BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Bahçeli belgeye vahim dedi

Devlet Bahçeli 'darbe belgesi'ne kuşkuyla yaklaştı. Doğrudur da demedi, yanlıştır da... Ancak iki durumu da vahim diye nitelendirdi.

Abone ol

İNTERNETHABER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısındaki konuşmasında Erdoğan'a çatarak başladı. Başbakanın gerilimimin derdinden  olmadığını söyledi ve "Başbakan dikkatleri başka yöne çekerek sinsi niyetlerini örtme telaşı içindedir" diye konuştu.

Erdoğan'ın kendilerine de iftira attığı imasında bulunan Bahçeli "Bizim de ortağı olduğumuz 57. Hükümet döneminde İsrail ile gizli anlaşmalar yapıldığı söyledi. Açıklasın ya da müfteri başbakan olacak" dedi.

Son olarak da gündemdeki en önemli konuya değindi. Bahçeli şunları söyledi:  "O belge doğruysa da yanlışsa da vahim. MHP olarak, TSK’ya yönelik bu saldırılara ısrarla karşı çıkacak ve milli kuruma ve mensuplarına sahip çıkmaya devam edeceğiz."

İşte Bahçeli'nin konuşması:

YÜZÜNÜZ HEP KARA KALACAK

"RTÜK Başkanı’nın görevinden ayrılmasını sağlamalıdır. RTÜK Başkanı’nın istifa etmemekteki cesaretini Başbakan’dan aldığı anlaşılmaktadır. Erdoğan partimize "Ak Parti deyin" diyor. AKP de desek Ak Parti de desek yüzünüz hep kara kalacaktır, böyle de anılacaktır

SİNSİ NİYETLERİNİ ÖRTME TELAŞINDA
Başbakan Erdoğan'ın siyasi gerilimi sürekli tırmandırması dertli olmasında değil kavgayı siyasi varoluş olarak görmesinden kaynaklanıyor. Edep-adap, mertlik-namertlik tartışmaları konusunda Başbakan’ın sergilediği ilkesiz tutum, kendisinin ruh halinin yeni tezahürleri olarak görülmelidir. Başbakan dikkatleri başka yöne çekerek sinsi niyetlerini örtme telaşı içindedir.

AÇIKLAMAZSA MÜFTERİ BAŞBAKAN OLACAK 

[PAGE]




AÇIKLAMAZSA MÜFTERİ BAŞBAKAN OLACAK

Başbakan 57. Hükümet döneminde İsrail ile gizli anlaşmalar yapıldığı yalanına sığındı. Buradan bizim de ortağı olduğumuz 57. Hükümeti'nin İsrail'le gizli anlaşma yapmadığını belirtiyor ve kendisini namus ve ahlaka davet ediyorum.
Başbakan Erdoğan, siyasi ahlak, onur ve haysiyetten nasibini aldıysa bu iddiasını ispatlamak zorundadır... Aksi halde yalandan medet uman müfteri Başbakan sıfatını hak ettiğini gösterecektir. Karar ve tercih Başbakan’ındır. Bunu yapmazsa 'adımız da alnımız da aktır" söyleminin içi boş olduğu anlaşılacaktır.

DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİNİN İÇERİĞİ AÇIKLANMALIDIR
Başbakan Erdoğan ile dönemin Genelkurmay başkanı arasındaki Dolmabahçe görüşmeleri başbakanın açıklamalarıyla esrarengiz hale gelmiştir. Dolmabahçe'de iki yetkili kendi aralarında devlet işleriyle ilgili mahrem bir konuşma yapmışsa bunun devlet sırrı olarak açıklanmaması doğaldır. Ancak başbakanın genelkurmay başkanı isterse açıklayabileceğini söylemesi konunun devlet sırrı olmadığını gösteriyor. Görüşmenin içeriğinin açıklanmaması spekülasyonları daha da artıracaktır. Bu bakımdan konunun çok ciddi bir demokrasi sorununa dönüşmesini önlemek ve iki tarafı şaibe altında kalmaktan kurtarmak için sır perdesi kalkmalıdır.

O BELGE DOĞRUYSA DA YALANSA DA VAHİM

[PAGE]



O BELGE DOĞRUYSA DA YANLIŞSA DA VAHİM

Demokrasi dışı müdahale heveslerinin bitmediğini görüyoruz. 2 yıldır yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan şahsın bürosunda ele geçirildiği iddia edilen bir belge gazetede yayınlanmıştır. Siyasete, emniyete, adalete olan güvenin azaltılmak istendiğini görüyoruz. Her söylentiye, hatta belge adındaki kağıtlara ihtiyatla bakmak en makul yol olmalıdır.

Bu belgede hükümete yönelik demokrasi dışı mücadele arayışı açıkça görülmektedir. İddialar TSK’yı zan ve töhmet altında bırakacak kadar ağır ve ciddidir.

Bu yüzden genelkurmanın soruşturmayı bir an önce tamamlaması ve kamuoyuyla paylaşması gerekir. Konu askeri yargının çözemeyeceği boyutlara ulaşmışsa sivil yargının el atması lazımdır.

Genelkurmay başkanı tarafından irtica ile mücadele başlığındaki bu belge doğru çıkarsa hukuk dışı çalışmalar var demektir.  İddialar genelkurmayı zan ve töhmet altında bırakacak kadar ağırdır. Ancak haberin yanlış çıkması da vahim sonuçlar doğurur. Bu durumda TSK'yı hedef alan bu mihrakların kim olduğu, neyi amaçladığı, nasıl sızdığı gibi konuların ayrıntılarıyla bulunması lazımdır.

Soruşturmanın sonuçlarını beklemekten başka bu aşamada yapacak başka bir şey yoktur. MHP, gerekçesi ve niyeti ne olursa olsun demokrasinin sekteye uğramasına asla izin vermeyecektir.  TSK’ya yönelik bu saldırılara ısrarla karşı çıkacak ve milli kuruma ve mensuplarına sahip çıkmaya devam edeceğiz.