BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Bahçeli’den hükümete çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Musul’da Türk vatandaşlarının rehin alınmasına ilişkin, “Öncelikle vatandaşlarımızın kurtarılmasını istiyo...

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Musul’da Türk vatandaşlarının rehin alınmasına ilişkin, “Öncelikle vatandaşlarımızın kurtarılmasını istiyor ve bekliyoruz. Ancak IŞİD terörüne karşı her türlü tedbirin de sırasıyla ve acilen planlanarak alınmasını gerekli görüyoruz” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 10. Dönem Sertifika Töreninde konuştu. Milli ve tarihi kabulleri eriyen ve silikleşen iktidar kadroları Türkiye ve Türk milletini felakete sürüklemektedir. AK Parti siyasetinin baştan ayağa sorunlu olduğunu savunan Bahçeli, “Hükümetin iç ve dış politikası iflas etmiştir. Uğruna nice faninin feda olduğu vatan topraklarımız üzerinde şeref ve bağımsızlığımızın sembolü bayrak çekildiği gönderden indirilmektedir. Sınırlarımızın dibinde terör örgütleri devlet kurmak için kan ve ölüm yatırımı yapmaktadır. Fakat hükümet korkak, sinmiş ve acizdir. IŞİD terörü, Musul Başkonsolosluğumuzu basmakta, diplomatlar dahil olmak üzere 49 vatandaşımızı rehin almaktadır; fakat Başbakan hala muhalefete laf yetiştirmekle meşguldür. IŞİD militanları ekmeğini kazanmak için direksiyon çeviren tır şoförlerimizi fidye maksadıyla kaçırmakta ve alı koymaktadır; ne var ki Başbakan hala yalanlarına devam etmekte, meseleyi sulandırmaktadır. Sorarım sizlere, Musul’daki diplomatik misyonumuzun basılması Türk topraklarına tecavüz etmek değil midir? Vatandaşlarımızın silah zoruyla ve tehditle özgürlüklerini gasp etmek Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret değil midir? Bunlar oluyorken, Başbakan IŞİD’e en küçük tepki göstermemiş, gösterememiştir. IŞİD’i eleştiren bir tek sözü henüz duyulmuş değildir” diye konuştu.

“AKP KAYBETMİŞTİR”
“Elbette biz öncelikle vatandaşlarımızın kurtarılmasını istiyor ve bekliyoruz” diye devam eden MHP lideri, “Elbette Türkmen kardeşlerimizin yerinden yurdundan edilmesine tahammül edilmemesini ve sessiz kalınmamasını talep ediyoruz. Ancak IŞİD terörüne karşı her türlü tedbirin de sırasıyla ve acilen planlanarak alınmasını gerekli görüyoruz. Şunu unutmayalım, AKP hükümeti mezhepçi ve jeopolitik gerçeklerimizi umursamayan politikalarını sürdürürse sonuç çok acı olacaktır. Politikadaki yanlışlar dizisini stratejiyle düzeltmek olmayacak bir şeydir. Doğru siyaset yoksa, doğru strateji denklemi kurulamayacaktır. AKP’nin Ortadoğu politikası tepeden tırnağa yanlış olduğundan, stratejik ve taktik adımlarla sorunlar göğüslenemeyecek, giderilemeyecektir. AKP kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.

“TÜRK MİLLETİNİN JEOPOLİTİK ANGAJMANLARINA TAMAMEN TERS”
Başbakan Erdoğan’ın IŞİD tehdidini sulandırmaya çalıştığını savunan ve bunun Türk milletinin jeopolitik angajmanlarına tamamen ters olduğunu anlatan Bahçeli, “Türkmenlerin katledilmesine duyarsız kalması, Türkmen yurtlarının işgaline atalet içinde bakması Türk milletinin bin yıllık siyasetine aykırıdır. Komşu coğrafyaların bölünüp parçalanmasına destek vermek, değilse bile seyirci kalmak Ankara’nın güvenliğini riske ve belirsizliğe sokacaktır. Bunu bedeli de biliniz ki çok vahim olacaktır. Hele hele Başbakan’ın terör örgütleriyle düşüp kalkması, bölücü ve yıkıcı teröristlerle mücadelede ayak sürümesi Türk devlet geleneğini hiçe saymaktır. Bu şartlar altında, yeni Türkiye masalı okuyan Başbakan ve hükümeti milli ahlak ve fıtrattan yoksun olduğu için tehlikenin azametini görememekte, anlayamamaktadır. Eğer bu döngü devam eder, Başbakan bayrak indirenlere sergilediği yabancı ve gayri milli bakışı sürdürür, Irak ve Suriye’nin terör örgütleri tarafından istilasına kayıtsız kalırsa, biliniz ki, Türk vatanı jeopolitik açmazdan dolayı mahvolacaktır. Bu kaçınılmaz akıbeti değiştirecek bir tek olumlu örneğe tarih henüz şahitlik etmemiştir. İnsanlığın geçmişi, tarihin çöplüğü riskleri öngörememiş yöneticilerin ve devletlerin enkazı ile doludur. Herkesi bir kez daha uyarıyorum; coğrafyamız tartışılırsa, milletimiz; milletimiz tartışılırsa devletimiz; devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa varlığımız ortadan kalkacaktır. Tehdit bu kadar somut ve yakındır. Allah muhafaza ama, bölgesel kaos, bölgesel ateş Türkiye’yi vuracak ve yakacaktır. 1916’da cetvelle çizilen Ortadoğu haritası Osmanlı İmparatorluğuna pahalıya patlamış ve vatan kaybettirmişti. Şayet bunun ikincisi olursa, bu defa da son yurdumuzu kaybetme ihtimaliyle yüz yüze kalacağımızı müzakereci Başbakan idrak etmelidir” diye konuştu.

