BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli'den AK Parti'ye sert eleştiri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında AK Parti iktidarına ağır sözlerle yüklendi.

Abone ol

İNTERNETHABER - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın özel yetkili savcılık tarafından ifadeye çağrılmasını engelllemek için AK Parti'nin MİT Kanunu'nda yapacağı düzenlemeyi hedef tahtasına aldı.

Hukuk devletinde "kişiye özel düzenlemenin" kabul edilemez olduğunu dile getiren Bahçeli, MİT Kanunu'nun geri çekilmesi çağrısında bulundu. Bahçeli, düzenlenemin geri çekilmemesi halinde MHP'nin ret oyu vereceğini açıkladı.

İktidarın terör odakları ile yaptığı görüşmeleri açıklayan MHP yöneticilerinin şerefsizlikle suçlandığını anımsatan Bahçeli, bu sözleri AK Parti üyelerine hatırlattı ve şöyle seslendi:

"Şimdi ortaya çıkan manzara karşığında şerefsizlikten kimin pay aldığı ortaya çıkmıştır."

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine sesleniyor.

İşte Bahçeli'nin konuşmasının satıraşları....

BÖLÜNMENİN ADI İLERİ DEMOKRASİ

AKP iktidarında aziz milletimizi tertiplerin ortasına savrulmuştur. Ümitlerin aydınlık yüzü karanlık emeller tarafından kapatılmış ve karartılmıştır. AKP ile birlikte geriye gidişin adı ileri demokrasi olmuş, tarafgirlik hukukla perdelenmiştir. Değişim iddiaları milletten vazgeçmenin kurnazlığı, vesayettten kurtulma safsataları da geçmişten kurtulmanın sığınağı haline gelmiştir.

AKP yıkımın temsilcisi olarak siyaset tarihine kara haraflerle yazılmıştır. Milletimizin kardeşliği ucuz pazarlıklara atılmıştır. Türkiye dipsiz bir kör kuyunun sınırına kadar getirilmiştir.

Demokratikleştik, özgürleştik, hesap sorduk aldatmalarıyla, ülkemiz ucu nereye dayandığı belli olmayan güzergahlara sürüklenmiştir. AKP'ye güç ve destek veren, kesim zümre ve grupların karşılıklı itişmeleri, hesaplaşmalarına gelinmiştir. Türkiye'nin ufku kirletilmiş, daha iyiye ulaşma çabaları kösteklenmiştir. Görüldüğü kadarıyla AKP'nin kuruluşunda katkısı olanlar, 9 yıllık birlikteliği bozacak bir noktaya doğru yavaş yavaş ilerlemektedir. Devleti ağ gibi saran unsurlar, AKP'ye verdikleri kefaleti geri almaya başlamışlardır. Gelişmeler bize bunları göstermektedir. Fazlasıyla dikkati çeken hizip ve gruplaşmalar hizipibi kurumsallaştırmıştır. Milli ve manevi değerlerin erozyona uğratılması bir plan dahilinde gerçekleşmiştir. AKP menşeeli pervasızlıklar, devletteki omurgasızlıklar, muhalif unsurlara karşı yapılan sürek avıyla bugüne gelinmiştir. İktidar savaşlarıyla ülkemiz kan kaybına maruz kalmıştır.

Kaybedeni belli olan ve bununda aziz milletimiz olduğu bilinen derin kapışma hali, devlet yönetimin felç eden aşamaya gelmiştir. Bunlar arasında zaten yeterli olmayan eşgüdümde sakatlanmıştır.

KCK SORUŞTURMASI

Bir dizi operasyon sonucunda KCK meselesi Türkiye'nin gündemine oturmuştur. O günden bu tarafa değişik tarihlerde gözaltılar olmuş, ve gözboyayıcı güvenlik tedbirlerine başvurulmuştur. KCK, PKK'nın şehir uzantısı ve siyasi örgütlenme modelidir. Hatta bölücü militanların siyasete taşınmaları, dağdan siyasete inişlerinin haritası olarak da ele alınmaladır. Bize göre KCK bölücülüğün tanımıdır, bizzatihi kandan beslenen vampirliktir. Gündemi hat safhada meşgul eden belgeler, hepimizi hayrete düşüren bir boyut ve içerik kazanmıştır. Takdir edeceğiniz gibi, savcılık tarafından MİT'in görevdeki ve eski müsteşarı ve 5 kişinin ifadeye çağrılmaları tüm dikkatleri üzerine çekmiştir.

