Amaç, Kıvrıkoğlu'nun görevde tutararak Hilmi Özkök'ü emekliye ayırmaktı. Ama Bahçeli bu oyuna gelmedi..
Abone olDört yıl önce, Orgeneral Çevik Bir ve Orgeneral Doğu Aktulga’nın emekliye ayrıldığı 1999 Yüksek Askeri Şûra toplantısında, yedi korgeneralden üçü orgeneral olacaktı. Bunların en başında da, Korgeneral Altay Tokat bulunmaktaydı. Çünkü 1995’te, Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Tümen Komutanı iken, şûra üyelerinden en yüksek puanı o almış ve birinci sıradan korgeneral olmuştu. Onu Çetin Doğan ve Tuncer Kılınç izlemekteydi. Altay Tokat, 12 tuğgeneralin tümgeneral olduğu 1991 şûrasında da en yüksek puanı alan komutandı ve birinci sıradan tümgeneral oldu.
Onu yine Tuncer Kılınç ile Çetin Doğan izlemekteydi. Dolayısıyla, 1999’da orgeneral olacak üç komutan arasında onun isminin yer almasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ne var ki, şûra kararları açıklandığında Altay Tokat, orgeneral olan üç komutan arasında yoktu. Yüksek Askeri Şûra’nın orgeneral yaptığı kişiler Çetin Doğan, Tuncer Kılınç ve Tamer Akbaş oldu. Altay Tokat ise o yıl emekliye sevk edildi. Altay Tokat’ın orgeneral yapıldığı gibi, emekliye sevk edilmesi de sürpriz olmuştu.
Çünkü YAŞ geleneğinde genellikle sicili bu kadar parlak komutanlar o yıl orgeneral yapılmasa bile, görev süresi bir yıl uzatılmakta ve gelecek şûrada yeniden orgeneral adayı olması sağlanmaktaydı. Ancak Altay Tokat bu gelenekten de yararlandırılmadı. 27 Mayıs’ın yedi HarbiyelisiAltay Tokat, Aytaç Yalman, Çetin Doğan, Tuncer Kılınç, Şener Eruygur, Tamer Akbaş ve Kemal Yılmaz...
Bu yedi komutan aynı yıl, 1960’ta Harp Okulu’ndan teğmen olarak mezun oldular. Onlar, Harbiyelilerin Başbakan Adnan Menderes ve dönemin komutanlarına karşı 27 Mayıs İhtilali’nden altı gün önce yaptıkları o meşhur Kızılay yürüyüşünden sonra Harp Okulu’nun verdiği ilk mezunlardı.
Bu yedi Harbiyeli, yıllar sonra beşi orgeneral, ikisi korgeneral olmak üzere Silahlı Kuvvetler’in zirvesinde önemli görevlere geldiler. Yedi komutandan ilk orgeneral olan kişi Aytaç Yalman’dı. 1998’de orgeneral olan Yalman, halen Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görevini sürdürüyor. Yalman’ı, 1999’da Çetin Doğan, Tuncer Kılınç ve Tamer Akbaş, 2000 yılında ise Şener Eruygur izledi. Şener Eruygur halen Jandarma Genel Komutanı olarak görevini sürdürüken, Çetin Doğan, Tuncer Kılınç ve Tamer Akbaş geçtiğimiz hafta açıklanan Yüksek Askeri Şûra kararları ile emekliye sevk edildiler. Yedi komutanın yedincisi Korgeneral Kemal Yılmaz da, son şûrada emekliye sevk edildi. Yıllara göre terfi sıralamasında altı sınıf arkadaşının dört yıl gerisine düşen Korgeneral Yılmaz, orgeneral olamadı; ama orgeneral arkadaşları kadar orduda kalıp onlarla birlikte gitti. Bu yedi komutandan Altay Tokat, askerlik hayatı ve sonrasında isminden özellikle söz ettirdi. Tokat, Güneydoğu’daki terör mücadelesinin önde gelen komutanlarından biriydi. 1987’de Tuğgeneral olarak Hakkari Dağ Komando Tugayı Komutanlığı’na atandığında, PKK lideri Öcalan’ın korkulu rüyası oldu.
Öcalan’ın PKK ileri gelenleri ile yaptığı ve Genelkurmay’ca tespit edilen pek çok konuşmasında Öcalan, onun Hakkari’de PKK’ya vurduğu darbelerden söz etmekteydi. Altay Tokat, sekiz yıl sonra 1995’te bu sefer Diyarbakır’a Asayiş Kolordu Komutanı olarak geldi ve 1997’de Kuzey Irak’a yapılan en geniş kapsamlı harekatlardan olan “Çekiç Harekatı”nı yönetti. Öte yandan emeklilik sürprizinden sonra, Milliyetçi Hareket Partisi’ne katılıp MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başdanışmanlığını üstlendiğinde, 2002’de Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin Ordu’nun hiyerarşisi ile ilgili verdiği çok önemli bir kararda etkili oldu. Konu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görev süresinin bir yıl uzatılıp, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün emekliye sevk edilmesiydi. Bu plana göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na o yıl Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman atanacak, böylece 2003 yılında Genelkurmay Başkanı olacak kişi Orgeneral Yalman olacaktı.
