MHP'ye sert eleştiriler Bahçeli'yi kızdırdı. Tepki gösterenlere bakın neler dedi?
Abone olMHP lideri, türban düzenlemesi konusunda partisine yönelik eleştirilere karşı, “Akla, insafa ve hukuka sığmayan suçlamalar yapılıyor. Bunlardan bir kısmı bazılarının ruh sağlığı ile ilgili soru işaretlerini beraberinde getirmiştir” dedi.
Grup toplantısında konuşan Bahçeli, Baykal'a da çattı. Hürriyet gazetesinin türban paktı konuluru manşetini gündeme getiren Bahçeli, CHP liderinin de bu sahte senaryolara sarıldığını söyledi.
Bahçeli partisini Ankara'da bulunan ve iki değeri temsil eden Anıttepe ve Kocatepe arasındaki çelikten halata benzetti.
İşte Bahçeli'nin gruptaki konuşması:
HAKARET VE HEZEYAN
''Bu konuda gösterilen bazı tepkilerin içeriği ve üslubu, bu sorunun kangren
haline gelmesinin nedenlerini ve bu durumun sorumlularını bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bazı tepkiler demokratik tartışma adabının dışına çıkarak hakaret ve hezeyan boyutlarına taşınmış ve toplumda korku yayma yarışına dönüşmüştür. Böyle bir zeminde sürdürülen tartışmalarda akla, insafa ve hukuka sığmayan suçlamalarda bulunulmuştur. Bunlardan bir kısmı, sahiplerinin ruh sağlığı hakkında ciddi endişeleri davet edecek şekilde tezahür etmiştir.
KAVGA VE ÇATIŞMA ÇAĞRILARI
Anayasal düzeni yıkarak din devleti kurmak; Anayasa suçu işlemek; bölücü ayrılıkçı unsurların yararlanacağı bir ortam yaratmak, üniversite kapılarının kapatılması ve boykot tehditlerinin seslendiriliyor. Cumhuriyetin değerlerini koruma'' adına direnme, kavga ve çatışma çağrılan yapılıyor, milli iradenin tecelli ettiği yegane yer olan TBMM'nin yasama yetkisini tanımama anlamına gelecek beyanlarda bulunuluyor..
İDDİALAR YERSİZ
''Birinci iddia, baş örtmenin yüksek öğrenim kurumlarında serbest bırakılmasını öngören düzenlemelerin üniversitelerle sınırlı kalmayacağı; bunun ilk ve orta öğretime ve kamu kesimine yayılmasının yolu ve önünün açıldığıdır. Bu iddia yersiz ve dayanaksızdır. Anayasa ve yasa değişiklikleriyle yapılması amaçlanan şudur:
Anayasada yapılan değişikliklerle; kamu hizmetlerinden bireysel hak olarak
yararlananlar bakımından ayrımcılık yapılamayacağı daha açık olarak hüküm altına alınmış ve kanunda açıkça yer almayan nedenlerle hiç kimsenin yüksek öğrenim hakkından mahrum bırakılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin yüksek öğrenim kurumlarıyla ve bu haktan yararlananlarla sınırlı olacağı Anayasa normu haline getirilmiştir. Bu gerçekler ortadayken, bu düzenlemenin ilk ve orta öğretime yaygınlaşacağını ve kamu hizmetlerinde çalışanların da aynı haklardan yararlanacağını iddia etmek, çok açık bir istismar çabasıdır. MHP; daha önce her vesileyle açıkladığı gibi, üniversiteler dışında böyle bir düzenlemeye kesinlikle karşıdır. Bu konudaki samimiyet ve kararlılığımıza herkes inanmalıdır.''
Bu yolla korkuları körükleyerek, siyasi rant sağlama peşinde koşanlar şu gerçekleri unutmuş görünmektedir; bugünkü Anayasa ve yürürlükteki kanunlara göre, kılık-kıyafeti diğer öğretim kurumları ve kamu hizmetleri için serbest bırakmak, kanunla yapılabilecektir.
