AB Komisyonu'nun Türkiye'ye ilişkin ilerleme raporunu değerlendiren Bağış, umutlu konuştu.
Abone olAB Komisyonu'nun Türkiye'ye ilişkin ilerleme raporunu, Davutoğlu ve Bağış değerlendirdi. Başmüzakereci Bağış, 13 rapordan en iyisi dedi ve ekledi: Artık burnumuza AB üyeliği kokuları gelmeye başlamıştır.
Avrupa Komisyonu'nun 2010 Yılı Türkiye İlerleme Raporu ve Genişleme Strateji Belgesini, Dışileri Bakanı Ahmet Davutoğlu Roma'da, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Ankara'da değerledirdi.
Davutoğlu 'paylaştığımız ve paylaşmadığımız noktalar var' derken, hayal kırıklığı olarak Kıbrıs'ı gösterdi. Bağış ise, "Artık burnumuza AB üyeliği kokuları gelmeye başlamıştır" dedi.
"TÜRKİYE ÇOK CİDDİ MESAFELER KAYDETTİ"
Raporu değerlendirmek üzere Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinde basın toplantısı düzenleyen Bağış, ilk ilerleme raporunun yayımlandığı 1998 yılından bugüne Türkiye'nin çok ciddi mesafeler kaydettiğini vurguladı.
"Artık Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olmamız, 8 yıldır istikrar ve güven zemininde hızla gelişen demokratik standartlarımız, aktif dış politikamız, Türkiye'yi çok farklı ve özel bir noktada konumlandırmaktadır" diyen Bağış şunları söyledi:
"1998 yılında yayımlanan ilk ilerleme raporuyla bugün yayımlanan rapordaki Türkiye fotoğraflarının tamamen farklı. Yeni raporda AB üyeliği hedefi için bir 13 yıl daha beklemenin gerekmediği görülüyor. Artık burnumuza AB üyeliği kokuları gelmeye başlamıştır."
Bağış'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
— İlerleme raporlarının bizim için özeleştiri yapma fırsatı sağladığı da aşikardır. Ama şunu açık ve net söylememiz gerekir, bu metinler ilahi metinler değildir..."
— Raporda kendileri tarafından sürpriz olarak algılanabilecek bir hususun şu an itibariyle görülmediğini kaydeden Bağış, Türkiye'nin farklı alanlarında bir resminin çekildiğini ve bazı eleştirilerin olmasının da doğal olduğunu belirtti.
— "Rapordaki görüşlere katılmadığımız alanlarda, AB Genel Sekreterliği koordinasyonunda ilgili tüm kurumlarımızın katkısıyla bir değerlendirme çalışması yapılarak, görüşlerimiz komisyonun ve kamuoyunun dikkatine getirilecektir."
— Geçen yıl 2009 ilerleme raporunu değerlendirirken, "2009 ilerleme raporu bu zamana kadarki en olumlu ilerleme raporudur" dediğini hatırlatan Bağış, 2010 raporuyla ilgili de aynı cümleleri söyleyebilmekten mutluluk duyduğunu dile getirdi.
— "...13 tane raporu yan yana koyduğumuz zaman, bu raporun diğer 12'sinden daha olumlu olması Türkiye'nin, AB sürecinde ilerlediğinin göstergesidir. Eskiden ilerleme raporlarında faili meçhul cinayetlerin listesi yayımlanırdı. İşkence örneklerinin listesi yayımlanırdı. Ama artık çok daha mikro düzeyde teknik hassasiyetlerin dile getirildiği raporlarla karşı karşıyayız."
— Bu raporun tek bir mesajı olduğunu belirten Bağış, bu mesajın da, "AB üyeliğini destekleyen herkesin elini taşın altına koyması ve uyum kriterleri bağlamında eksik yönlerini el birliğiyle gidermesi" olduğunu kaydetti.
DAVUTOĞLU: KIBRIS HAYAL KIRIKLIĞI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoplu da, raporu, Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'nde Türk basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda değerlendirdi.
"Bizler, ilerleme raporunu Brüksel tarafından çekilmiş bir resim biçiminde algılıyoruz. Paylaştığımız noktalar var, paylaşmadığımız noktalar da var" diyen Davutoğlu, raporu basına sızan bilgiler doğrultusunda değerlendirdiğine dikkat çekti.
Davutoğlu, "Anayasa reformundan övgüyle bahsedilmesi ve Türkiye'nin yeni bir sivil anayasaya ihtiyacı olduğuna değinilmesi çok olumludur. Bizim de benimsediğimiz bir görüştür. Türkiye'de daha fazla reform yapılması gerektiği de doğrudur. Dış politika konusunda yapılan vurgu ve övgü de önemlidir. Bu Türkiye'nin aktif dış politikasını eksen kayması olarak değerlendirenlere verilmiş en açık cevaptır" dedi.
Davutoğlu, "Raporda bizi en fazla hayal kırıklığına uğratan konu Kıbrıs'la ilgili değerlendirmelerdir. Çünkü Kıbrıs konusunda hem Türkiye hem de KKTC o derece esnek ve kararlı bir politika takip etmiştir ki, bunu Birleşmiş Milletler yetkilileri de teslim etmektedirler" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ilerleme raporunda Kıbrıs konusunda sadece Türk tarafından beklentilere yer verilmesini eleştirerek, "Bize göre Rum kesiminin önüne de artık bir talepler listesi koyma zamanı gelmiştir" dedi.