelerine sabır ve başsağlığı temennilerimi iletiyorum” dedi.

“ÜLKÜCÜLER CANDAN VAZFEÇMEYİ GÖZE ALMIŞ TÜRK MİLLETİNİN YÜZ AKLARIDIR”
27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü’nde şehitleri dua ve hasretle yad ettiklerini belirten Bahçeli, ülkücülerin vatan, millet, bayrak ve bağımsızlık yolunda candan vazgeçmeyi göze almış Türk milletinin yüz akları, cesaret timsalleri olduğunu belirterek, ülkücülerin, Türk-İslam ülküsünü bayrak yapmış, ilkeli, sade, düzgün, doğru ve istikrarlı hayatlarıyla temayüz etmiş kutlu yürekler olduğunu söyledi. 27 Mayıs aynı zamanda Gümrük ve Tekel eski Bakanlarından Gün Sazak’ın şehit edilişinin yıl dönümü olduğunu sözlerine ekleyen Bahçeli, “Dürüst ve ilkeli bir devlet adamının nasıl olması gerektiğini icraat ve yaşayışıyla gösteren merhum Sazak Bey bir ahlak ve fazilet sembolüdür. Şehadetinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen hala gönüllerdeki yerini korumakta, hala takdir ve şükranla anılmaktadır” dedi.

“AZİZ CEDDİMİZE YÜZ ÇEVİRMENİN BEDELİ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Yarın 560’ncı yıl dönümünü kutlanacak olan İstanbul’un fethinin, hem Türk hem de beşeriyet tarihi açısından dönüm noktalarından birisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türk milletinin yaklaşık bir asır önce çekildiği coğrafyalarda bugün yaşanan kargaşa, iç savaş ve gerilimlerin, İstanbul’un fethi ile zirveye taşınan kuvvetli ama bir o kadar da vicdanlı ve insaflı yönetimin önemini bir kez daha ispatlandığını belirtti.
Bahçeli, “Bugünkü şartlarda bıraktığımız, terk etmek zorunda kaldığımız yerler istikrarsızlık içinde kıvranmaktadır. Bilhassa komşu coğrafyalarda gökten yağan şiddet, yerden biten anlaşmazlık ve hercümerç sanki aziz ceddimize yüz çevirmenin bedeli olarak ortaya çıkmıştır. Yüzyıllar boyunca barış ve güvenlik içinde bulunan eski hâkimiyet havzalarımızın ve İmparatorluk bakiyemizin, peş peşe elimizden çıktıktan sonra ateş topuna dönmesi, emperyalist hırsın oyuncağı haline gelmesi çok düşündürücü ve ibretlik bir tesadüftür. Türk milletinin arkada bıraktığı her yerde hüzün, gözyaşı, sorun ve uzlaşmaz çelişkiler yükselmektedir. Bu gelişmeler elbette hepimiz için müteessir verici bir durumdur. Millet olarak, bölgesel ve küresel klasmanda sözü geçen lider bir pozisyona ulaşmak istiyorsak, ecdadımızın yüzyıllarca bir yönetim prensibi olarak kullandığı kardeşçe yaşama tercihini samimiyetle desteklemeli ve canlandırılmalıyız. Efendimizin övgüsüne yüzyıllar öncesinden mazhar olan fetih hareketi ile İstanbul, İmparatorluk coğrafyasının beşeri, kültürel ve ticari bir kaynaşma merkezi olmuştur. Ancak, bugün geldiğimiz aşamada tarihi güzelliğinden ve anlamından maalesef çok uzaktır” diye konuştu.

