Bahçeli'nin gündem maddesi Ermenistan oldu. Hükümete Ermeni sınırı konusunda sorular yöneltti. Bir de ekonomik krizi konuştu;
Abone olİNTERNETHABER
MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grubunda gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Bahçeli'nin ana gündem maddesi sözde Ermeni soykırımı ve Türkiye - Ermenistan sınırı oldu.
Hükümeti, Ermenistan sınırının açılması konusunda taviz verdiği gerekçesiyle suçlayan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, Ermenilere şirin ve sevimli görünme adına ülkemizi küçük düşürmüştür" dedi.
Bahçeli ayrıca, Ermenistan'la bu kadar yakınlaşmanın sebebinin ne olduğunu öğrenmek için AKP hükümetine sorular yöneltti. Daha sonra da ekonomik krize değinen MHP Lideri, yine AKP hükümetini hedef alarak, ekonomik krizin geldiği boyutları da hükümetin görmediğini savundu.
İşte Bahçeli'nin konuşmalarından satırbaşları;
ŞEHİTLERİMİZE BAŞSAĞLIĞI: Geçtiğimiz hafta Şırnak'ta milletimizine senliği uğruna bölücü terörle mücadele ederken girilen çatışma sonucunda iki mehmetçiğimizin şehadeti hepimizi üzmüştür. Aziz şehitlerimizin yakınlarına başsağlığı diliyorum...
YARGI SÜRECİ: Soruşturma ve yargılama safhalarının parça parça sürdürüldüğü hukuki süreçler, kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuzluk kaynağı haline gelmiştir. Herkes Türk adaletine güvenmeli ve hukukü süreçlerin sonlarını dikkatlice beklemelidir. Ancak bu süreçlerin bir an önce tamamlanması da toplumsal bir önem taşımaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 86 yıldır oluşturduğu milli siyaset ve strateji hükümetler üstü bir anlayışla oluşmuş ve devlet politikası haline gelerek bugünlere ulaşmıştır.
MHP, yaklaşımıyla Türkiye'nin milli varlığına ve tarihi misyonuna sonuna kadar sahip çıkmanın temsilcisidir. Türk dış siyasetinin bugünkü dengeleri AKP hükümetlerince bozulmuş. İlkesiz amatör ve teslimiyetçi ellerde bugün tam bir maceraya sürüklenmiştir.
Milletimiz için ne büyük talihsizliktirki seyahat ederek itibar kazandığını sanan bir zihniyet ne yazık ki iş başındadır. Bu nedenle yaklaşık 80 yıl boyunca düşük yoğunlukta ve tek tek uğraştığımız milli konularının tamamının AKP döneminde ortaya çıkması asla bir rastlantı değildir. AKP zihniyeti milletimizin manevra alanlarını sınırlandırmıştır.
AKP zihniyeti Türkiye'nin haysiyetiyle oynanmasına sürekli göz yummuştur. Her uluslararsı toplantıda hükümete ev ödevlerinin verildiği ortadır. Yapılan anlaşmaların ve dayatmalar milli birliğin parçalanmasıdır. AKP uluslararsı sorunları lehimize çözümlemede zayıf olan kontrolünü tamamen kaybetmiştir.
SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI VE TÜRKİYE - ERMENİSTAN SINIRI... HABERİN DEVAMINDA...
ERMENİSTAN: Yaklaşık 6 buçuk yıldır her zemin ve ortamı kullanılarak sürdürülen faaliyetler kamuoyunu köreltmektedir. Hükümet baştan yanlış kurguladığı düşüncelerin mahkumu haline gelmiş, Ermenistan'la tek taraflı ilişki kurma ve iddiaları da tek taraflı kabullenme içine düşmüştür.
MHP olarak bu konuda başlıca tespitlerimiz şunlardır;
1 - Sözde Ermeni soykırımın bir iftira olduğu ve ülkemizin kendini ifade edemediği bir gerçektir.
2 - Dengeli ve saygılı ilişkilerin kurulması bir yönetim gerçeğidir. Bu ilişkilerde husumetlerin ortadan kaldırılması ülkelerinin birbirlerinin menfaatlerine saygı göstermesiyle mümkün olacaktır. Ermenistan'ın Türkiye ile sınırının açılmasından en çok yararlanacak taraf Ermenistan olacaktır. Ancak AKP zihniyeti şartları tersine çevirmiş, Türkiye'nin sınırlarını yanlşış çizerek bizi Ermenistanla ilişki kurmaya zorunlu hale getirmiştir.
3- Türkiye Ermenistan devletinin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden olmuştur. Denize sınıra olmamasına rağmen ermensitan'ı Karadeniz Ekonomik İş birliğine kurucu olarak davet etmiştirç. Bunlar ön yargıları aşmış ve tarighe geçmiştir. Türkiye ermenistan sınır kapılarını kapadıktan sonra ermeni iddiları hız kazanmış, bağlantılı olduğunu küresel odaklara sığınırak, Türkiye taraf haline getirilmiştir. AKP'nin en büyük hezimeti bu konuda sempatik gözükmeye çalışmasıdır.
4- Türkiye'nin Ermenistan'la kuracağı ililkiler mutlaka Ankara odaklı bi jeopolojik yapının gereği olmalıdır.
Bu itibarla Ermenistanla ısrarlı yakınlaşmaya çalışan AKP hükümetinden cevabını aradığımız sorular da şunlardır;
- Kabul ettiği bağımsızlık bölgesinde Türkiye'nin batı bölgesinin Batı ermenistan olarak tanımlanmöasını geri almışmıdor?
- Ermenistan Osmanlı döneminde yaşanan tehcirle iddia ettiği soykırım suçlamalarında geri adım atmışmıdır.
- Sahte soykırım yalanıyla Türkiye'yi mahkum etmek için karalama kampanyasının sona ereceğine ilişkin emareler görülmüş müdür?
- Sınır kaspının açılması için kapanmasına enden olan hangi gerekçelerde ilerleme kaydedilmiştir?
- Karabağ işgaline kesin olarak son verecek bir sürecin önü açılmışmıdır?
Bu sorulara verilecek cevap 'evet' ise Ermenistan ile kurulacak ilişkilerin açılmasında hiç bir sorun yoktur. Ancak soruların karşılığı 'Hayır' cevabı ise büyük bir tarihi mirasın emanetçisi olan Türkiye'nin ricacı konuma sokulmasının siyasi bir gerekçesi olamaycaktır.
Bu konuda iktidar partisinin beceriksizliğini ortaya koyduğu ortadır. Her fırsatta dünle uğraşan ve gelecekten habersiz olan Başbakan Erdoğan ve ekibi, gerilim odaklı bir politika uygulamasını tercih etmiştir. Türkiye ekonomisin her alanda yükselen 'imdat' feryatları Başbakan tarafından duyulmamıştır.
Başbakan Erdoğan krizi görmezden gelerek sorunların büyümesine zemin hazırlamıştır. Herkesin durumu iyiyse, dükkanlardaki evlerdeki çığlıklar neden yükselmekte? Ekonomik sorunlardan dolayı şikayetleri kim neden yapmaktadır?