BIST 9.721
DOLAR 35,22
EURO 36,82
ALTIN 2.978,86
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli iktidara çok sert çıktı

Devletin Öcalan ile başlattığı yeni süreç Bahçeli'nin hedefindeydi. MHP lideri iktidara sert eleştiriler yöneltti.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iktidar partisinin Türk milletinin geleceğini ateşe atmaya niyetlendiği iddia etti.

Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 7. Dönem Sertifika Töreni'ne katıldı. Bahçeli, törende yaptığı konuşmada, okulun 10 Ekim 2009'dan bu yana altı dönemdir siyasete merak duyan, toplumsal sorunlara ilgi gösteren, kendisini yenilemek ve yetiştirmek gayesi taşıyan, farklı disiplinlere kafa yoran gençlerin eğitimine katkıda bulunduğunu belirtti. 

Tartışmalar, çalkantılar, gerilimler ve gerilemelerle allak bullak olan bir dönemin içinden geçildiğini ve Türkiye'nin ve Türk milletinin iyi şeyler yaşamadığını, yaşayamadığını iddia eden Bahçeli, ''Umutlar kapanmakta, hayaller kararmakta, beklentiler katılaşmaktadır. Siyasi düzenin ve rejim varlığının alenen tartışılmaya başlandığı bu dönem aynı zamanda beka düzeyinde etkileri olacak sorunlar yumağına mahkumiyeti de beraberinde getirmiştir. Artık toplum kamplara bölünmüş, kurumlar ayrışmış; geçmişte atılan husumet tohumları filizlenmiş, müzmin hale gelen bunalım derinleşerek siyaset aktörleri eliyle maalesef kurumsallaşmıştır'' ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'Yİ KISKACA ALMIŞLARDIR

Bahçeli, toplumsal istikrarı temin eden, rejime yönetim hakkı tanıyan siyasi meşruiyetin iktidar partisinin yozlaşmış anlayışı neticesinde sorgulanmaya ve tartışılmaya başlandığını öne sürerek, ''Bu noktada, kafası içten ve dıştan kara bir propagandayla karıştırılmak istenen aziz millet varlığı, derin anlam kargaşasına itilerek, yalnız ve çaresiz olduğu yönünde bir umutsuzluğa sürüklenmek istenmektedir. Bir yanda küresel güçlerin figüranı olduğu artık iyice belirginleşen siyasi iktidar ile diğer yanda bölücülüğü, terörizmi ve öldürmeyi özgürlük ve hak arayışı gibi pozitif kavramların ardına saklayan kimliksizler ve kalpsizler, Türkiye'yi kıskaca almışlardır. İnsanımız bu ikili oyundan, bu iki seçenekli ihanet yarışından bunalmış ve bıkmıştır. Güvenlik ve esenlik zaafa düşmüş, güdümlü siyaset ön plana çıkmış, köksüzlük bulaşıcı hale gelmiştir'' dedi.

Bütün bunların sonucunda, milletin yorulduğunu, devletin ve kurumların yıprandığını, kardeşliğin tartışıldığını ve inançların istismara uğrayarak siyasete kurban edildiğini ileri süren Bahçeli,  şunları söyledi:

''Sorunları sağduyu, zeka ve akılla aşamayacağı artık anlaşılan iktidar partisinin kısır bir ihtiras ve inat ile hem kendi sonunu hazırladığı hem de benden sonra tufan anlayışı ile Türk milletinin geleceğini ateşe atmaya niyetlendiği anlaşılmaktadır. PKK ile pazarlık, İmralı canisiyle müzakereler bunu göstermektedir. Mehmetçiğin kanını döken, polisin canını alan ve masum vatandaşlarımıza acımadan kıyan eşkıya, bugün itibar ve hatır sahibi olmuş ve demokratik mücadele veren bir mertebeye çıkarılmıştır.

Artık Türkiye geri dönülmesi çok zor olacak bir yola girmiş ve siyasi yöneticiler tarafından mayınlı alana itilmiştir. Düşmanla el sıkışanlar, bölücülük akıntısına gönüllü olarak atlayanlar; sanki özel görev almışlar gibi Türk milletinin aleyhine ne varsa imal etmişler, gündeme getirmişlerdir. Bölücülük ontolojisi, terör külliyatı, parçalanma sözlüğü malum siyasi zihniyet tarafından hazırlanmış ve tedavüle sokulmuştur.''