“TARİHİ SORGULAMAK DEMEK, MİLLETİ TARTIŞMAYA AÇMAK DEMEKTİR”
Grup toplantısındaki konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı hedef alan Bahçeli, son zamanlarda tarih kitaplarının yeni baştan yazımından bahsedilmesi ve bu konuda çalışmalar yapıldığıyla ilgili açıklamaların kendilerini endişelendirdiğini kaydetti. AK Parti hükümetinin tarih kitaplarında değişikliğe gitmesinin son sakıncalı olduğunu dile getiren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tarihimizin yeniden yorumu ve analizi başka bir şeydir, yeniden tarih yazımına girişmek bambaşka bir şeydir. İktidar Türk tarihinin hangi devrinde oynamalar yapacak, hangi bölümünde tahrifat ve tahribatlara yeltenecektir. Tarih kitaplarımızda olduğu iddia edilen ayrımcılık ve yanlışlar nelerdir ve nerede yazılıdır. Türk tarihini siyasal emellere kurban vermek, bölücü yaklaşımlara dayanak yapmak olabilecek en büyük çirkinlik ve çirkefliklerden birisidir. Bu son derece tehlikeli bir yöneliştir. Tarih milli hafızamızdır. Tarih milli kimliğimizin ve milli birliğimizin kaynağıdır. Tarihi sorgulamak demek, milleti tartışmaya açmak demektir. Yeni baştan tarih yazımı demek, nesillere bu zamana kadar içi boş ve hayal mahsulü bilgiler verildiği manasına gelecektir. Tarih şuuru; bizi biz yapan, kendi köklerimize bağlayan ve geçmişten bugüne uzanan vakıalar zincirini süreklilik anlayışı bağlamında öğreten bir kırattadır. Anlaşılan AK Parti hükümeti eski Türkiye-yeni Türkiye ayrımını cılkı çıkmış bir tarih yazımıyla kurumsallaştıracak ve temellendirecektir. Tarihe bölücü ellerin, art niyetlerin ve zalim fikirlerin dokunması ve incitmesi büyük bir handikap ve hüsrandır. Dikkatinizi çekmek isterim ki, bir milletin kaderiyle oynamak için önce tarihini anlamsızlaştırmak ve itibarsızlaştırmak lazımdır. İşte AK Parti zihniyeti bunu yapmaktadır. Milli Eğitim Bakanı’nın başka bir işi mi kalmamıştır. Eğitim ve öğretimle ilgili her sorunu bitirmiş ve halletmiştir de, tarih kitaplarına mı gözünü dikmiştir. Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ün bile itiraf ettiği eğitimdeki başarısızlık deprem enkazı gibi ortada dururken, söz konusu bakan tarihi çarpıtmakla mı kendisini teskin edecek, acziyetini bu şekilde mi kapatacaktır. AK Parti hükümeti tarihin nesini düzeltecektir. Bu hak ve yetkiyi kimden almıştır. Bugünkü AK Parti kadroları mevcut tarihi bilgileri okuyarak yetişmemişler midir. Var olan tedrisatın eksiği, noksanı ve zaafı nelerdir.y Başbakan, Bizans’tan özür mü dileyecek, İmralı canisinin gönlünü mü alacak, methiyeler düzdüğü Haçlılardan af mı dilenecektir. Gencecik dimağları hangi fitne ve fesatlarla zehirleyecektir. Hükümetin Türk tarihinden rahatsız olması yeni bir bölücü cüretkarlıktır ve mutlaka engel olunmalıdır.”

“TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI İLİŞKİLERDEKİ İTİBARI AK PARTİ’YLE BİRLİKTE ERİDİ”
Hükümetin dış politikada izlediği yolu da eleştiren Bahçeli, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki itibar ve saygınlığı AK Parti’yle birlikte erimiş ve buharlaştığını öne sürdü. AK Parti hükümetinin komşu ülkelerle izlediği politikaların Türkiye’yi zora ve dara düşürdüğünü ve açmazlara sürüklediğini öne süren Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın zalim Esad yönetimiyle kavgaya tutuşması, küresel çevrelerin ikili oynamaları AK Parti’ye arkası arkasına salvo olarak çarpmıştır. Esad’a vadeler biçen, koltuğundan olacağını aylar öncesinden müjdeleyen hükümet sürekli duvara toslamış, sürekli yanılmış, sürekli cepten yemiştir. Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi Suriye çıkmazına hapsetmiş, kendisinin karar ve hareketlerini zayıflatmanın yanında, Türkiye’nin imkan ve jeopolitik gerçekleriyle uyuşmayacak yanlışlara imza atmıştır. Türkiye’nin sözü yere düşmüş, inandırıcılığı havada kalmıştır. Ve daha da vahimi hiçbir yaptırımı olmayan bir ülke konumuna sürüklene sürüklene getirilmiştir. Başbakan Erdoğan ABD’nin ağzına baktıkça kaybetmiş, savaş diline teslim oldukça azarlanmış, hizaya sokulmuş, geri adım atmak zorunda bırakılmıştır. Suriye politikası bu nedenle çelişkilere, öngörüsüzlüklere ve bir adım bile önünü göremeyen bir körlüğe çakılmıştır” şeklinde konuştu.

