BIST 9.390
DOLAR 34,44
EURO 36,39
ALTIN 2.833,84
HABER /  POLİTİKA

Bahçeli yine ağzına geleni saydı

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Anayasa önerisini 3 maddede özetledi.

Abone ol

Partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümete yeni yapılacak anayasa değişiklikleriyle ilgili üç maddelik öneri yaptı. Bahçeli önerilerini şöyle özetledi:

1- Siyasi partilerden teşekkül etmiş Anayasa Komisyonu oluşturulmalıdır.

2- Bu komisyonda demokratik sözleşme yapılmalıdır

3- Yeni seçimde oluşacak TBMM'nin iradesine bırakılmalıdır.

Bahçeli'nin grup konuşmasından diğer satır başlıkları şöyle:

Bir anayasanın neler götürüp neler götüreceği bizzat anayasa metniyle alakalı değildir. Onu uygulayacak siyaset adamalarının bakış açısına bağlıdır.

AK Parti'nin anayasa değişikliği tekliflerine güven duymamız mümkün değildir

ÇOK TEHLİKELİ BİR SÜREÇ

Hükümetin vatandaşlarımızın yaşadığı ağır sorunları bir kenara atarak kimlik sorunları üzerine yoğunlaşmış olması çok tehlikeli bir sürecin yaklaşmakta olduğunu haber vermektedir.

Adına ne denirse denilsin milli kimliğin parçalanılarak yeni kimlik yaratılmasına izin vermemizi kimse beklememelidir. Böylesi bir alçaklık hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.

AKP'NİN YAKIN VADEDEKİ HEDEFİ

Yeni bir anayasa hazırlanması ve anayasada değişiklik yapılması AKP hükümeti tarafından gündeme getirilmiş ancak meclis zeminine indirilememiştir. Dönemin TBMM Başkanı'nın komisyon kurulmasına yönelik teklifi de karşılık bulmamıştır. Sonunda hükümetin PKK açılımıyla yapmaya planladığı yıkımın Anayasa değişikliği ismiyle yakında meclise getireceği anlaşılmaktadır.

Yeni bir anayasa hazırlanması veya mevcut anayasada köklü değişiklikler yapılması siyasi istikrarın olduğu ve uzlaşmanın zemin bulduğu ortamda düşünülecek hususdur. Hükümetin ve Başbakanın ruh hali bugünkü şartlarda sözkonusu uzlaşıyı mümkün kılmamaktadır.

HÜKÜMETLE UZLAŞI MÜMKÜN DEĞİL

Yeni bir anayasa hazırlanması veya mevcut anayasada köklü değişiklikler yapılması siyasi istikrarın olduğu ve uzlaşmanın zemin bulduğu ortamda düşünülecek hususdur. Hükümetin ve Başbakanın ruh hali bugünkü şartlarda sözkonusu uzlaşıyı mümkün kılmamaktadır.

Siyasi tablo değişmeden yeni bir anayasa değişmesi hem doğru hem de mümkün değildir. MHP'nin Anayasa önerileri şunlardır.

1- Siyasi partilerden teşekkül etmiş Anayasa Komisyonu oluşturulmalıdır. 2- Bu komisyonda demokratik sözleşme yapılmalıdır 3- Yeni seçimde oluşacak TBMM'nin iradesine bırakılmalıdır.

AKP HÜKÜMETİ BEDEL ÖDEYECEK

Siyasi faaliyetleri bir düzenleme yapması açısından AKP'nin sayısal bir engeli bulunmamaktadır. Ancak sonuçların vebali, sorumluluğu faturası kendisine ait olacaktır ve bedelini mutlaka ödeyecektir.

Laikliğe karşı eylemlerin odağı suçunun yanına milletin bölünmez bütünlüğüne karşı eylemlerin de odağı olacaklarını buradan hatırlatmak isterim. Partimiz zararlı girişimlerin karşısında yer almıştır. Anayasa değişikliklerinde vazgeçilmez ölçümüz başlangıç ilkelerinde anlamını bulunan temem değerler ve değişikliklerin bu değerlere nasıl yansıyacağıdır.

MHP'nin ayrılıkta, bölünmede çatışmada, bunların ihmalinde bile mutabakat araması, yıkım ortağı olması veya böyle görünmesi asla ve asla sözkonusu değildir.

MHP İÇİN İHANETİN TANIMI
DEVAMI BİR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]


Bütün temennimiz bu konunun Türkiye'de yeni gerginlik ve kutuplaşmalara yol açmaması, ülkemizin sağ sağlim genel seçimlere ulaşabilmesidir. Demokrasiyle kumar oynamayın, referandumu tehdit vasıtası gibi sunmanın kimseye hayrı olmayacaktır. Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ve yapısını tartışmaya açmak, bunları yıkmaya çalışmak, devletin ve milletin varlığına kastetmekle eş değerdedir ve kim ne derse desin bizim için ihanet demektir.

