BIST 9.660
DOLAR 34,62
EURO 36,31
ALTIN 2.920,00
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli 'O'nun susturulmasını istiyor!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümete çağrıda bulunarak Öcalan'ın konuşturulmamasını istedi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - AK Parti hükümetine çağrıda bulunan MHP Lideri Devlet Bahçeli,İmralı'da hapis yatan Abdullah Öcalan'ın artık ağzını kapama vaktini geldiğini söyledi...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında hükümüte seslenerek, teröre karşı acil önlem alınmasını istedi. Bahçeli PKK'nın aldığı eylemsizlik kararının hiçbir anlamı olmadığını şöyle ifade etti:

SÖZDE EYLEMSİZLİĞİN ANLAMI YOK!

Geçen Pazar günü Taksim'de hain saldırıda can kaybının olmaması üzüntümüzü bir nebze olsun hafifleten teselli kaynağı olmuştur. Sorumlular eğer biliniyorsa, bir an önce açıklanmalı ve puslu ortamda hainlere fırsat verilmemelidir. Terörün çirkin yüzü bu saldırıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Saldırı PKK terör örgütünün eylemsizlik biteceği güne rastlamıştır. Dün itibarıyla ilan edilen ve genel seçimlere kadar uzatılan sözde eylemsiz kararı hiçbir anlam ve önemi bulunmamaktadır.

CANLI BOMBA NEYSE AÇILIM DA O

Konuşmasında Erdoğan'a yüklenen MHP Lideri, hükümetin açılım politikaları ile Taksim'de patlayan canlı bomba arasında bir ilişki kurdu:

Terör örgütünün AKP'ye somut adım atmaya çağrı yapması durumun nerelere geldiğini gösterir. Terörle pazarlık çıkmaz bir sokaktır. Taksim'de canlı bomba neyse Başbakanın PKK açılımı da aynısıdır. Kandil çetesi ele başlarının yakın zaman içinde bir gazeteye verdikleri demeçte pişmanlığa dönük izlenimlerini hepimiz gördük ve okuduk. Bölücü örgütünün sözkonusu beyanlarıyla yapacağı hain eylemleriyle ilgili hükümet ve kamuoyunda psikolojik bir harekat sürdürmeye çalıştığı görülmektedir.

KÜRESEL GÜÇLERİN TAŞARON KAFASI

AK Parti hükümetini 'küresel projelere taşeronluk yapan kafa' benzetmesini yapan Bahçeli, terör karşısında tam bir acizlik örneği sergilendiğini şu sözlerle dile getirdi:

Teröre karşı mutlaka bir milli duruş gösterilmelidir. İktidar partisi aklını başına almalıdır. Bölücülerle yaptığı görüşmeleri bitirmeli, terörün kaynağını kurutmalı, milletimizin kendilerine verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanmalıdır. AKP Hükümetinin terörün hayat alanlarının beslediği bir süreçte meydana gelenlere esasen şaşırmamak lazımdır. Dışarıda medeniyetleri buluşturmak için ülke ülke gezerek küresel projelere taşaronluk yapan bu kafa yapısının bu tür sorunları teşhis ve tedavi edememesi tam bir acizlik ve başarısızlık örneğidir.

ERDOĞAN ARTIK AĞLAMAYI BIRAKMALI

Başbakan Erdoğan'ın terörden şikayet etmek yerine bir an önce çözüm üretmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, kendilerinin bu konuda her türlü desteğe açık olduğunu anlattı:

Erdoğan kimi kime şikayet etmektedir? Türk milletinin başbakandan beklentisini ağlamayı sızlamayı bir yana bırakmalı ve somut adımlar atmalıdır. Erdoğan bölücü mihraklar karşısında gerçekçi, milli ve şahsiyetli duruş sergilemelidir. Herkes aklını başına toplamalıdır. Metroda, alışveriş merkezlerinde, sinsi ve karanlık caniler ölüm kusmak için uygun ortam gözlemektedir. Taksim'in hedef seçilmesi teröristlerin bundan sonra da eylemlerini büyükşehirlere taşıyacağını işaret etmiştir.

İMRALI CANİSİNİ AĞZINI KAPAYIN!

İmralı'da hapis yatan Abdullah Öcalan'ın mesajlarına sert tepki gösteren Bahçeli, hükümeti göreve çağırdı ve şöyle konuştu:

Pis bedenlerine bombalar saçarak ölüm saçmaya niyetlenenlerin uygun ortamı aradıklarını göstermektedir. Terör artık milletimizin her bir ferdini hedef almaktadır ve adeta fırsat kullanmaktadır. AKP'nin artık yıkım projesinden tamamıyla vazgeçmesinin, İmralı'dan örgütünü yöneten canavarın ağzını kapatmasının vakti gelmiş ve geçmektedir.

AK PARTİ HÜKÜMETİYLE HESABIMIZ VAR

AK Parti hükümetiyle hesaplarının olduğunu söyleyen MHP Lideri bu hesabın mutlaka görüleceğini söyledi:

AKP zihniyetiyle amansız bir hesabımız vardır ve bu hesabı da mutlaka göreceğiz. Terörle yapılacak mücadelenin bundan sonra bütün yönleriyle gözden geçirelmesi için bir an önce harekete geçirilmelidir. Devlet birimleri arasında tam bir mutabakat yaratılmalıdır. Başbakandan beklentimiz terörün iç ve dış unsurlarını, siyasi destek ve finans kaynaklarını, ekonomik ve sosyal boyutlarını kapsayan bir stratejiyi ortaya koyması ve terörle topyekün mücadeleyi başlatmasıdır.