“ALKOL YASINA VERİLEN DESTEK; AK PARTİ’YE VERİLMİŞ BİR DESTEK DEĞİLDİR”
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen, Alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak alkol satışını ve kullanımını daraltacak bu düzenlemeye doğal olarak olumlu yaklaştıklarını söyledi.
Yasa teklifine olumlu yaklaşma tavırlarının asla AK Parti’ye verilmiş bir destek olmadığını belirten Bahçeli, maksatlarının Türk gençliğinin kötü alışkanlıklardan korunması için atılmış ve Parti Program ve ilkeleriyle uyumlu bir adım olduğunu kaybetti. 2011 Seçim Beyannamelerinin 143., Parti Programlarının ise 102. sayfasında; sigara, alkol ve her türlü uyuşturucu madde kullanımına, kumar ve benzeri alışkanlıklara, fuhuş, anarşi ve teröre karşı gençlerin korunacağı ve bilinçlendirileceğinin yer aldığına dikkat çeken Bahçeli, “Bu itibarla kişisel özgürlük alanlarına saygı duymakla birlikte, gelecek nesillerimizin ruh, beden ve zihin sağlığını güçlendirmeyi siyaset kurumunun asli vazifelerinden birisi olarak kabul etmekteyiz. Bizim sorumluluğumuz büyük Türk milletine ve gelecek kuşaklaradır. Kötü alışkanlıklarla mücadele ise boynumuzun borcudur. Türk gençliğinin büyük çoğunluğunun elbette kötü alışkanlardan uzak durduğu bizce malumdur. Yine de tedbir almak, kötü yollara kapı açacak bağımlılık ve düşkünlüklerden baskı ve zorbalıklara tevessül etmeden herkesi muhafaza etmek siyasetimizin hedeflerinden birisidir” dedi.

“AK PARTİ’YE KARŞI OLMAKLA İLİŞKİLENDİREN ZAVALLILAR MHP’DE YER BULAMAZ”
Alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne verilen desteği eleştirenleri çok sert bir dille uyaran Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“MHP’nin programına, seçim bildirgesine bağlı kalarak tutarlı bir siyaseti her şart altında yaparken, birileriyle uyuşuyor diye kendi iradesini bir kenara atıp AK Parti’yi desteklemek bir gaftlettir. Herkes konuşurken haddini bilecek. Herkes ne söylediğinin farkında olacak. Çok daha öncelerde bu hassasiyeti ortaya koyan Milliyetçi Hareketi, kötü alışkanlıklara destek verecek bir konuma sadece AK Parti’ye karşı olmakla ilişkilendiren zavallılar MHP’de yer bulamaz. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum; yıllar öncesinden 3K teorisi diye ortaya koyduğumuz görüş vardı. ‘Kafa kalp kol.’ Bunların açılımını yapmış olsanız AK Parti solda sıfır kalır zaten yanında. Ancak Başbakan’ın ‘gece-gündüz içen, kafası kıyak bir nesil istemiyoruzü’ sözü ise maksadını tamamen aşmıştır. Başbakan onu bunu bırakmalı, sokaklardaki tinercilerin, köprü altında yatan çocukların, evsiz barksız yavruların derdine düşmelidir. Kıyak kafa konusunda tecrübesi varsa kendisine saklamalı ve gençlerimizi töhmet altına bırakacak yanlışlardan ve ithamlardan uzak durmalıdır.”
(İHA)