Bahçeli’nin iddiası, “Ülkücü hareket komünizme karşı tepki olarak doğdu.” sözüne yeni bir açılım getirdi.
Abone olZaman'dan Selim Kuvel'in haberine göre Bahçeli’nin bugünkü MHP kongresinde partililere dağıtılmak üzere hazırlattığı, “Yeni bir dünya, yeni bir Türkiye” adlı kitapta ilginç görüşlere yer verildi. Kitabının, “Türkiye’deki Toplumsal Durum” bölümünde ülkücü camiayı da yakından ilgilendiren 12 Eylül olayları tahlil edildi. Bahçeli, 1970’lerin sonunda alevlenen sağ–sol kutuplaşmasında Sovyetler Birliği’nin ideolojik etkisinin olduğunu; ancak Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyen Batılı istihbarat örgütlerinin bu etkiyi yönlendirdiklerini ifade etti. Türkiye’nin Batılılaşma çabasına da değinen Bahçeli, “Cumhuriyet dönemine devşirme bürokrasinin hakim olduğunu” belirtti. Bahçeli, özetle şu görüşleri dile getirdi: “İmparatorluk Türkiye’sinde çoğu devşirme bürokrasi geleneğinden gelen siyasi bürokratlar vardır. Bunlar Cumhuriyet döneminde daha da çeşitlenerek sosyal köken itibarıyla daha geniş halk kesimlerinden eğitim yoluyla, kendi zümresel dinamikleriyle adeta devşirilerek büyüyen bir toplumsal–siyasi kategoriye dönmüştür. Bu anlayışın sahipleri Türkiye’yi modernleşmeye taşımakta başarısız kalmıştır. Demokrat Parti birçok açıdan Türkiye’de köklü değişimlerin başlangıcını teşkil etmiştir. Egemen bloku oluşturan siyasi elitler ve devletçi kapitalistler gibi iki güç odağının iktidarını sınırlandıramamışlardır. Bu belki de Demokrat Parti’nin sonunu hazırlayan 27 Mayıs darbesinin en önemli sebeplerindendir.” Devlet Bahçeli, kitabın “Batı Medeniyeti Nedir?” bölümünde ise “insanların eşitliği” fikrinin yayılmasında Hıristiyanlığın büyük rol oynadığını kaydetti. Medeniyetlerin gelişmesinde İbn–i Haldun’un büyük katkısı bulunduğuna işaret eden Bahçeli, ancak bu çizginin Montesqueu, Hegel, Marx ve Spengler’e kadar uzanan geniş bir çevreyi kapsadığını söyledi.