Toplumsal güvenin kaybolmaya yüz tutuğu karanlık bir dönemin yakınına kadar gelindiği iddiasında bulunan Devlet Bahçeli, ülkede yaşananlar nedeniyle vatandaşların birbirine yabancılaştığını savundu.

TAMİRİ ZOR BİR DÖNEM YAKLAŞIYOR

Bahçeli, gelişmelerin geri dönülemez ve tamiri zor olan bir dönemin yaklaştığının işareti olduğunu öne sürerek, ''Kin ve intikam duygularıyla varlıklarına yön ve anlam katanların, milli değerlerle hesaplaşmak amacıyla tüm gücüyle harekete geçtikleri anlaşılmaktadır'' diye konuştu.

Milliyetçiliği hor ve hakir görenlerin ittifak içine girdiklerini ifade eden Bahçeli, ''Türkiyelilik zırvasında buluşanlar milli kimliğimize hücum etmişler, milli onurumuzu hedef almışlar ve milli emanetleri incitmişlerdir. Ne acıdır ki, demokratik imkanlarla siyasal sorumluluk üstlenmiş bir zihniyet, yabancı dostlarının tavsiye ve telkinleri altında çözüm diyerek Türk milletinin çöküşünü adım adım ilerletmektedir'' dedi.

BİZ ÇANAKKALE'DE GÖĞSÜNÜ SİPER EDEN NESLİN EVLADIYIZ

Bahçeli, siyasetin gelişmenin yönünü belirlemesi ve dönüşüm dinamiklerinin haritasını milli bir perspektifle ele alması gerektiğini belirterek, yaşanılan deneyimlerin, Türk siyasetinin sınırsız ve yönsüz bir değişim rüzgarına kapıldığını ve doğal mecrasından çıktığı için de gerilemeye yol açtığını ileri sürdü.

Bahçeli, kendi milliyetçiliklerinin Türk Milleti'nin tarih içerisinde yoğrulmuş olan milli değerleriyle, çağın birikimi olan gelişmeleri birlikte yaşatmayı milli ile evrensel, yerel ile küreseli birlikte değerlendirmeyi esas aldığının altını çizerek, ''Biz Çanakkale'de göğsünü siper eden neslin evladıyız. Türkiye Cumhuriyeti'ni önce kurtaran ve sonra kuran iradenin adıyız. Biz ne başkalarının önünde diz çöker, bölücülere, canilere kucak açarız. Ne de aziz şehidine hakaret eder, teröristleri alkışlarız'' dedi. 

Bahçeli, konuşmasının ardından kursiyerlere sertifikalarını verdi. 

-Diyarbakır'daki cenaze töreni-

Programdan sonra gazetecilerin soruları üzerine, Fransa'da öldürülen 3 kadının Diyarbakır'da yapılan bir toplantı ile toprağa verilmesinin millet tarafından çok yakından takip edildiğini söyledi.

Medyanın önemli ölçüde karartma yapmasına rağmen siyasi iktidarı yönetenlerin herhangi bir şekilde olay çıkmamasından övünçle bahsettiklerini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bir samimiyet sınavını başarı ile sürdürdüklerini söylemektedirler. Eğer televizyon toplantının bütün aşamalarını her yönüyle kamuoyuna aktarabilmiş olsaydı, devletin, emniyet gücünün veya buna benzer hiç kimsenin olmadığı bir yerde olay nasıl çıkacak? Onu soruyorlar. Yani demek ki bugüne kadar olayların müsebbibi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları, emniyet güçleri. Onlar ortada yok ise o zaman olay olmamasından büyük sevinç duyuyorlar. Her tarafın bir bölücü terör örgütünün bayrakları ile donatıldığı, tek slogan halinde bazı görüşlerin ileri sürüldüğü ve 'özgürlük aşamasına  gelindi' diye bağırıldığı bir ortamda kim neyi nasıl övünecektir. Kim 'burada olay çıkmadı' diye nasıl gurur duyacaktır. Bunu sorgulamak lazım.''