İBRET VEREN MANŞET
Başörtüsü hakında bu yoldan dönülmeyeceği hakkındaki bir gazetenin manşeti ibret vericidir. Dava antları içtiği, davadan döneni namert olduğu ve iki parti arasında türban akitleri yapıldığı yazılmıştır.
İSTİSMARCI BAYKAL
Sahte senaryolara sarılarak "ölmek var dönmek yok" gibi "davadan dönen kalleştir" gibi ithamlarda bulunmuşlardır. Bu iddia tek kelimeyle yalandır. Baykal sahte senaryolara dayanarak ithamlarda bulunuyor. Siyasi senaryo hayalgücünü de aşan bir noktaya varmıştır. İstismarın boyutlarını ve muhalefet krizinin derinliğini gösteren bir ibret vesikası olmuştur.
Bu kesimlerin kaygılarının giderilmesi zorunludur. Bir kimsenin yüksek öğrenim hakımdan mahrun edilemeyeceği gibi, başkalarının hakkında korunacağı aynı şekilde kabul edilecektir.
SAĞDUYUYA DAVET
Bu sürecin gerginlikten uzak bir şekilde ve en az sancılı olarak
yürütülmesinde üniversite yöneticilerine, öğretim görevlilerine ve öğrencilere
büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu hassas dönemde herkes tahriklere karşı teyakkuz halinde olmalı, üniversitelerin bir çatışma alanına
dönüştürülmesine imkan vermeyecek bir sağduyu ve sorumluluk duygusuyla hareket etmelidir. Başörtüsü nedeniyle doğan bir mağduriyetin giderilmesi, mağdurlar bakımından bir rövanş olarak görülmemeli, başı açık öğrencilerin kendilerini bir baskı ve tehdit ortamında hissetmelerine yol açacak hareketlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Kılık kıyafet farklılıkları bireysel hayat tarzı tercihlerinin bir tezahürü olarak kabul edilmeli, baş örtünme devlete ve rejime bir meydan okuma vasıtası haline getirilmemelidir.
MHP'NİN MANİFESTOSU
Bahçeli, yapacağı açıklamaların demokrasi ve inanç manifestosu olarak da
hatırlanmasını istedi.
-''MHP'NİN EN ÖNEMLİ GÖREVİ...''
Devlet Bahçeli, MHP'nin en önemli görevinin, kutuplaşma ve gerilimin müzmin tarihini oluşturan, milletin değerleri ile devlet yönetimi arasındaki yapay ve anlamsız çatışmanın son bulması için çaba göstermek olduğunu bildirdi. Bahçeli, ''Milletinden kopuk bir devlet yapılanmasını dayatmak isteyenler ile devleti kendi istekleri ve istismar alanları doğrultusunda kurgulamak isteyen odakların her buhran yarattıkları dönemde, karşılarında MHP ve onun seçkin mensupları yer almış, kutlu değerleri uğruna siper olmuşlardır'' dedi.
Yarım asırdır, karşılaştığı tüm engellemelere rağmen milliyetçiliğin, bir
siyasi tavır olarak MHP kadrolarınca halka ulaştırıldığını anlatan Bahçeli,
devlete ve millete yönelen tehdit karşısında bu kaygıyı duyan vatan evlatlarının MHP etrafında toplandığını söyledi. Bahçeli, ''Milliyetçi Hareket, TBMM dışında kaldığı dönemlerde de milletinin yetki verdiği ölçüde, TBMM içinde hizmet vermeye başladığı süreçte de siyasi gelecek kaygılarından tamamen uzak bir yaklaşımla, 'Önce ülkem ve milletim, sonra
partim ve ben' anlayışı ile hareket etmiş ve bunu bir siyasi ilke ve düstur
olarak benimsemiştir. MHP, Türkiye'de birlik ve beraberlik içerisinde toplumsal barışın, huzur ve güven ortamının tesis edilebilmesini arzulamaktadır'' ifadesini kullandı.
