MHP Lideri Bahçeli PKK'lılarla kucaklaşan vekiller için hazırlanan fezlekenin kabul edilmesi gerektiğini ve teröristlerle yapılan konuşmanın hesabının sorulması gerektiğini söyledi
Abone olİNTERNETHABER - BDP'li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezlekede saflar belli oluyor. CHP tercihini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yolundan gitmekten yana kullanırken, MHP fezleke konusunda AK Parti'nin çizgisinde.
Devlet Bahçeli bugün yaptığı açıklama ile BDP'nin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında '"evet" oyu vereceklerini ilan etmiş oldu.
BDP'LİLER HAKKINDA DOKUNULMAZLIK FEZLEKESİ PKK'lı teröristlerle kucaklaşan BDP'li vekiller hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke hazırlandı. 10 milletvekilinin ismi listede yer alıyor. (DEVAMINI OKU) GÜL'DEN ERDOĞAN'A BDP DOKUNULMAZLIĞI İÇİN UYARI BDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşı çıkan Gül, "Kendimizi çıkmaz sokaklara itmememiz lazım" yorumunda bulundu. Gül, DEP'li vekillerin 1994 yılında tutuklanmasının sorunu çözmediğine işaret etti. (DEVAMINI OKU) CHP BDP DOKUNULMAZLIĞI İÇİN GÜL'DEN YANA CHP, dokunulmazlık fezlekesinin ardından yaptığı açıklama ile bu konuda Cumhurbaşkanı Gül ile aynı kanaatte olduğunu ortaya koymuştu. (DEVAMINI OKU) BDP DOKUNULMAZLIK İÇİN NE DEDİ? BDP kanadından dokunulmazlıklar konusunda açıklama Hasip Kaplan'dan gelmişti. Kaplan "Bize dokunan yanar" demişti. (DEVAMINI OKU) |
İşte günün açıklamasından önemli başlıklar;
O GÖRÜNTÜ AĞIR HAKARETTİ
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Ağustos'ta PKK'lı teröristlerle kucaklaşan biri bağımsız, dokuzu BDP'li 10 milletvekili hakkında düzenlenen fezlekeye ilişkin olarak, "Anaları ağlatan, gencecik evlatlarımızı şehit eden insanlık fukaralarının gülücükler eşliğinde sevgi gösterilerinde bulunmaları, Türk milletine ağır bir hakaret olduğundan asla unutulmayacaktır.
BDP'li milletvekillerinin PKK vasiliği altında bölücülük vekaleti ve temsiliyle daha fazla zehir saçmalarının önüne geçmek için dokunulmazlık konusunun yeni baştan ele alınması demokrasiye saygının bir gereği olduğu kadar, hukuk devleti olmanın da bir yükümlülüğüdür" dedi.
PKK'NIN OYUNCAĞI OLAN BDP SINIRLARI AŞTI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Ağustos 2012 tarihinde PKK’lılarla kucaklaşan biri bağımsız, dokuzu BDP'li 10 milletvekili hakkında düzenlenen fezlekeye ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Terör örgütü PKK'nın hiçbir insani ve vicdani kaygı taşımadan gerçekleştirdiği silahlı eylemlerinin yanı sıra değişik vasıta ve imkanlarla propaganda zeminini canlı ve diri tutmanın arayışında olduğunu belirten Bahçeli, buna katkı ve destek vermek maksadıyla hazır kıta bekleyen, İmralı ve Kandil talimatına dikkat kesilmiş karanlık bir ittifakın varlığının olduğunu kaydetti. Bahçeli, terör örgütünün hain planlarının melun taleplerini demokrasi kamuflajına sarıp, özgürlük ve barış boyasıyla süsleyerek servis eden bu güruhun Türkiye'nin hayrına ve yararına tercihte bulunmasının aklın ve mantığın inkarıyla eşanlamlı olacağını bildirdi. Şiddet ve terörü açıktan veya zımnen destekleyen, bölücülüğün kapıkulu gibi çalışarak toplumsal tabanını genişletmeyi hedefleyenlerin şu günlerde çaba ve gayretlerini bir hayli artırdığını iddia eden Bahçeli, "Bilhassa PKK'nın Meclis şubesi olmaya dünden razı olan BDP'nin ve BDP'li milletvekillerinin durumu tam olarak bunu ispat etmektedir. Terörle arasına mesafe koymayan, PKK'nın piyonu ve arkadan kumandalı oyuncağı olmaktan öte bir işlevi bulunmayan BDP'nin bugüne kadar farklı ortamlarda sahnelediği provokasyon ve ajitasyonları sınırları aşmış, sinirleri iyice germiştir. Bir gözü Kandil'de, diğeri de İmralı'da bulunan bu bölücü ve şiddet yanlısı sözde siyaset anlayışı, kendi kendini yiyen ve tüketen bir niteliğe bürünmüştür" dedi.