Israrla üzerinde duruyorum ki, şayet MİT’le ilgili hususlar doğru ise, AKP, Türk tarihinin en büyük kalleşliğini aziz milletimize reva görmüş demektir ve bu tarifi olmayan sadakatsizlik bir mühür gibi iktidar kadrolarının alnına vurulacaktır.

MİT yöneticilerinin ifadeye gitmesinin engellenmesi süreci etkilemiştir. Bu esnadı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı, soruşturmayı yürüten savcıdan yetkiyi almış, şüpheleri çekmiştir. Bu arada MİT kanununda da değişiklik yapılması için harekeet geçilmiştir.

ERDOĞAN'IN BU SÖZLERİ HAVADA KALDI

Savcılığın ifade çağrısını CMK'nın 250. maddeye dayandırması, bu maddenin de görevi ne olursa olsun kişinin sorgulanabilmesi, AK Parti'yi kişiye özel  düzenleme yapmaya itmiştir. Başbakan'ın iznine tabi tutulmuştur. Elbette bunlar, meselenin hukuki tarafıdır. Ne var ki hukuku siyasi hedefler için seferber etmek AKP'nin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. TSK'nın yöneticisi terör örgütü suçundan cezaevine gönderilirken, bu çelişki görmezden gelinmiştir.İktidar partisinin bundan sonra inindırıcılığından hiç kimse bahsedemeyecektir. Her şey tüm berraklığı ile ortadadır kı hükümet adamına göre muamele yapan, keyfi bir aşamaya getirmiştir yargıyı. Başbakan Erdoğan'ın bağımlı yargı yok, artık bugün milletin yargısı var sözü de havada kalmıştır. Yargının kimin arka bahçesi oludğu, tetikçisi olduğu, borazanı olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun altından hiçbir zaman kalkamayacaklardır.

MİT MÜSTEŞARI İFADE VERMELİ

9 yılı aşan iktidar döneminde her yıl yaşanan sorunlara yeniler ieklenmektedir. Telafisi çok zor olacak gerilimlerie kapı aralanmıştır. Emniyet, MİT ve yargı devletin taşıyıcı direkleri arasındaki üç vazgeçilmeyecek unsurdur. Bunlar arasındaki kargagşa Türkiye'yi öngörülmeyecek tehlikelerin içine sokacaktır. Varolan çekişmeler biran önce son vererek aklı ve sağduyuyu hakim kılmak, milletin en öncelikli beklentisidir. Türkiye'yi aklıselimle yönetme sorumluluğnda bulunduğunu görmeniz gerekmektedir. Bu nedenle MİT müsetaşarını koruma altına almaya erek yoktur. Mit müsteşarı ve yetkililer biran önce ifada vermelidir. Elbette hükümetin görev sınırlarını kanunlar tayin etmektedir.

MHP'DEN MİT KANUNUNA RET!

Başbakan ya da hükümet üyeleri hiçkimseye özel yetki veremeyecektir. Aksi tutum bilinsin ki kesinlikle suç olackatır. Bu nedenle MİT Kanunu'nda yapcakları değişiklik teklifini de vakit geç olmadan geri çekiniz. Zira bunda ayatk direnirse, MHP bu değişiklğe hayır diyecek ve sonuna kadar da karşı tavrı alacaktır. 