MHP lideri Bahçeli, MHP'nin, geçtiğimiz yıllarda devleti korumak veya
milleti temsil adına ortaya çıkan kronik çatışma aktörlerinin yarattığı gerilimi
ortadan kaldırmak üzere, tam bir sorumlu muhalefet anlayışı ile siyasal hamleler yapmaya başladığını kaydetti.
''LAİKLİK İSTİSMARCILARININ HEDEFİ MHP'DİR''
MHP'nin, kurulduğundan beri karşıtlarının sürekli eleştiri ve sataşmalarına
maruz kaldığını öne süren Bahçeli, ''Bir yandan ırkçı, faşist, kafatasçı olarak
suçlanmaya, diğer yandan ise maneviyat dünyamızın samimiyeti tartışılarak,
hareketimiz toplum nazarında değersizleştirilmeye çalışılmıştır'' dedi.
Bu çabaların amacının, Türk milliyetçiliği fikrinin ülkenin idari ve
ideolojik merkezinden uzaklaştırılması ve milliyetçilerin milletin gönlünden ve
değerlerinden uzak tutulmak istenmesi olduğunu savunan Bahçeli, şunları söyledi:
''MHP'ye yönelik sistematik bir karalama kampanyasının diriltilmek istendiği
görülmektedir. Partimizin artık mutlaka çözülmesi gerektiğine inandığı bir
yasağın kaldırılması girişimi, kendilerine Cumhuriyet bekçiliği vehmeden
mihraklar tarafından toplumun önüne yeni bir tartışma ve çatışma alanı olarak konulmaya çalışılmaktadır. İnanç istismarının aktörlerinden sonra bu kez de ortaya çıkan laiklik istismarcılarının da hedefi MHP ve Türk milliyetçileridir.''
''SÖZDE MEKTUPLA BAŞLATILAN KARALAMA KAMPANYASI''
Partilerinin iradesine ve görüşlerine ipotek koymaya yeltenen zihniyetlerin
sözde ''Mektup'' adı altında karalama ve telkin kampanyası başlattıklarını ifade eden Bahçeli, girişimlerin bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da MHP'nin mensuplarında asla yankı bulmayacağını söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
''Yüreği vatan ve millet sevgisi ile çarpan parti mensuplarımıza, Atatürk'ü
ve Cumhuriyeti hatırlatacak kadar küstahlaşan bu mihrakların arasında, çeyrek asır önce ülkemizdeki demokratik rejimi değiştirmek için fırsat kollayanlar ile Cumhuriyetin yıkılmasını derinden derine planlayanların bulunuyor olması, eski ve yarım kalmış hesapların ve kinlerin tekrar ortaya çıkartılmak istendiğinin bir işaretidir.
Üniter ve milli devlet yapısının parçalanması gibi Cumhuriyetimizi
temelinden sarsacak ağır tehditlerin kapımızda olduğu bu süreçte; Cumhuriyet rejimi ve laik devlet düzeni adına kaygılar vehmederek, demokrasi karşıtı arayışa yönelenlerin, sanki MHP ile gizli veya açık bir mutabakat ve gönül birliği içindeymiş gibi hayal kırıklığına uğradıklarını beyan etmeleri anlaşılır bir durum değildir. Bilinmelidir ki devletimizin ve milletimizin temel değerlerini korumayı bir siyasi proje olarak ortaya koymuş MHP'yi, hiç kimsenin Cumhuriyet veya laiklik karşıtı olarak suçlaması veya bu kavramları öğretmeye kalkışması kabul edilemez bir hezeyan ve küstahlıktır.''
''TÜRK MİLLİYETÇİLERİ MÜCADELE EDERKEN...''
Türk milliyetçilerinin, cumhuriyetin büyük tehditlere maruz kaldığı karanlık
yıllarda gözlerini kırpmadan mücadele ettiğini ve bu mücadelenin akabinde en ağır haksızlıklara uğradığını belirten Bahçeli, bugün MHP'den devlet adına tavır bekleyenlerin o günlerde hangi görevlerde bulundukları ve milliyetçi gençlere hangi gözle baktıklarının kendileri tarafından çok iyi bilindiğini söyledi.