BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,73
ALTIN 2.985,87
HABER /  GÜNCEL

Bahçeli: Erdoğan istifa etmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlıktan istifa ederek seçime girmesi gerekt...

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlıktan istifa ederek seçime girmesi gerektiğini savundu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Çatı Aday” görüşmeleri kapsamında Türkiye Kamu-Sen’i ziyaret etti. Görüşmelerin ardından MHP lideri Devlet Bahçeli ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ile birlikte kameraların karşısına geçti.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar geçen süre içerisinde 19 kez Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirten Bahçeli, “Cumhuriyetin kurucuları ardı ardına sorumluluğu üstlenirken, çok partili hayata geçtikten sonra da çok değerli şahsiyetler parlamentodan olmak kaydıyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bir başka ifadeyle bugüne kadar Cumhurbaşkanlarımız, parlamento üyesi veya orayı da temsil edilen siyasi partilerin dışardan, parlamento dışından önerdikleri insanların parlamento aracılığıyla seçimiyle Cumhurbaşkanı olmuşlardır” dedi.
İlk kez Türkiye’de Cumhurbaşkanı halk tarafından seçileceğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:
“28 Ağustos 2014 günü 11’inci Cumhurbaşkanımız olan Sayın Abdullah Gül’ün görev süresi tamamlanmaktadır. Halk tarafından Cumhurbaşkanlığının seçilme sürecini hazırlayan yasal çalışmalar sırasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin görev süresi dolup, dolduğu günden 60 gün önce başlatılması ifade edilmektedir. Bu düşünceden hareket edersek 29 Haziran 2014 ile Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimini de dikkatini aldığımız vakit 3 Temmuz 2014 günü adaylar belirlenecek ve müracaat günü 3 Temmuz saat 17,00’e kadar devam edecektir.”
Siyasi iktidarın 12 yıllık hizmet sürecinde önemli olayların yaşandığını söyleyen Bahçeli, “Bu olaylar Türkiye’de bir cepheleşmeye, kamplaşmaya, kutuplaşmaya Türkiye’yi götürmüştür. Siyasi iktidarın gerilim stratejisiyle her an bir çatışma ortamına da sürüklenebileceği kaygısı taşınmaktadır. Hangi olay gündeme geldiği vakit biz milli idareyle geliyoruz yüzde 51 bizim yanımızdadır diyerek hem yüzde 49’un varlığını, hem de yüzde 49’un temsil eden milli iradenin toplamış olduğu siyasi partilerin yok farz edilme eğilimi gittikçe yaygınlaşmıştır. Şimdi bu anlayış Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bir dayatma olarak Türkiye’nin gündemine taşınırsa o zaman kutuplaşma, cepheleşme, gerilimi ve çatışmayı tahrik edecek davranışları Cumhurbaşkanlığı bakamına da taşımış olmak gibi bir toplumsal kaygıya kapılmamak mümkün değildir” şeklinde konuştu.

“BAŞBAKANIN, CUMHURBAŞKANI OLMAYA HEVESLİ GÖRÜNMEKTEDİR”
Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı adaylığının netleşmediğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sayın Genel Başkan ve Başbakanı, Cumhurbaşkanı olmaya hevesli görünmektedir. Onun hazırlığını da yapmaktadır. Henüz daha aday olduğunu da netleştirmemiştir. Partinin bazı sözcüleri, milletvekilleri, bakanlar, Cumhurbaşkanlığı adayı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kuvvetli bir aday olarak çıkacağı, kendilerinin ise anayasadaki tüm yetkileri kullanarak bir Cumhurbaşkanlığının yapılmasının gerektiğini vurgulayarak başkanlık sistemine de geçilebileceği düşüncesini ortaya koymaktadır.”

“BAŞBAKAN SIFATINI KULLANMADAN, AKP’Lİ BİR MİLLETVEKİLİ OLARAK BU YARIŞTA BULUNACAĞIM DEMESİ TÜRKİYE’DEKİ SİYASİ ETİĞİ ORTAYA KOYMASI LAZIM”
Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlıktan istifa ederek seçime girmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Sayın Başbakan partisinin arzusu, isteği doğrultusunda veya kendisinin yıllardan belli hevesi çerçevesinde bir Cumhurbaşkanı olmayı düşünüyor ise, tartıştırmayı bir kenara bırakıp adaylığını kesin olarak ilan etmesi gerekir. Bu da yetmez ben aday oluyorum, aday olacaklarla adil bir yarışa girebilmek için başbakanlık görevimi de terk ediyorum. Başbakan sıfatını kullanmadan, AKP’li bir milletvekili olarak bu yarışta bulunacağım demesi Türkiye’deki siyasi etiği ortaya koyması lazım. Özellikle üzerinde durulması gereken konulardan birisi budur. Bunu yapmadıkları takdirde zaten başlangıç da Cumhurbaşkanlığı seçimleri genel seçimler, mahalli ve idari seçimlerinde de çok yakinen görüldüğü gibi seçim başlangıcında ya da ortasında veya sonucunda Türkiye’de bir meşruiyet tartışmasını Cumhurbaşkanlığı tartışmasının gittikçe yaygınlaşmasına sebep olabilir. Cumhurbaşkanlığı makamı çok önemlidir. Anayasamızda yeri vardır. Görev ve sorumluluğu bellidir. Cumhurbaşkanlığı yemininde de bu çok net ve öz olarak tanımlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51-49 ikileme arasında Türkiye’yi bir çıkmaza sokmak yerine toplumu bütününü kucaklayabilecek bir yol bulmak lazımdır.”