BU TÜRK MİLLETİNE BÜYÜK BİR HAKARETTİR
Uygulamalarıyla siyaseti sıfırlayan, demokrasiyi sınırlayan, barış ve özgürlükleri kısırlaştıran BDP'nin baştan beri tercihinin Türk milletine silah doğrultmuş canilerin yanında saf tutmak ve kanlı saldırılarına kılıf aramak olduğunu belirten Bahçeli, özellikle 17 Ağustos 2012 tarihinde Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Bağlar köyü yakınlarında biri bağımsız, dokuzu BDP'li 10 milletvekilinin teröristlerle kucaklaşması ve militanlarla milletvekillerin hasretle birbirine sarılmasının küstah bir meydan okuma olarak milli vicdanları infiale sürüklediğini ifade etti. Bahçeli, "Anaları ağlatan, gencecik evlatlarımızı şehit eden insanlık fukaralarının gülücükler eşliğinde sevgi gösterilerinde bulunmaları, Türk milletine ağır bir hakaret olduğundan asla unutulmayacaktır. BDP'li milletvekillerinin PKK vasiliği altında bölücülük vekaleti ve temsiliyle daha fazla zehir saçmalarının önüne geçmek için dokunulmazlık konusunun yeni baştan ele alınması demokrasiye saygının bir gereği olduğu kadar, hukuk devleti olmanın da bir yükümlülüğüdür. Gecikmeyle de olsa teröristlerle arasına mesafe koymayan biri bağımsız, dokuzu BDP'li 10 milletvekili hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili düzenlenen fezleke Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na intikal etmiştir" ifadelerini kullandı.
MİLLETVEKİLLERİ SUÇ İŞLEME AYRICALIĞINA SAHİP DEĞİLDİR
Bundan sonraki sürecin doğal mecrasında ilerleyeceğini ve komisyon aşamasından sonra sırayı Meclis Genel Kurulu safhasının alacağını belirten Bahçeli, teröre yardım ve yataklık yapmanın, terör örgütü mensuplarıyla aleni ilişki ve irtibat kurmanın, terör şebekesinin fiili hakimiyet kurması için destek ve katkı sağlamanın, örgüt sözcülüğüne soyunarak açıkça PKK propagandası yapmanın milletvekilliği şöyle dursun insanlıkla dahi bağdaşmadığını kaydetti.
TBMM'de görev alan bir milletvekilinin terörle iç içe geçmesinin aynı zamanda demokrasiye sürülmüş kara bir leke olduğunu belirten Bahçeli, bunun millet iradesine gösterilmiş hazımsızlık ve nankörlük olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. "Buna da millet vekaletini üstlenmiş hiç kimsenin hakkı yoktur ve olmayacaktır" diyen Bahçeli, diğer yandan milletvekillerinin suç işleme ayrıcalığına sahip olmadığını belirtti. Bahçeli, milletvekilliği dokunulmazlığının da millet ve devletin bölünmez bütünlüğünü sakatlayacak pervasızlıkların, suç işleme yüzsüzlüklerin barınacağı ve güvenceye alınacağı bir mekanizma olarak kabul edilmemesi gerektiğini dile getirdi. Görevi, sıfatı, kimliği ve kökeni ne olursa olsun herkesin kanun önünde eşit olduğunu belirten Bahçeli, yürürlükteki mevzuata göre suç kabul edilen filleri işleyenlerin hakkında tatbik dilecek yaptırımların belli ve her şeyiyle de ortada olduğunu bildirdi.
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASIYLE İLGİLİ FEZLEKE KABUL EDİLMELİ
Bahçeli, Türkiye'nin devlet olarak varlığının, Türk milletinin hayat haklarına riayet ve saygının teminat altına alınmasının, hukukun herkese karşı aynı ölçü ve oranda uygulanmasına bağlı olduğunu kaydetti. Bundan dolayı dokuz BDP'li ve bir bağımsız milletvekili hakkındaki dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili düzenlenen fezlekenin kabul edilmesi ve teröristlerle fütursuzca yapılan diyalogların hukuken hesabının sorulmasının son derece gerekli ve önemli olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bu konuda AK Parti'nin durumu ve günü kurtaran kurnazlıktan sakınarak samimiyet ve dürüstlük içinde hareket etmesi ve süreci sonuna kadar götürmesi gerektiğini ifade etti.
Bahçeli, 1990'lı yılları bahane ederek adaletten taviz isteyen ve eskiye dönülmemesi gerektiğini vaaz eden mihraklara da kulak tıkayarak Türk milletinin ve Türk devletinin şeref ve itibarını savunmanın Gazi Meclis'in en asli vazifesi olarak telakki edilmesi gerektiğini belirterek, Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu konuda üzerine düşeni harfiyen yapacağını ve PKK'nın yanında hizalananların tehdit ve şantajlarının işe yaramayacağını gönül rahatlığıyla kanıtlayacağını dile getirdi.
MHP BU GÖRÜŞÜN ARKASINDADIR
Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda parti olarak, 26 Ağustos 2012 tarihli basın açıklamasıyla Anayasası'nın 83. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında değişiklik önermiş ve bu konudaki somut teklifimiz muhataplarımıza iletilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi bu görüşünün hala arkasında olup, milletvekilliği dokunulmazlığının yeniden düzenlenmesini mutlak anlamda zorunlu görmektedir. Bilinmelidir ki, millet ve devlet olarak bağımsız yaşamamızın yegane şartları arasında hukuka bağlılık, adalete sadakat ve işlenmiş suçlara da tavizsiz tutum oldukça belirleyicidir. Türkiye'nin yolgeçen hanı olmadığını, densizliklerin prim görmeyeceğini ve karşılıksız bırakılmayacağını herkes anlamalı ve aklından bir an olsun çıkarmamalıdır."