MHP lideri Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi: İsyanların meşru, bastırmanın ise zulüm addedildiği alçaklık tablosu sergiliyor.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefeti şehit cenazesi beklemekle suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Türkiye, şehit cenazelerinden tahrik olan bir Başbakan'ın ayıbını yaşamaktadır. Başbakan elinden gelse, şehit cenaze törenlerine müdahale edecek ve aziz naaşın ardında saf tutanları kamu gücüyle dağıtacaktır" dedi. Yargıdaki telekulak tartışmalarına da değinen Bahçeli, "Hükümet, ülkemizi özel hayatların bile denetlendiği ve dinlendiği totaliter bir yapıya doğru hızla sürüklemektedir" diye konuştu. Bahçeli, haftalık grup toplantısında şu mesajları verdi:
Despot rejim: Özellikle son yıllarda kendi vatandaşından korkan bir despot rejimin tezahürlerini gösteren hükümetin neden olduğu güvensizlik topluma yayılmıştır. Bir tarafta medya üzerinde baskı ve dayatma ile karartma uygulanırken, diğer tarafta özel hayatın gizliliği, aile hayatına saygı, haberleşme hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yönelik kuşkular artmıştır. Hükümet, ülkemizi özel hayatların bile denetlendiği ve dinlendiği totaliter bir yapıya doğru hızla sürüklemektedir. Son olarak dinlemenin adalet dağıtan makamlara kadar ulaşmış olması tehlikenin boyutlarını göstermesi bakımından ibret verici olmuştur.
Öymen'e örtülü destek: Cumhuriyet döneminde farklı nedenlerle ortaya çıkan ayaklanmaların hükümet tarafından kutsandığı ve alkışlandığı, bunu haklı veya haksız yöntemlerle bastırmaya çalışan devlet gücünün ise aşağılandığı vahim bir manzara Türkiye'nin gözü önünde cereyan etmiştir. İsyanların meşru ve hak, bastırmanın ise zulüm addedildiği bu alçaklık tablosu hükümetin 25 yıldır milletimize kan kusturan PKK’ya bakışını da ortaya koymuş, yıllardır üzerine neden gidemediğini de hepimize göstermiştir.
Hayasız suçlama : PKK açılımı konusunda 13 Kasımda Meclis'te yapılan görüşmelerde yıkım projesinin taşeronu olan Başbakan, muhalefete yönelttiği hayasız suçlamalarla Yüce Meclis'i lekelemiştir. Bu son konuşmalarla birlikte, sürece tek başına direnen Milliyetçi Hareket ve mensuplarının duruşunu kırmaya yönelik karalama stratejisi de netleşmeye başlamıştır.
Orhun'u onarmak milliyetçi yapmaz: Üçüncü istismar alanı, Başbakan'ın millet ve milliyetçilik konusundaki sığlığını bütün gerçeğiyle ortaya koyan, Orhun Anıtlarının yolunu yapma polemiği üzerine şekillenmiştir. Ancak buraya yapılacak müteahhitlik hizmeti insanı milliyetçi yapmayacağı gibi, dana önce de belirttiğim gibi mesela Akdamar kilisesini onarmak da aynı müteahhidi Ermeni yapmayacaktır.
Mide bulandıran koku: Dördüncü istismar kampanyası ise, partimizi ve partililerimizi kandan beslenen siyasi hareket olduğumuz iddiasından yola çıkarak, şehitler üzerinden geçindiğimizi söyleyen ve terör durursa tükeneceğimizi iddia eden temelsiz ve ahlaksızca yaklaşımlardır. Türkiye, şehit cenazelerinden tahrik olan bir Başbakan'ın ayıbını yaşamaktadır. Başbakan elinden gelse, şehit cenaze törenlerine müdahale edecek ve aziz naaşının ardında saf tutanları kamu gücüyle dağıtacaktır. Bu manzara; katile sayın, şehide kelle diyen çürümeye başlayan bir zihniyetin etrafa yaydığı mide bulandıran kokusudur.
Haddini bil: Başbakan Erdoğan'a tavsiyemiz bir boy aynasının karşısına geçmesi ve utanç verici görüntüsüne bakmasıdır. Bu aynada karşısına çıkacak görüntü; İmralı canisi ile kol kola giren, Kandil'den medet uman, Teröristleri kucaklamak için Habur'da bekleyen, PKK ile gizli ve aracılı pazarlıklar yapan, Barzani'nin önünde eğilen, Teröre teslim olan ve etnik bölücülüğün önünü açan bir Başbakan yansıması olacaktır. Böyle birinin bizi şehit cenazesi gelsin diye beklemekle, şehit cenazelerinde çığırtkanlık yapmakla alçakça suçlaması haddi değildir. Ya haddini bilecek ve bu hayasızlıklardan nedamet duyacaktır, ya da hak ettiği karşılığı misliyle görecektir.
Memnuniyet yanıtı: Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda şahsımla ilgili bir ifadesinde; 'Ben Bahçeli'den memnunum' sözünü sarf etmiştir. Sonuçta fikirlerine katılmasam da, politikalarını beğenmesem de Sayın Erdoğan benim memleketimin bir evladıdır. Benden memnun olmasını saygıyla karşılarım. Ancak asıl sorun kendisinden memnun olanlarla ilgilidir ve kendisinin bunu nasıl karşılayacağı şahsına ait bir konudur. Benden memnun olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan'a söylemek isterim ki; Allah kimseyi Vaşington'un, Brüksel'in, Erivan'ın ve Erbil'in memnun olacağı adam yapmasın.