ŞEREF YOKSUNU İFADELER

Terör örgütünün MİT emriyle kurulduğu bilgisi ortaya saçılmıştır. MİT'in görevi ülkemize dönük yabancı operasyonları izlemektir. Yabancı müdahalesi ve parmağı olmasıznı bu girişimlerde takip edilecektir. Kendi devletine varlık denei olan milletine, aleyhine çalışan bir istihbarat oluşuman dünyanın neresinde şahit olunmuştur. Başbakan Erdoğan bunu izah etmeli ve açığa kavuşturmalıdır. Ayrıca suç örgütlerinin içten çökertilmesi amacıyla sızma çalşmaları da yapabilecektir. Ancak illegal çalışmalara sızmak başka bir şey suç işlemek başka bir şeydir. Terör örgütünün eylemlerini kolaylaştırmak, istihbaratın neresinde vardır. PKK'nın devlet tarafında kullandığını öne süren haysiyet fukaraları, acaba KCK'nın, AKP ile temas ve bağını örtbas etmek için bu şeref yoksunu ifadelere mi başvurmaktadır.

AK PARTİ'NİN İHANET KUŞATMASI

Türkiye'nin bölünmesi için AKP hainlerle masaya oturmuş savaş mağdurları gibi her dayatmayı kabul etmiştir. Güvenlik görevlilerini şehit eden alçaklarla karşılıklı protokoller bile hazırlanmış ve imza aşamasına gelinmiştir. İmza eden protokolün içeriğinde yeni bir anayasa hazırlanması, demokratik özerklik fitnesini hayata geçirilmesi, kürt kimliğinin yeni anayasa da bulunması, Kürtçenin ikinci resmi dil ilan edilmesi, Öcalan'ın ev hapis ve sonrasında da siyasete dahil edilmesi yer almıştır. İfadeye çalıştığım bu karanlık resmin tek bir tanımı vardır. O da Türk milleti ihanet kuşatması altına alınmıştır. PKK, KCK, BDP, AKP aynı karede buluşmuş, aynı ihanetin ortakları haline gelmiştir.

Partimiz ve kadrolarımız belirli aralıklarla hükümetin PKK ile işbirliği içinde bulunduğunu, imralı canisi ile sözde silahsızlandırma adı altında af önerdiğini söyledik ve tehlikeyi yüksek sesle haykırdır. Bizim yaptığımız uyarılar ihanet ortaklığı kurulmuş lobiler tarafından duyulması engellenmiştir. Biz Başbakanın İmralı canisi ile görüştüğünü söylerken, bu lobi, BASK, ETA, İra örnekleri vermekteydi.

Biz AKP'nin terörle mücadeleden vazgeçtiğini söylerken, iktidarın kendisi bu alçaklığı sırtından atıp, devlet herkesle görüşür diyebildi. Biz İmralı canisiyle görüşmelerin doğuracığı sonucun, bölünmez bütünlüğe saldırı olacağını söylerken, AKP bunu çok kültürlü olmanın, demokratikleşmenin gereği olduğunu söyledi.

ŞEREFSİZ POLEMİĞİ

İktidarın en büyük kabusu olan MHP'ye iftiralar atılmış, türlü komplolar yapılmış, şerefsizlik yaftası vurulmaya çalışıldı. Bize tuzak kuranların yakalarından tutmak boynumuzun borcu ve 43 yıllık mazimizin bize yüklediği bir görevdir. İmralı ile görüşmeleri açıkladığımızad şerefsizlikle suçlanmıştır. Şimdi ortaya çıkan manzara karşığında şerefsizlikten kimin pay aldığı ortaya çıkmıştır. Ne hazin bir çelişkidir ki, Suriye'de ikamet ettiği yıllarda bile olmadığı kadar güvence altındadır. Bitmiş tükenmiş bir katil yeniden yaratılmıştır.

Kaç şehidimiz memurlarınca izlenmiştir, kaç memurumuz pazarlıklar esnasında canını kaybetmiştir. Bu soruların cevapları mutlaka verilmelidir. 

AKP'nin Türkiye'yi parçalamaya yöneldiği artık görülmelidir. Eğer yapamayacaksa, geleceğimizi heba etmekte inat edecekse, MHP meşru ve demokratik zeminlerde Türkiye'yi ayağa kaldırmakta son derece iddialıdır.