MHP lideri Bahçeli grup toplantısında Erdoğan'ı PKK'nın katlettiği bebekleri hatırlatarak eleştirdi.
Abone olİNTERNETHABER.COM- MHP lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup toplantısında hükümetin Suriye dış politikasını ele aldı. Erdoğan'ın Esad'a yönelik aslı olmayan iddialar yönelttiğini iddia eden Bahçeli hükümetin Suriye politikasının çöktüğünün altını çizdi.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz haftasonu toplantısında Banyas'taki katledilen bebekleri gördüğünde ağladığını söylemesini de diline doladı. Erdoğan'ın ahiret gününde Allah'ın "O bebekleri görmedin mi?" diye hesap sormasından korktuğunu ancak Türkiye'de bebek katiliyle el sıkıştığını vurgulayan Bahçeli "PKK'lıların katlettiği bebeklerin hesabını nasıl vereceksin" diye sordu.
Geçtiğimiz cumartesi yani 11 Mayıs günü Hatay Reyhanlı'da milletimizi acı ve kedere boğan vahşet dolu bir saldırı gerçekleşmiştir.
Ne kadar sızlansak yetersizdir. Türk Milleti yastadır. Buradan bir kez daha teröristlerin saldırısı
ALLAH SANA BEBEK KATİLLERİYLE NE GÖRÜŞTÜN DİYE SORACAK! İmralı canisinin bebeklere nasıl kıydığını açıklayayım. Bebek katilliğinden sabıka yiyenlerin gerçek yüzünü anlatmak istiyorum. 20 Ağustos 1987 tarihinde Mardin'de beşiğinde uyuyan bebeğe kurşun sıktılar. Diyarbakır'da 3 yaşındaki bebeğe 19 Ağustos 1992'de Lice'de kundaktaki bebeğe saldıran şerefsizlerdir. 29 Ağustos 1994'te 2 bebeğin canını aldılar. Batman'da 26 haftalık hamile Mizgin Doruk'un kanlıları elbette Başbakan'ın çözüm ortaklarıdır. Türk milleti İmralı canisine boşuna bebek katili dememiş boşuna bu sıfatı reva görmemiştir. Başbakan bebek deyince senin aklına Suriye mi gelmektedir. Irak'taki Afganistan'daki bebeklerin katilleriyle küresel projelerde buluşmak seni hiç mi rahatsız etmemektedir? Başbakan ayrıca Suriye'ye yüzümü dönersem Rabbim soracak Ey başbakan o bebekleri gördün de ne yaptın diye soracak? PKK'nın katlettiği bebeklerin hesabını vermeyecek misin? Cenab-ı Allah sana soracak bebek katilleriyle ne görüştün. Bebek katilleriyle ne yapıyordun? Hesap gününde çözüm masallarını mı anlatacaksın? |
sonucu vefat edenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye çok yönlü bir saldırının pençesindedir. Acımız büyüktür. Öfke seviyesi tarifsizdir. Bu saldırının üstesinden gelmeliyiz ve gelecek kuvvete sahibiz.
Türk milleti ona buna pabuç bırakacak bir zayıflıkta değildir. Aksini iddia edenler eninde sonunda hak ettikleri sonuca ulaşacaklardır. Olayın sonrasında tespitlerimizi kamuoyuyla paylaştık.
DIŞİŞLERİ POLİTİKASINA ELEŞTİRİ
Sınır hattımız adeta viraneye dönmüş, metruk bir hale gelip kendi kaderine terk edilmiştir. Türkiyenin egemenliği tehdit edilmiştir. Bunlar bir zaaftır ve sorumlularının hesap vermesi gerekmektedir. İçişleri Bakanı patlamaların akabinde kanlı olayı gerçekleştirenlerin tespit edildiğini iddia ederek katillerin El Muhaberat bağlantılı olduğunu savunmuştur. Bir diğeri de "Ne yapacağımızı herkes görecek" diyerek yine sallamıştır.
ESAD TÜRKİYE'Yİ BATAĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR
Dışişleri Bakanı "Karşılığını görür. Gücümüzü test etmesin" diyerek yurtdışından gelişmelere müdahil etmiştir. Başbakan Erdoğan saldırıları çözüm süreci ile ilişkilendirmiştir. Net olan bir şey varsa hükümet şaşkındır. Bu saldırıdaki amaç nedir ve neyin mesajı verilmeye çalışılmıştır?
HÜKÜMETİN SURİYE POLİTİKASI ÇÖKTÜ
Reyhanlı'daki kanlı saldırı çok yönlü araştırmalıdır. Suriye muhaliflerinin parmağı peşinen inkar edilmemeli, El Kaide bağlantısı yabana atılmamalıdır. Bu saldırının Başbakan'ın ABD ziyareti öncesi yapılması tereddütlerimizi arttırmakta ve Türkiye üzerine oynanan oyunlar dikkat çekmektedir. Kendi halkına kıyan Esad yönetimi Türkiye'yi de batağa sürüklemektedir. hükümetin Suriye politikası çökmüştür.
Bu şartlar altında Dışişleri Bakanı nereye kadar koltuğunda oturacaktır? Reyhanlı'da patlayan bombaların sorumluları kesinlikle hesap vermelidir. Sorumluluğu başka yerlere yıkmamalılardır. Başbakan'a göre 50 vatandaşımızın katledildiği saldırıyı konuşmak doğru değildir. Biz bildiğimizi okumaya ve bu meselelerin üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz. Basına ambargo koydurarak yasaklar getirmesi Başbakan'ın demokrasi anlayışını göstermektedir.
TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLE!
Reyhanlı'nın failleri yaptıklarının bedelini ödemelidir. AKP hükümeti imha olan Suriye politikasından dolayı Türk milletinden özür dilemelidir. AKP'nin Suriye merkezli hiçbir öngörüsü tutmamıştır. Suriye'de kimyasal silahların kullanıldığı konusunda bile karavana atmışlardır. Başbakan Esad'a saldırdıkça sövdükçe hakaret ettikçe Türkiye darp edilmiştir.
Esad ve muhaliflerin hesaplaşmasına taraftar olan Erdoğan Türkiye'yi ateşe atmıştır. Bugüne kadar Suriye kaynaklı kaybettiklerimiz sabrımızı taşırdı. 22 Haziran'da uçağımız Suriye tarafından vuruldu 2 pilodumuz şehit oldu. 3 Ekim 2012 günü Şanlıurfa Akçakale'de 5 vatan evladı hakkın rahmetina kavuştu.
Daha dün Amanoslar'da bir askerimizin şehit olması şüpheleri arttırmıştır. Sınır bölgelerimizdeki illerimiz ve ilçelerimiz adeta rehin alınmış, adeta kuşatılmıştır. Erdoğan 9 Ekim'de şunu ifade etmiştir. Sınırın bu tarafındaki vatandaşlarımız huzur içinde yaşıyor diye Halep'teki kardeşlerimizin hunharca katledilmelerine göz mu yumacağız? Şimdi geldiğimiz anda Hatay'ın Akçakale'nin huzur içinde olduğunu söyleyebilecek babayiğit var mıdır?
ERDOĞAN'IN ESAD'A YÖNELİK ASLI OLMAYAN SÖZLERİ...
Erdoğan'ın Esad'ı hedef alan ve aslı olmayan söylediklerini nasıl düzeltecektir? Suriye'ye daha fazla seyirci kalamayız sözlerinin bizi nereye götürdüğünün farkında mıdır? Esad'a yönelik hesap soracağız, Yezit, katil gibi ağır ifadeleri bir sonuç doğurmuştur.
Başbakan Erdoğan'ın yabancı bir kanala verdiği demeçte karadan müdahale demesi ardından bundan çark edip havadan müdahale demesi kafasındaki niyeti ortaya çıkarmıştır. Başbakan'ın ABD Başkanı ile bu hafta yapacağı görüşmenin ana gündemini Suriye oluşturacaktır.
ABD'nin Rusya ile Suriye ile anlaşması ve geçen seneki Cenevre Anlaşması AKP'yi açığa düşürmüştür. AKP'nin kuru gürültüsü kendisini mahcup etmekle kalmamış, Türkiye'yi kana bulamıştır.
BANYAS BEBEKLERİ TÜRKİYE'DEKİLERDEN DAHA MI KIYMETLİ?
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz pazar günüğ buruk bir biçimde idrak ettiğimiz Anneler Günü toplantısında akla ziyan değerlendirmelerde bulunmuştur. Şu sözleri çelişkilidir. Türkiye'yi Suriye bataklığına çekmek isteyenlere karşı son derece dikkatli olmak zorundayız. Bu sözler Başbakan'a aittir. Türkiye'yi Suriyeye sokmak isteyen birisi soğukkanlılıktan bahsetmiştir.
Başbakan yine bu konuşmasında Banyas'a vurgu yapmış ve ağladığını belirtmiştir. Başbakan Banyas'taki bebeklerin ölümüne değinerek şunu demiştir. Eğer ben bu bebekleri görmeyeceksem, sesimi yükseltmeyeceksem olmaz olsun böyle dış politika olmaz olsun böyle siyaset. Susmaktansa ben kimliğimi bırakır giderim demişti. Yani Banyas'taki bebekler Türkiye'deki bebekler daha mı kıymetli?
İmralı canisinin bebeklere nasıl kıydığını açıklayayım. Bebek katilliğinden sabıka yiyenlerin gerçek yüzünü anlatmak istiyorum. 20 Ağustos 1987 tarihinde Mardin'de beşiğinde uyuyan bebeğe kurşun sıktılar. Diyarbakır'da 3 yaşındaki bebeğe 19 Ağustos 1992'de Lice'de kundaktaki bebeğe saldıran şerefsizlerdir. 29 Ağustos 1994'te 2 bebeğin canını aldılar. Batman'da 26 haftalık hamile Mizgin Doruk'un kanlıları elbette Başbakan'ın çözüm ortaklarıdır.
Türk milleti İmralı canisine boşuna bebek katili dememiş boşuna bu sıfatı reva görmemiştir. başbakan bebek deyince senin aklına Suriye mi gelmektedir. Irak'taki Afganistan'daki bebeklerin katilleriyle küresel projelerde buluşmak seni hiç mi rahatsız etmemektedir?
Başbakan ayrıca Suriye'ye yüzümü dönersem Rabbim soracak Ey başbakan o bebekleri gördün de ne yaptın diye soracak? PKK'nın katlettiği bebeklerin hesabını vermeyecek misin? Cenab-ı Allah sana soracak bebek katilleriyle ne görüştün. Bebek katilleriyle ne yapıyordun. Hesap gününde çözüm masallarını mı anlatacaksın?