"AKP FİKİRSİZ OLDUĞU İÇİN..."
Türkiye’nin gücü olduğunu ama bunun atıl vaziyette olduğunu ileri süren Devlet Bahçeli, “Gücünü zamanında ve kıvamında kullanan Türk devletinin vatan topraklarında hiçbir hain bayrak indirmeye cesaret edemeyecektir. Ya da hiçbir terör örgütü tehdit savuramayacak, sınırlarımızda at koşturamayacaktır. Başbakan Erdoğan Türkiye’nin içini boşaltmış, ‘dünya lideri oldum, oluyorum’ gürültüsüyle ülkemize küme düşürmüştür. Başbakan hiçbir sözünü yerine getirememiştir. Ne söylediyse altında kalmıştır. Ne dediyse yutmuş, neyi hedeflediyse fos çıkmıştır. 2003 yılında Irak’taki çuval rezaletinden beri değişen bir şey olmamıştır. Onurlu, dengeli, barışçı, tutarlı ve yaptırım gücü olan Türk dış politikasından; korkan, kaçan, pısan, çekinen, izin ve icazet bekleyen vizyonsuz politikaların pençesine düşülmüştür. AKP fikirsiz olduğu için ülkemizi bu duruma düşürmüştür.
AKP siyasete şirket mantığıyla baktığı için bugünkü zelil hale sürüklenmiştir. Hepsinden önemlisi hükümet; milli, vicdani, ahlaki ve İslami ölçülerini paraya çevirdiği ve rüşvete değiştiği için menfaat ortaklığına dönüşmüştür. Eskilerin deyimiyle iktidardaki partide devlet ve siyaset adam eksikliği ülkemizin önünü kesmiş, elini zayıflatmış, gücünü aşındırmıştır. Oysaki Türkiye’yi bölgesel ve küresel zeminde yakından ilgilendiren çok ciddi sorun alanları vardır. Bakınız, Avrupa ülkeleri de içten içe kaynamaktadır. İtalya’nın Venedik, İspanya’nın Katalonya, İngiltere’nin İskoçya ile ilişkileri bu ülkelerin iç bünyelerini tartışmaya açacak, zora sokacak kadar karmaşık bir hal kazanmıştır. İlave olarak Avrupa Birliği’ne başkentlik yapan Belçika’da, Valon ve Flaman geriliminin ve uzlaşmaz çelişkilerinin uzunca bir tarihi olduğu da malumlarınızdır. Kanada üzerinde İngiltere ve Fransa’nın nüfuz mücadelesi değişik vasıta ve kanallarla hala devam etmektedir. Ukrayna’da Rusya ve Batı arasındaki mücadele endişe vericidir. Sorun sadece Ortadoğu’da değildir. Sıkıntı yalnızca Afrika ve Asya özelinde yaşanmamaktadır. Nihayetinde uluslararası toplum sancılı ve istikrarsız bir mecrada kan kaybetmektedir. Ayrıca dünyada 200 milyon işsiz vardır ve pimi çekilmiş bomba gibidir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıklamalarına göre, yerküre üzerinde sayıları 842 milyona varan insan aç ve sefildir. Bunun için de aziz milletimizin fertleri önemli sayıda yer kaplamaktadır. Vitrinler doludur, AVM çılgınlığı salgın hastalık gibi yayılmaktadır, fakat yoksulluk, ekonomik adaletsizlik, vicdan eksikliği, terör saldırıları, siber savaşlar, sınır mücadeleleri bir o kadar acımasız düzeydedir. Zenginliğin tam karşı cephesine keskinleşerek yerleşen fakirlik, işsizlik, darlık ve kıtlık insanlığı tüketmektedir. Kabaran eşitsizlikler, artan hukuksuzluklar, kişi hak ve hürriyetlerine karşı gösterilen ilgisizlikler büyük ve kontrolsüz yıkımların habercisi niteliğindedir. Fakat Başbakan Erdoğan kendi derdine düşmüştür. Rüşvet ve yolsuzluk sarmalından yakayı kurtarmanın telaşındadır. Bölücülükle uzlaşma, teröristlerle kucaklaşma emelindedir. Bunlar yetmiyormuş gibi, Cumhurbaşkanı adayı olmak için her yol ve yöntemi denemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, geride kalan kırk beş yılın birikimi ve kadroları ile Türkiye’mizin yönetimine, Türk milletinin onurlu geleceğine taliptir. Ve AKP oyununu bozacak, Recep Tayyip Erdoğan komplosunu etkisiz kılacak yegâne iradedir” dedi.
(İHA)