“ORTAK ADAY YÜZDE 64 SAĞ EĞİMLİLERLE, YÜZDE 34 SOL EĞİLİMLERİ DE KAVRAYACAK KUCAKLAYACAK BİR ADAY OLMASI LAZIMDIR”
Türkiye’nin her düşüncesini, her kültür unsurunu, siyasi bakış acılarını kavrayacak bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkarabilecek bir sosyal zemine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
“Çok siyasi hayata geçtiğimiz günden bu yana Türkiye’deki seçmen profili iki kümede kendini hissettirmektedir. Bir tanesi yüzde 64 oranında sağ eğilimli bir küme, diğeri ise, yüzde 34 oranında sol eğilimli bir küme. Cumhurbaşkanlığı bu ülkede yaşayan Cumhurbaşkanı olacak. Her yaştan seçime katılma hakkını elde etmiş, hangi partiden olursa olsun o insanların Cumhurbaşkanı olacaksa, bu ülkede yaşayacaksa doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli her vatandaşımızın Cumhurbaşkanı olacaksa, hangi etnik ve mezhep temelli bir düşünceye sahip olan insanlarımızın Cumhurbaşkanı olacaksa bunların içerisinde bir çatı ortak aday çıkarmak gerekir. Ortak aday yüzde 64 sağ eğimlilerle, yüzde 34 sol eğilimleri de kavrayacak kucaklayacak bir aday olması lazımdır. Milliyetçi Hareket Partisi çatı adayı diye Türkiye’nin her düşüncesini, her kültür unsurlarını siyasi bakış acılarını kavrayacak bir Cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkarabilecek bir sosyal zemine ihtiyacı gerektirir. İşte bu sosyal zemin yüzde 64’ün ve yüzde 36’ın içerisinden ortak adayımız bizim budur denilebilecek bir çalışmayı ortaya koyabilmektir.”

“YURTDIŞI ZİYARETLERİN YAPILMASINDA YARAR VARDIR”
Yurtdışı gezilerinin de yapılabileceğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
“Yurtdışı ziyaretlerin yapılmasında yarar vardır. 1963 yılından bu yana çoluğun çocuğun rızkını kazanmak için yabancı ülkelere gitmiş insanlarımızın şuan dördüncü nesli orada yaşamaktadır. Böyle bir süreç içerisinde Avrupa Türklüğü diye nitelendirdiğimiz 4 milyonu aşkın insanımız bulunmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu’nun yapmış olduğu çalışmalarla da 2 milyon 700 bin’e yakın bir seçmen kitlesinin orada olduğu da söylenmektedir. Bunlarında oy kullanması artık Türkiye’ye gümrük kapılarında değil oralarda yapılacak olan çalışmalarla mümkün olacağı düşünüldüğünde siyasi parti temsilcilerinde düşüncelerini oradaki insanlarımıza aktarma gibi bir saygınlığı ortaya koyması gerekir. Bu AKP’nin geçenlerde yapmış olduğu toplantıyla göstermiştir. Şimdi CHP’nin Genel Başkanı gitmeyi düşünmektedir. Zaten Milliyetçi Hareket Partisi her zaman ordadır. En güçlü teşkilatlarıyla. Yeri geldiğinde de gidilebilir diye şimdiden işaret edebilir.”

İSMAİL KONCUK
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçilecek kişinin hem toplumsal problemlere duyarlı olması lazım, hem çalışma hayatı ile ilgili hassasiyetler taşıyan bir insan olması gerektiğini ifade ederek, “10 Ağustos tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Bu Cumhurbaşkanlığı seçimi hem Türkiye’nin yaşadığı sosyal olaylar ve toplumsal olaylar değerlendirilerek hem de çalışma hayatında işçilerin, bütün çalışanların karşı karşıya bulunduğu tehditler değerlendirilerek yapılması gereken bir seçimdir. Bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçilecek kişinin hem toplumsal problemlere duyarlı olması lazım, hem çalışma hayatı ile ilgili hassasiyetler taşıyan bir insan olması lazım. Türkiye’de gittikçe derinleşen bir kamplaşmayı maalesef yıllardır hep birlikte yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Koncuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya atmış olduğu çatı aday formülü gerçekten Türkiye’nin değerlendirmesi gereken bir formül olarak aklı mantığa çok uygun geliyor. Burada bizim anladığımız çatı adaydan kasıt siyasi bir aday değil. Toplumun tamamını kucaklayacak bir insan. Milliyetçi Hareket Partisi kendi siyasi görüşlerini bir kenara iterek, diğer partilere benzer teklifler götürülmesi bize göre kaosun bu kadar derinleştiği ülkemizde siyaseten bu kadar açılım yapabilmek gerçekten fedakârlık isteyen bir durumdur. Bizden olsun değil, bizim partimizden olsun anlayışından öte bu milletin tamamına sahip çıkacak bir aday.”
(İHA)