SİVAS'TA BİZİM GAVURDAĞI'NIN DOĞUSU DA

Konuşmasında MHP'li tabana mesaj veren Bahçeli, Türkiye'nin her noktasını kucaklayacaklarını şu sözlerle özetledi:

Milliyetçi Hareket Diyarbakır’ın, Van’ın, Maraş’ın, Samsun’un, Sinop’un, İzmir’in, Isparta’nın, Edirne’nin, Mersin’in, Hatay’ın, Çorum’un, Kayseri’nin, Erzurum’un, Batman’ın, Türkiye’nin 81 ilinin, Doğu’su, Batı’sı, Kuzey’i ve Güneyiyle tüm Türkiye’nin partisidir.
Sivas’ın ve Gavurdağı’nın doğusu da, batısı da bizimdir.
Sünni’si de bizimdir, Alevi’si de bizimdir.Hangi etnik kökenden gelirse gelsin tüm Türk vatandaşları bizimdir. Biz onlarız.Başörtülü kardeşlerimiz de bizimdir, başı açık kardeşlerimiz de bizimdir.Gayri Müslim vatandaşlarımız da bizimdir.Biz biriz ve beraberiz. Biz Türkiye’yiz, Türk milletiyiz; ‘Millet ve Devlet Bekası İçin’ sonuna kadar güç birliği yapmaya da devam edeceğiz.

AKP VE CHP BAŞÖRTÜSÜ KAÇKINLARI

AK Parti ile CHP'nin 'başörtüsü kaçkınları' olarak niteleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: AKP ve CHP’nin başörtüsünü siyasi amaçlarla kullanan, “başörtüsü rantiyecileri” ve “istismar ikizleri” olduğunu aziz milletimiz şimdi daha iyi görmüştür.“Ulema ve moda tasarımcıları, vagon ve lokomotif” sözleriyle göstermelik kayıkçı kavgası yapan, bu konudaki siyasi, vicdani ve ahlaki sorumluluklarından kaçmak için çamur atma yarışına giren bu iki zihniyetin gerçek yüzleri net olarak belirginleşmiştir.İktidara geldiği 2002 yılından 2008’e kadar altı yıl seçim meydanlarında bunu çözmek namusumuzdur diye Başbakan Erdoğan’dır.Ancak başörtüsü konusunda hiçbir adım atmayan da yine aynı Başbakan’dır.
Ne var ki, bu sorun karşısında hareketsiz kalan Başbakan Erdoğan, 2008’e gelindiğinde partimizin zoruyla kerhen bir adım atmış, ancak varılan mutabakatın iki unsurundan birisinden cayarak bizi yarı yolda bırakmış, çözüm sürecini de sakatlamıştır.12 Eylül 2010 Anayasa halkoylamasında, CHP liderinin içi boş olduğu şimdi daha iyi anlaşılan sözde çıkışıyla, yeniden başörtüsüne sarılan Başbakan, yine bunun arkasını getirememiş ve kaçmıştır.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ALDATMACASI

Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta açılışını yaptığı otoyolun bir aldatmaca olduğunu şöyle öne sürdü:
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta yeni bir yalan ve kara propagandayla milletimizi aldatmayı ve gerçekleri saptırarak aktarmayı tercih etmiştir.Nitekim Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun temel atma törenindeki konuşması bu çerçevede iyi bir misal olmuştur.434 kilometre uzunluğundaki İstanbul-Bursa-Balıkesir-İzmir otoyol projesi 1993 yılında planlanmış ve uygulama projesi 1997 yılında bitirilmiştir.2000 yılında, partimizin ortağı olduğu 57.Hükümet döneminde de ihalesi yapılmıştır.
Söz konusu ihaleyi yapan yatırımcı bakanlık ise o tarihlerde partimizin sorumluluğundadır ve görev alanı içerisindedir.Uygulama sözleşmesi için belirlenen firmaların teklifleri incelenmiş, ancak o tarihlerde Fransa’nın Ermeni politikasındaki sorunlar nedeniyle ihale doğal olarak askıya alınmıştır.Bunlar devletin ve ilgili kurumların kayıtlarında mevcuttur.

BU DÜZENE SON VERME ZAMANI GELDİ

Konuşmasının bitiminde 'Bu düzene son verme zamanı geldi' diyen Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

Ne büyük bir talihsizliktir ki; Başbakan ve arkadaşlarının mağdur ettikleri milyonların çığlıkları ve acıları karşısında gözleri kör, kulakları sağır, kalpleri ve vicdanları mühürlüdür.

Türk milleti kan ağlarken AKP hanedanlığı şahsi ve siyasi ikbal ve çıkar peşinde koşmakta, gününü gün etmektedir.

AKP döneminde yolsuzluk, kanunsuzluk, vurgun, soygun ve talan korkutucu boyutlar kazanmış, yaygın bir yönetim anlayışı olarak kök salmış ve kurumsallaşmıştır.

Ancak, artık bu kara düzene son vermenin zamanı gelmiştir.

AKP yaptıklarının hesabını misliyle verecektir ve bunu yapacak olan Milliyetçi Hareket bu milli vazifeyi üstlenmek konusunda sabırsızlanmaktadır.

Milletimizin fazlasıyla hak ettiği huzur, mutluluk ve esenlik inşallah bizimle birlikte gelecek; yolsuzluk ve yoksulluk kader olmaktan mutlaka çıkacaktır.