MHP lideri Bahçeli, Türk bayrağı yerine Türkiye bayrağı adını öneren yazar Hilal Kaplan'a tepki gösterdi.
Abone olİNTERNETHABER - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Türk bayrağının ismini değiştirme teklifleri getirebilecek kadar küstahlaşanlara, bayrağın itibarını zedeleyecek kadar köhnemişliğin içine çakılanlara Allah'ın izniyle hiçbir ortamda fırsat verilmeyecek ve göz açtırılmayacaktır'' sözleriyle gazeteci-yazar Hilal Kaplan'a çattı.
Erdoğan ve hükümeti ihanete tam teşebbüs etmekle suçlayan Bahçeli'ye göre PKK, AK Parti'ye anayasa siparişi verdi.
Bahçeli, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde yapılan MHP Belediye Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 8'i il, 96'sı ilçe, 264'ü belde olmak üzere 368 belediye yönetiminin MHP'de olduğunu belirtti.
Türkiye'nin başkentinin Ankara, dilinin Türkçe, bayrağının ay yıldızlı al bayrak, milli marşının ise İstiklal Marşı olduğunu bildiren Bahçeli, bunların Anayasa'da güvence altına alındığını kaydetti.
KÜSTAHLAŞANLARA GÖZ AÇTIRILMAYACAK
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi, milleti ve egemenlik unsurları ile tek ve üniter bir devlet olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
''Türk milleti tarihi ve kültürel kökleri itibarıyla ayrılık kabul etmeyen bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, istiklal ve bağımsızlık mücadelemizin taçlandırılmasıdır. Türk milliyetçiliği hem devlet kuran hem Türk milletini mensubiyet temelinde yücelten hem de ebediyete taşıma hedefinde olan muazzam bir fikir sistemi olarak birlikteliğimizin teminatı ve güvencesidir. Ay yıldızlı al bayrağımız milli şerefimizin, milli egemenliğimizin, milli birliğimizin ve beraberliğimizin sembolüdür. Türk bayrağının ismini değiştirme teklifleri getirebilecek kadar küstahlaşanlara, bayrağın itibarını zedeleyecek kadar köhnemişliğin içine çakılanlara Allah'ın izniyle hiçbir ortamda fırsat verilmeyecek ve göz açtırılmayacaktır.''
PKK NELERİN KARŞILIĞINDA GİDECEK?
Türkiye'de bugün PKK'nın nasıl sınır dışı yapılacağını konuştuğunu, her kafadan ses çıktığını, bilen bilmeyen herkesin farklı yöntemler sunduğunu ifade eden Bahçeli, AK Parti iktidarının bu süreci nasıl izlediğini takip ettiklerini kaydetti.
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
''Anlaşılan AKP'nin gözü kararmış, şuuru kapanmış, vicdanı rehin alınmıştır. Bir avuç eşkıya hükümeti köşeye sıkıştırmış, ensesinden yakalamıştır. Bu aşamada sormak lazımdır, PKK terör örgütü nizami ve kanuni bir güç müdür ki çekilmesinden bahsedilmektedir? Sayıları bin 500'ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir? PKK, nereden gelmiş ve nereye gidecektir? Sınırlarımız kalbura ve yol geçen hanına dönmüşken, vatanımıza ölüm saçmak için koşmuşken, bugüne değin hükümet nerededir, neyle meşgul olmuştur? Madem bu kadar terörist ülkemiz sınırlarındadır, o halde düne kadar terörle mücadeleden nasıl ve hangi yüzle bahsedilebilmiştir? Vatan topraklarımızın bir bölümü bölücü terör örgütü tarafından işgal edilmiştir de defolup gitmesi için yalvar yakar mı olunmaktadır? PKK terör örgütü nelerin karşılığında sözüm ona sınırlarımızdan çıkıp gidecek? Gittiği yerde ne yapacak, mümkün olursa silahlarını neyin karşılığında ve kimlere teslim edecektir? 21 Mart Nevruz Bayramı'nda İmralı canisinin mektubundan sonra teröristlerin sınırlarımız dışına hemen çıkacağını söyleyenler şimdi ne yapacaklar, bahane olarak neyi ileri süreceklerdir? Anlaşılmaktadır ki PKK'nın, AKP'nin kendisine verdiği tavizleri almadan, yüze yüze kuyruğuna getirdiği taleplerini elde etmeden herhangi bir yere kımıldamaya ne isteği ne de niyeti vardır.''