Nükleer santralinin ihalesiz ve doğrudan doğruya bir başka ülkeye verilmesi gündeme gelmiştir. Başbakan Erdoğan'ın Rusya'da Türkiye'ye nükleer santral konusunda anlaşmasına dikkatler bu konuya odaklanmıştır. Erdoğan'ın hukukun genel kurallarını ihlal edip yeni bir üsulsüzlük alanı oluşturmaya çalıştığı görülmüştür.

Nükleer santral ihalesi Türkiye'de yargı kararıyla engellenmiştir. Hukuki sorunlar ortada dururken arkadan dolanarak nükleer santral yapımının devletler arası bir kararla sürdürülmesinin kararlaştırıldığı Erdoğan'ın açıklamalarında açıkça görülmektedir. Şefaflığı barındıran ihale yerine bu yola girilmesi bizim için şaibelidir.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN İLİŞKİ AĞI

Nükleer santral yapım işinin doğrudan doğruya bir başka ülkeye verilme kararı hükümetin bir başka 'ben yaptım oldu' örneğidir. Rusya'nın rafineri yapımına ortak olması pazarlık konularından birisi olmuştur. Erdoğan'ın bu ilişki ağının yandaşlarını kayırma üzerine şüphe belirmiştir.

AKP iktidarın bu gelişmeleri açıklaması siyasi bir namus haline gelmiştir. Erdoğan bilmelidir ki, bu ülke ve kaynakları kendi hanedanının kullanacağı mirasyedi hazinesi değildir. Burası Türkiye Cumhuriyeti'dir ve hukuk kuralları ile idare olmaktadır. Vatanın sahibi de büyük Türk milletinden başkası değildir ve asla da bir başkası olmayacaktır.

BÖYLE GİDERSE SIKINTILAR KAPIDA

Dünyanın gelecek 25 yılda enerjiye duyduğu ihtiyacın yüzde 50 oranında artması, savaşlara ve turuncu darbelere varan küresel ayak oyunların bölgemize gelmesine neden olmuştur.

İktidar partisi uluslararası dayatmalarla enerji projelerinde pasif bir aktörü olmakta beis görmemiştir. Halen dünyanın en pahalı akaryakıt satışlarından birisi ülkemizde gerçekleşmektedir. Bu soğuk kış aylarında evlerini ısıtmaya çalışan aziz vatandaşlarımız büyük sıkıntılar çekmektedir.

Bizim asıl itirazımız kabul edemediğimiz husus bu sürecin tek taraflı olmasına ve AKP hükümetinin siyasal şantajlara boyun eğmesidir. Enerji koridoru olmamız, Başbakan Erdoğan'ın yakınlarına ve destekçilerinin işine yarıyor olabilir ancak bunun vatandaşa bir katkı sağlamadığı açıktır.

Enerji sektöründe 2020 yılına kadar yapılması gereken yatırımın 120 bin dolar öngörülmektedir. Bu tek taraflı bağımlılık ilişkisini kuvvetlendirici bir etki yapmaktadır. Parti programımızda enerji politikamızın temel araçları arasında enerji bağımlılığın azaltılarak yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer enerji üretimine gidilmesi, enerji sıkıntısını azaltacak risklerin önlenmesi hususları yer almıştır.

MHP NÜKLEER ENERJİYE OLUMLU

MHP nükleer enerjiye olumlu bakmakta ve bu alanda üretim teknolojisine sahip olmayı hedeflemektedir. Bugün yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarına dayalı su, rüzgar ve güneşle ilgili potansiyelimiz çok fazlayken daha başlangıç aşamasında hükümet tarafından caydırılmakta ve engellenmektedir.

Enerjide koridor olmaya talip olan köprü olmakla övünen AKP Hükümeti milletimizin gelirlerini yağmaya son sürat devam etmektedir. AKP hükümeti yaptıklarının hesabını misliyle verecektir.

TEKEL İŞÇİLERİ MAĞDUR EDİLMEMELİ

4 C kapsamına alınan TEKEL işçilerinin yaşadığı bunalım kanayan bir yara haline gelmiştir. Aileleri, bakmakla yükümlü çocukları olan bu kardeşlerimizin sorunlarına daha fazla duyarsız kalmak mümkün değildir. Ben Başbakan ve hükümeti TEKEL işçileri ile girdiği inatlaşmadan bir an önce vazgeçmelerini davet ediyorum. TEKEL işçilerimizin özlük hakları korunarak değişik kamu kuruluşlarına nakilleri bir an önce yapılmalıdır. Türk milletinin iradesi binlerce TEKEL işçimizin sorunlarını çözmeye yetecektir. MHP TEKEL işçilerinin yanında olmaya devam edecektir.