MHP Lideri Devlet Bahçeli, Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde yaptığı konuşmada esti gürledi. Bahçeli, türbandan zinaya kadar pekçok konuda hükümete yüklendi.
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bir yol ayrımına sürüklendiğini ifade ederek, "Türk milletinin büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkede zinadan söz olur mu?" dedi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde katıldığı 10. Anadolu Kurultayı'nda hükümetin ekonomik politikalarını eleştirirken, başörtüsü ve son günlerde gündemde olan zina tartışmaları konusunda görüşlerini açıkladı. Beyşehir Yaka Manastır Milli Parkı'nda MHP Beyşehir İlçe Başkanı Osman Tatu ve İl Başkanı Hakkı Ünler'in konuşmasının ardından kürsüye gelen Bahçeli, "Başörtüsü meselesi, Kur'an kursları, imam-hatip meseleleri ve şimdi de zina meselesi, Türkiye'nin gündemine taşınmak suretiyle, Türkiye'de gerilim yaratılıyor, sosyal doku tahrip ediliyor, milli ve manevi kıymetlerimiz ayaklar altında ezilip tartışılıyor. Soruyorum; bir Müslüman ülkede, Türk milletinin büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkede zinadan söz olur mu? Türkiye'nin böyle olduğu bir dönemde, bu yanlış gidişe dur diyecek, kuşatmayı kıracak, yol ayrımında lider ülke tercihini ortaya koyacak bir siyasi hareketin varlığına, dün olduğu gibi bugün de ihtiyaç vardır. Bu siyasi hareketin adı 'Milliyetçi Hareket'tir ve iktidarın tek alternatifidir. O sebeple bu davaya gönül vermiş arkadaşlarıma çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Nerede olurlarsa olsunlar, şu an hangi mesafede bulunuyorlarsa bulunsunlar, Türkiye'nin geleceğinin tercihlerinin ortaya konacağı bu günlerde, MHP olarak bir gönül beraberliği içerisinde tek bir yerde yumruk gibi olmak suretiyle iktidarın alternatifi olduğumuzu ve bu ülkenin de sahibi olduğumuzu haykırmamız lazımdır. Bu düşünce ve anlayışla Anadolu Kurultayı'nın böyle bir birlikteliğe vesile olduğuna inanıyorum" dedi. Ülkenin çok ciddi iç ve dış meselelerle karşı karşıya bulunduğundan söz eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Ülke yönetiminde söz sahibi olanlar, bilerek veya bilmeyerek Türkiye'yi bir yol ayrımına doğru sürüklemektedir ve Türkiye, çok sinsice kuşatılmaktadır. Böyle nazik bir ortamda düzenlenmiş olan Anadolu Kurultayı'nın bir anlamı olsa gerektir. Bu kurultayda muhtelif bölgelerden, ilçelerden, beldelerden gelen dava arkadaşlarım, vatandaşlarım olarak bulunduğumuz çadırda, birarada ülke üzerinde bir ölçüde düşünmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü, bu millet büyük bir millettir. Bu vatan Türk milletinindir. Bu vatan sahipsiz değildir. Bu vatanın sahipleri burada, bu güzide evlatları ile temsil edilmektedir. Onun için ülkemiz nereye gidiyor, nereye sürüklenmek istiyor, bunu çok iyi bilmek ve tarihi kararların alınmasında öncülük yapmak lazımdır. Kıbrıs'taki gelişmelere hep beraber şahit olduk, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, AB'nin üyesi oldu, KKTC hala tanınmamaktadır. Irak işgal edilmiştir, işgalden sonraki gelişmeler hepimizin dikkatini çekmektedir. Ama son günlerde görülüyor ki, Türkiye'nin belirlediği kırmızı çizgiler tepelenmiş, Irak'ın toprak bütünlüğü üzerinde hiçbir mutabakat kalmaksızın Irak'ta bölünmeye ve Türkiye'yi çok yakından tehdit edecek kukla devletçiklerin kurulmasına müsaade edilir hale getirilmiştir. Hele son günlerde Irak'ta yaşayan Türkmenlerimiz, tam bir imha planı ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Kerkük, Musul olayları bunun gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Orada yaşayan ve Irak topluluğunun üçüncü nüfus büyüklüğüne sahip olan Türkmen soydaşlarımız, göçe zorlanmakta, yok edilmekte ve muhtemelen Kuzey Irak'ta, gelecekte Türkiye'nin başını ağrıtabilecek bir kukla devletin kurulmasına zemin hazırlatılmaktadır. Güneydoğu Anadolu'daki gelişmeler henüz bitmiş değildir, Hazirandan itibaren terör büyük boyut kazanmıştır. AB'nin komiseri Türkiye'yi bir sömürge ülkesi gibi görüp, Diyarbakır'a gelerek orada teftişte bulunmaktadır. Geldiği gün çok anlamlıdır. Toprak bütünlüğünün korunması, mandacılık ve himayeciliğin reddedildiği 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresi'nin olduğu güne getirerek, 4 Eylül ile 11 Eylül arasında özellikle de mandacılığın ve himayeciliğin reddedildiği 6-7 Eylül tarihlerinde Diyarbakır'da bulunarak Türkiye'yi bir manda ülkesiymiş gibi yönettiklerinin işaretlerini gösterir davranışları ortaya koymuşlardır. Bütün bunlar sonu belli olmayan bir Brüksel yolculuğuna verilen bir tavizdir. Teslimiyetçi politikanın sonuçlarıdır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.Türkiye ekonomisi bu anlamda zaafa uğratılmaktadır." Ekonomik konulara da değinen Bahçeli, Türkiye ekonomisinin zaman zaman büyüdüğünden, zaman zamansa enflasyonun düştüğünden bahsedildiğine vurgu yaptı. Bahçeli, "Bunlar rakam olarak ifade edildiği gibi doğrudur. Enflasyon aşağıya çekilmektedir. Ekonomik büyüme yüzde 5'ler civarındadır. Ama hala işsizlik yaygındır, bölgeler arasındaki dengesizlik devam etmektedir.Yoksulluk, rüşvet devam etmektedir. Hortumu kestik diyenler, reklam olmasın ama Fırat Borusu gibi kanalları kendilerine açmaktadırlar. Çiftçimizin gerçek durumunun ne olduğunu görmek istiyorsanız gelin Türkiye'nin en büyük ili olan ve geçim kaynağı çiftçilik olan, tarım olan Konya'yı gezsinler. Gelsinler, gerçeğin ne olduğunu görebilmek için çadır çadır dolaşsın, çiftçimizle sohbet etsinler" diye konuştu. 3 bine yakın partilinin katıldığı kurultaya, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Genel Başkan yardımcıları Faruk Bal, Metin Çobanoğlu, Mehmet Şandır, eski MHP milletvekilleri, genel merkez, il ve ilçe yönetimi ile çevre il ve ilçelerden de parti teşkilat yöneticileri ve MHP'li belediye başkanları katıldı. Kurultayda protokol konuşmalarından önce mehteran gösterileri yapılırken, konuşmalardan sonra da folklor ve tekvando gösterileri yapıldı, Mustafa Yıldızdoğan ve İbrahim Dülger kurultaya katılanlara bir konser verdi. Aşık Sefai'nin de katıldığı kurultay, akşam saatlerine kadar sürdü.