Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Ali Rıza Kanra, bahar aylarında burun akıntı veya tıkanıklığı...
Abone olMemorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Ali Rıza Kanra, bahar aylarında burun akıntı veya tıkanıklığı (rinit) nedeniyle doktora başvuran çocukların yarısının alerjik nezle olduğunu belirtti.
Uzman Dr. Ali Rıza Kanra, alerjik nezlenin ya yıl boyu sürdüğünü ya da mevsimsel olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Mevsimsel alerjik nezlede genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgarla saçılan bitkiler etkendir. Sıklıkla bahar aylarında özellikle bitkilerdeki tozlaşma döneminin başlamasıyla, üst solunum yollarını etkileyen alerjik nezlenin temel belirtileri; sık tekrarlayan burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve aksırık nöbetleri ile kendini gösterir. Aksırıklar arka arkaya 10-20 atak halinde, burun akıntısı ise su gibi olup çok bol miktarda ve devamlıdır. Akıntı olmadığı durumlarda çocuk burun tıkanıklığından şikayet edebilir. Burun tıkanıklığı burun içini kaplayan mukozanın şişmesinden olur. Bu durum çok şiddetlenir ve uzun süre devam ederse burun boşluğuna açılan yüz sinüslerinin kanalları tıkanarak kulak ve baş ağrılarına ve sinüzite sebep olur. Burun kaşıntısı da oldukça tipiktir. Çocuğun çeşitli mimiklerle burnunu açmaya çalışması ve kaşıması ‘alerjik selam’ olarak isimlendirilir. Alerjik nezle, göz sulanması ve kaşıntısı gibi göz alerjileri ile birlikte görülebilir. Bazen damakta ve genizde akıntı veya kaşıntı hissedilebilir.”
SOĞUK ALGINLIĞIYLA KARIŞTIRILABİLİR
Alerjik nezlenin çoğunlukla soğuk algınlığıyla karıştırılabilen bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Ali Rıza Kanra, şunları söyledi: “Eğer nezle, ilkbahar ve yaz aylarında başlayıp, üç haftadan uzun sürüyorsa ve iyileşme eğilimi göstermiyorsa, alerjik nezle şüphesi kuvvetli hale gelir. Böyle durumlarda mutlaka doktora danışılması gerekir.”
ALERJİK NEZLE ASTIMLA BİRLİKTE GÖRÜLEBİLİR
Dr. Ali Rıza Kanra, evlerde bulunan çiçek ve bitkilerin polenlere karşı duyarlı olan çocukları çok fazla etkilemezken; açık havada, yeşillik alanlarda, ormanda, kırda görülen bitkilerin alerjik nezle şikayetlerinin artmasına neden olabildiğini söyledi.
Alerjik nezleye polenlerin yanı sıra evdeki toz, hayvan tüyleri, tütün dumanı gibi alerjenlerin yol açabildiğini anlatan Dr. Ali Rıza Kanra, şunları kaydetti: "Alerjik nezlesi olan çocuklarda astımın görülmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle aileler çocukta öksürük ve hırıltı belirtilerine karşı dikkatli olmalıdır. Çocukluk yaşlarında ilk belirtilerini veren hastalığın, kişinin tüm hayatı boyunca birlikte yaşamayı öğrenmesi gereken bir durum haline gelebilir.”
ALERJİYE NEDEN OLAN MADDE TESPİT EDİLEBİLİR
Çocukta alerjik nezleden şüphelenildiği durumlarda, alerjiye neden olan etkenleri fark edebileceği gibi alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testlerine ihtiyaç da duyulabildiğini bildiren Dr. Ali Rıza Kanra, “Ayrıca, burun akıntılarında alerji hücrelerinin yüzdesinin ölçüldüğü nasal eosinofili testi de alerjik nezle tanısı için kullanılan bir yöntemdir. Testlerin sonucunda, çocuğun belli bir alerjene karşı duyarlı olduğu tespit edildiği takdirde, bu alerjiye yönelik tedaviye başlanabilir” dedi.
İLAÇ TEDAVİSİ YETERSİZ KALDIĞINDA AŞI TEDAVİSİ UYGULANABİLİR
Alerjik nezle tedavisinin ilk adımının alerjiye neden olan alerjenlerden kaçınmak olduğunu ifade eden Dr. Ali Rıza Kanra, sözlerini şöyle tamamladı:
”Eğer çocuktaki alerjik nezle polenlere karşı gelişiyorsa, tozlaşmanın sıkça görüldüğü aylarda, çocuğu yeşil alanlardan mümkün olduğunca uzak tutmak gerekebilir ya da tedavi altında yeşil alanlarda bulunması sağlanmalıdır. Çevresel korunma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktır. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüğü günlerde kullanıldıklarında bile, çocuğun şikayetlerini gidermeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi de yetersiz kaldığında çocuklarda aşı tedavisi, immünoterapi uygulanmaktadır. Çocuğun duyarlı olduğu alerjenlerin artan dozlarda çocuğa verilmesiyle bağışıklık sistemini düzenlemeyi amaçlayan aşı tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doğal karşılayabilmesini sağlamaktadır.”
(İHA)