BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,20
ALTIN 2.996,66
HABER /  POLİTİKA

Bahçeliden Ermeni vurgusu

MHP Lideri Devlet Bahçeli, önce hükümeti ardından da Ermeniler'den özür dileyen aydınları eleştirdi. İşte o zehir gibi sözler;

Abone ol

Meclis, uzun bir tatilin ardından haftaya hızlı başladı. Bütçe görüşmelerinin ikinci gününde ilk olarak CHP lideri Deniz Baykal ardından da MHP lideri Bahçeli söz aldı.

Bahçeli'nin ilk gündem maddesi ise hükümetin 2219 günlük iktidarı ve bu süreçte uyguladığı ekonomik politikalar oldu. Ses tonundan yorgunluğu, özenle seçtiği kelimelerle de "Ermeni Soykırımı" konusunda başlatılan "özür hareketinden" oldukça rahatsız olduğu gözlenen Bahçeli, sık sık Erdoğan'a seslendi.

İşte Bahçeli'nin Meclis'teki bütçe görüşmelerindeki konuşmasından bazı bölümler;

2219 GÜNDE YEDİNCİ BÜTÇE

Türkiye, büyük bir Meclis çoğunluğuna sahip tek başına iktidar çoğunluğu tarafından 2219 gündür yönetilmektedir. Bugün görüşmekte olduğumuz bütçe, AKP hükümetlerinin yedinci bütçesidir.

2009 yılı bütçesinde de, hükümet tarafından tutarlılığı olmayan tahminlerin, doğruluğu tartışmalı verilerin hazırlık aşamasında dikkate alınması, ciddiyetsiz bir siyasi duruşu resmetmektedir.

"TÜRKİYE İÇİN ACIMASIZ BİR DÖNEM"

İlerleyen yıllarda, küreselleşme sürecinin günümüzdeki hızını sürdürmesi, hatta arttırması durumunda, özellikle gelişmekte olan ülkelerin milli kültürlerinin daha çok kuşatılacağı, varlıklarının tehlikeye gireceği acımasız bir dönem kendisini gösterecektir.

Başlı başına bu durum bile, sorunların oluşmasında hiçbir suçu ve günahı olmayan milyonlarca insanın, krizin ağır sonucundan ve büyük maliyetlerinden etkileneceğini göstermektedir.

HÜKÜMETE UYARI!

Küresel sistemin bir parçası olma konusunda, abartılı ve ısrarlı bir heves içinde olan hükümete bir hususu hatırlatmak ve samimi bir uyarıda bulunmak istiyorum:

Görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla; meseleleri omurgasından bir türlü yakalayamayan hükümetin şaşkınlığı, sorunlu siyasi anlayışı, siyasi geleceğiyle ilgili taşıdığı endişe, Türkiye’nin sorunlarını sağlıklı ve rasyonel bir bakış açısıyla yorumlanamadığına işaret etmektedir.

"DOLAR KURUNDAKİ ÇELİŞKİ"

Orta Vadeli Programda 2009 yılı için öngörülen dolar kuru 1,43 YTL olmasına rağmen, 2009 program hedefinde dolar kuru 1,40 YTL olarak belirlenmiştir. Döviz fiyatındaki yukarı yönlü eğilimin görüldüğü bu zaman diliminde, kurlardaki oynaklık 2009 program hedeflerini işlevsiz bir hale getirecektir.

Ayrıca, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşme bir vaka iken, 2009 yılı için hedeflenen 50,4 milyar dolarlık cari açık rakamının gerçekçi olmayacağı da ortadadır.

"VATANDAŞIN YÜKÜ DAHA DA ARTACAK"

Hükümetin bu hedeflere ulaşılabilmesi için, vergi dilimlerindeki düzenlemelerle ve gizli vergileme yoluyla, mükelleflere ve ücretlilere; dolaylı vergilerle de mecali tükenmiş olan geniş kitlelerin sırtına yüklemeyi amaçladığı görülmektedir.

Bunun sonucu açlık ve yoksulluk sınırında yaşama mücadelesi veren halk kitlelerinin vergi yükü daha da ağırlaşacak, kayıt dışı ekonomi daha da büyüyecektir.

Gelecek yıl kendisini daha fazla hissettirecek olan ekonomik kriz nedeniyle; durgunluk, üretimde azalma, işsizlikte patlama, ihracat ve ithalattaki gerileme, bu kapsamda vergi gelirlerindeki düşmeden dolayı bütçenin gelir hedefini tutturması mümkün görülmemektedir.

"2009 YILI ÇOK ZOR GEÇECEK"

Yeni bir yüzyılın henüz sekizinci yılı geride kalırken, ülkemizde ve komşularımızda; kanlı çatışmalar, başkaldırı provaları, terör eylemleri ve sabotajlar, adaletsizliklerin neden olduğu ahlaktaki çöküntü ve yoksulluktan kaynaklanan çaresizlik, önümüzdeki yılların çok zor geçeceğini işaret etmektedir.

Üzülerek ifade etmeliyim ki; işsizlik, durgunluk, hayat standardının düşmesi ve benzeri açmazlar sosyal patlamalara çok müsait bir ortam hazırlamaktadır.

EZBER BOZARKEN ÜLKEYİ YIKMAYIN!

Bugün ülkemiz ve milletimiz, yıllardır birikmiş sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel sorunlarını aşamamış olmanın zafiyetiyle ve özellikle altı yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin “yüzleşme, ezber bozma, tabuları yıkma” adı altında tekrarladığı yanlışlarıyla beka düzeyinde tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır.

Hepimizin arzusu olan çağdaş ve müreffeh bir topluma ulaşmada, tek seçenek paketi olarak dayatılan “demokratikleşme, çok kültürlülük, alt kimliklerin siyasallaşması, ana dilde eğitim, bölücülüğe ve teröre af ile yerel yönetimlere alabildiğine özerklik” gibi yıkım projelerine hepinizin dikkatini çekmek isterim.

Adına ne denirse denilsin, ister çağdaşlaşma, ister Avrupalı olma, ister demokratikleşme; göz yumulan kimlik tahriklerine, verilen tavizlere devam edilmesi ve bu taleplere önümüzdeki dönemde anayasal kılıf ve zemin hazırlanması, Yüce Meclisin varlık nedenini inkâr anlamı taşıyacaktır.

ÖZÜRCÜ AYDINLARA AĞIR ELEŞTİRİ!

Son zamanlarda ortaya çıkıp tarihle yüzleşme adı altında, utandıkları geçmişimizi yargılayarak tam bir işbirlikçi refleks gösteren sözde aydınlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Bu itibarla, sıraladığımız gerçek gündemle, ülkemizin yüzleşmeye başlaması için yaptığımız siyasi hamleler, partimizin öncelikli siyaset tercihi ve vazgeçilmez milli sorumluluğudur.

Bedeli kanla ödenerek kazanılmış bağımsızlığımız, bin yıl boyunca sevgi ile yoğurduğumuz kardeşliğimiz, asırlarca alın terimizle oluşturduğumuz mili varlıklarımız, birlikte yaşanan binlerce yılın ürünü olan milli kültürümüz bu ham hayalin önündeki en büyük güvencemizdir.