MHP lideri Bahçeli, başdanışmanı Tokat’ın önerisi doğrultusunda hareket etti ve Kıvrıkoğlu’nun görev süresini uzatacak Bakanlar Kurulu kararnamesi hazırlanamadı. Terör mücadelesi 20 yıl sürmezdi Bugün 63 yaşında olan ve askerlik hayatı 39 yıl süren Altay Tokat ile bu konuşmayı, sonuçları geçtiğimiz pazartesi günü açıklanan Yüksek Askeri Şûra toplantıları öncesinde Ankara’da yaptık. Tokat’ın askerlik kariyerinde terör mücadelesi kadar, Kıbrıs’ın da önemli bir yeri bulunuyor. Daha üsteğmen iken, 1963’te Kıbrıs’taki Türk Alayı’nda 1,5 yıl görev yaptıktan 10 yıl sonra bu sefer kurmay yüzbaşı olarak Kıbrıs Barış Harekatı’na katıldı. İkinci Barış Harekatı’nda, başında Kurmay Albay Eşref Bitlis’in bulunduğu Kolordu harekat şubesinde görevliydi. Hatta kurmaylığı o Kıbrıs’ta iken onaylandığından, kurmay yüzbaşı işaretini Kıbrıs’ta savaş alanında yakasına taktı. 1980—84 arasında Belgrad’da askeri ataşe olarak görev yapan Altay Tokat’ın generalliğe terfi ettiği 1987 yılı, Güneydoğu’da PKK terörünün yoğun olduğu bir dönemdi.
Tuğgeneral Tokat, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na tayin edildi. PKK lideri Abdullah Öcalan o dönemde Hakkari’yi “koçbaşı” olarak ilan etmişti. Plana göre Hakkari, PKK’nın ilk “kurtarılmış bölgesi” olacaktı:“Hakkari’deki bir çatışmada, Erzurum Üniversitesi’nin İngilizce Bölümü ikinci sınıfında okuyan bir öğrenciyi yaralı ele geçirdik. Bunu helikoptere bindirin, bütün başından geçenleri bizzat yerlerine giderek göstersin dedim. Şemdinli’nin bir köyüne gittiler.
Köye gittikleri zaman, dağa 20 kişilik bir PKK grubu gelmiş, bunlardan biri de ekmek almak için köye girmiş. Aynı eve gittiğimiz zaman biz bunu yakaladık. Sorgulayınca, demiş ki bizim grup şurada, şu ormanların içinde. Ve hiç unutmam, Kesip vardı, Cimşit kod adlı meşhur Ahmet Kesip. Babasını filan öldürmüştü. O bölgenin komutanıydı. O dahil hepsini vurduk biz. Sıraladık, resimlerini aldık. Ahmet Kesip’in resmi gülerek çıkmış. Gülüyor. Ben bunu psikologlara sordum. Psikolog bana ne dedi biliyor musunuz? Kendini ideolojik olarak bir konuya bu kadar veren insan ölürken de gülermiş. Teröristlerden bir tanesi yaralıydı. Bu adam dedi ki, ‘Bu Ahmet Kesip; ama ben inanmıyorum.’ Niye dedim. Çünkü, ‘Ahmet Kesip’e Türk kurşunu işlemez diye bize öğrettiler’ dedi. Nasıl dedim. ‘Biz kampta ona ateş ederdik, mermi işlemezdi’ dedi. Anladım ki çelik yelek giyip kendisine ateş ettirmiş.”Hakkari’den 1989’da dönen Altay Tokat, Kara Kuvvetleri Teşkilat Daire Başkanlığı’na atandı. İki yıl sonra birinci sıradan tümgeneral olunca, bu sefer Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı’nda görev yaptı. 1993’te aynı rütbe ile Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı’na atandı. İki yıl bu görevi yapan Tokat, 1995’te Asayiş Kolordu Komutanlığı’na atandı. Altay Tokat’a göre, Türkiye’nin 20 yıl sürdürdüğü terör mücadelesi çok daha kısa sürede bitirilebilirdi: “Bir terör örgütü var, küçümsendi önce. Görev jandarmaya verildi. Yasalarımıza göre, ülkenin bölünmez bütünlüğünden sorumlu kim var? Silahlı Kuvvetler değil mi? O zaman görev Silahlı Kuvvetler’e verilir. Böyle bir tehdide karşı jandarma görevlendirilemez. Jandarmayı ben küçümsemiyorum; ama jandarmanın görevi, jandarmanın harekat anlayışı buna yetmez. Çünkü bu gerilla harbi. Ben Asayiş Komutanı iken bu görev Kara Kuvvetleri’ne geçti. O günkü komutanlara sorun. Çevik Paşa vardı. Gittim, efendim bunu böyle yapın dedim. Orada 7. Kolordu var, boş duruyor, öteki boş duruyor. Onlar boş duruyor, biz şeyle uğraşıyoruz. 'Yasalar böyle' diyorlar. Yasalar vatan için vardır, yasa için ülke olmaz. Değiştirirsin. Benim Asayiş Komutanı olarak son zamanıma doğru Genelkurmay devreye girdi. Asayiş Komutanlığı doğrudan Genelkurmay’a bağlandı.