SORUMSUZLUK, KEPAZELİK
Başbakan Erdoğan ve hükümetinin havanda su dövdüğünü, Türk milletinin onurunun, itibarının ve varlık haklarının müzakerelerle lekeletildiğini ve ezdirildiğini iddia eden Bahçeli, bunun vebalinin ağır olduğunu, ''bu sorumsuzluğun, art niyetin ve bu kepazeliğin'' karşılığının mutlaka ağır söyledi.
''Başbakan ve hükümeti anayasa suçu işlemekte, ihanete tam teşebbüs etmektedir'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Kaldı ki Adalet Bakanı pervasızca, meydan okurcasına, ''Barışı getirmek suçsa ben suçu işliyorum'' diyebilmektedir. Hukuk devletini savunma ve haklarını koruma makamında bulunan birisi, açıkça adaleti umursamamaktadır. İmralı canisiyle görüşmeleri barış olarak yutturmaya çalışmakta, PKK ile görüşmeleri çözüm diyerek tevil etmeye çabalamaktadır. Adalet Bakanlığı görevini uhdesinde bulunduran bir şahsın, hukuku ciddiye almadığı, zımnen savcılara gözdağı verdiği bir ülkenin ayakta kalması, kamu düzenini sağlaması ve milli güvenliğini sağlama alması şüphesiz imkansız olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devlet olma vasfı bizzat siyasi sorumluluk taşıyanlar tarafından yerle bir edilmekte, azami derecede hırpalanmaktadır.''
Bir devletin varlığını devam ettirmesinin hukukun gücüne ve herkese eşit ölçüde uygulanmasına bağlı olduğuna işaret eden Bahçeli, ancak talan ve yağmanın hukuka sıçradığını, siyasal müdahalelerle adaletin linç edildiğini savundu.
Türkiye'nin beka düzeyinde tehdit altında olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
''Rejim çökmenin sınırında, devlet tükenmenin arifesindedir. AKP zihniyeti Habur hukukunu genelleştirmiş, her tarafa yaygınlaştırmış ve Türkiye'yi can evinden vurmuştur. Hiç kimsenin hukuken ayrıcalığı, hukukun üstünde bir konumu, hukuku görmezden gelecek özelliği yoktur ve olamayacaktır. Anayasa'nın 6'ncı maddesine göre hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacaktır. Aksini yapanlar, aksine cüret edenler tümüyle suç işlemiş olacaklardır. Bu itibarla Anayasa ve yasalara göre İmralı canisiyle, kanlı terör örgütüyle görüşmek, teröristlere gayri meşru sözler vermek suçtur.''
Bu nedenle çözümün çöküş, çözülüş olduğunu savunan Bahçeli, barış sözlerinin bitiş, süreç ifadelerinin ise sürgün anlamına geldiğini belirtti.
"PKK AKP'YE ANAYASA SİPARİŞİ VERDİ"
PKK'nın silah bırakmasının, emellerinden vazgeçmesinin, terörü durdurmasının, bölücülükten caymasının söz konusu olmadığına ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
''Başbakan Türk milletini kandırmakta, dağılmaya sürüklemektedir. Başbakan Türk devletini imhaya götürmektedir. Çözüm süreci PKK'nın siyasallaşması ve statü elde etmesine ayarlı melanet bir projedir. İmralı canisiyle militanların genel afla salıverilmesi, Türkiye'nin parçalanması, süreç denilen kabusun bariz amaçlarındandır. Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, ilk başta eyalet sistemini kurmak, Türklüğü Anayasa'dan elemek ve milliyetçiliği anlamsızlaştırmak için yapmayacağı kötülülüğün olmadığını iyice göstermiştir. Ne gaflettir ki PKK, AKP'ye anayasa siparişi vermiştir. PKK, Türk milletinin yeniden tanımlanması, milli kimliğin yeniden belirlenmesi, vatandaşlık tarifinin bölücü perspektifle yeni baştan tarifi için AKP'ye mühlet tanımıştır. Bunun için MHP tüm bu olumsuzluklara, kirli propagandaya, kumpaslara, etnik komplekslere ve bölücü tezgahlara tüm varlığıyla direnecek, hainlere geçit vermeyecektir.''