Oradaki harp, gerilla harbi olduğu için, dayanıklı, komando eğitimli insanlar gerekli. Eğitim ve Doktrin Komutanı iken, 1998’de Amerikalılar beni davet etti. Amerikalı general ve subaylara terörle mücadele konusunda iki saat konferans verdim. Onlar bana soru sordular. Dediler ki, ‘Yaptığınız, gerilla taktiklerinin uygulandığı klasik harbin ötesinde zor bir harekat. Siz bunu jandarma ile nasıl yürüttünüz?’ Jandarma’ya niye verilmiş? Güya, dış ülkelere karşı terör örgütünü küçümsemek için, psikolojik olarak, ‘Bizi bu harekatı önemsemiyoruz, Jandarmamız bile bunun hakkından geliyor.’ diye düşünülmüş.”28 Şubat süreci fayda getirmediAltay Tokat, terör mücadelesi yıllarından sonra, 1997—98 döneminde Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı olarak görev yaptıktan sonra, bir yıl da Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı yaptı ve 1999’da emekli oldu.
Ordu’da, “Türk Silahlı Kuvvetleri Üstün Liyakat Madalyası” verilen ilk komutanlardan biriydi. Öte yandan, yine “Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” ile “Üstün Başarı Madalyası”nın sahibiydi. O halde emekliye sevk edilmesini nasıl değerlendirmekteydi?“Açıkça söylüyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Askeri Şûra Kararları denetime tâbi olmadıkça, terfilerde ve tayinlerde her türlü yanlışlık payı da yüksek olacaktır. Çünkü herkes, verdiği kararda, denetim altında olduğu sürece daha titiz davranır. Bu sadece şûra için değil, her şey için geçerli. Dünyanın hiçbir yerinde denetimsiz bir sistemin başarılı olduğunu bana kimse ispatlayamaz. Sistem yanlış olunca, kriterler değişik değişik oluyor, değişik konulara geliyor.
”28 Şubat süreci olarak bilinen gelişmeler yaşandığı dönemde Altay Tokat Diyarbakır’da Asayiş Komutanı’ydı. Tokat, Bu dönemle ilgili olarak şu ilginç değerlendirmeyi yapıyor:“28 Şubat’ın yapılış tarzı benim hoşuma gitmedi. Ben o zaman Ankara’ya telefon açtım, bir komutana da söyledim. Yaptığınız işe askerlikte yarım adım yürüyüşü derler, ona benziyor dedim. Yok yok, tam adım atacağız dedi. Şimdi adını söylemeyeyim, bunu söyleyen bir orgeneraldi. İcra (ihtilal) olsaydı, bölgenin hassasiyeti gereği bizim mutlaka önceden haberimiz olması gerekirdi. Bana bir şey gelmediğine göre, ihtilal şeklinde önemli bir hazırlık yapıldığını söyleyemeyiz. Fikir olarak 28 Şubat’a bir şey demiyorum, uygulanış şekline katılmıyorum. Hem Silahlı Kuvvetler’e hem de ülkeye pek fayda getirmemiştir.
İnancım o...”Özkök, Genelkurmay Başkanı olamıyorduKonuşmamızın sonunda belki de en önemli konulardan birine geliyoruz. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, koalisyon hükümetinin önüne Silahlı Kuvvetler’in geleceği ile ilgili çok kritik bir talep geldi. Talep, dört yıllık Genelkurmay Başkanlığı süresini doldurmuş olan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görev süresinin bir yıl uzatılmasıydı. Böylece Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hilmi Özkök emekliye ayrılacaktı. DSP ve ANAP’ın “evet” dediği bu projeye itiraz MHP’den geldi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin konuyu danıştığı kişi Başdanışmanı Altay Tokat’tı:“Doğrudur, aynen doğrudur. Harp yok, darp yok niye uzatıyorsunuz? Hayır, olmaz dedim. Çünkü Silahlı Kuvvetler’in sistemi bozulur. Prosedüre göre, bir kişinin görev süresinin uzatılması için onun büyük bir başarı kazanması veya ülkenin harp içinde olması lâzım. İşte onu engelledik. Özkök Paşa Genelkurmay Başkanı olamıyordu. Bizim dışımızda herkes evet demiş. Ben orada olmasam oluyordu.
Kaynak: