BIST 9.765
DOLAR 35,16
EURO 36,48
ALTIN 2.943,23
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Bağcılar'da İsrail ordusuna lanet yağdı

İsrail ordusunun Gazze'ye yaptığı saldırılar, katliamlar İstanbul'un Bağcılar ilçesinde büyük tepki topladı..

Abone ol

Mübarek Ramazan ayında bile zulümde sınır tanımayan İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği bombalı ve roketli saldırılar Bağcılarlıların büyük tepkisini topladı.

Bağcılar Meydanı’ndaki Etkinlik Alanı’nı dolduran ilçe sakinleri tepkilerini duyururken dünyaya da, “Gazze’nin çocukları kimsesiz değil” mesajı verdiler. İlçe Müftüsü Hasan Hüsnü Sula’nın Gazzelilere ve Filistinlilere yaptırdığı duaya binlerce Bağcılarlı birlikte “amin” dedi.

“Diriliş Nesli ve Ramazan” konulu bir konferans veren Mehmet Güney, diyasporadaki her Filistinlinin evinin kapısında bir anahtar olduğunu belirterek, “Bu anahtar onların özgür Filistin Devleti’nin anahtarı” olduğunu söyledi.

Güney, “Biz bugün tarafsak eğer canını ortaya koyan Filistinli kardeşlerimizin tarafındayız. Korkmuyoruz. Yeter ki istikametimizi koruyarak başka istikametlere gitmeden hareket edelim.” diye konuştu. Teravih sonrası düzenlenen özel programda Etkinlik Alanı’nı dolduran binlerce ilçe sakini gözyaşı döktü. Programda ilk olarak Merkez Camii müezzini Mehmet Yıldız Kur’an-ı Kerim okudu. Ardından da videodan Mehmet Akif İnan’ın, “Ülkede Bu Gece” adlı şiir dinletisi sunuldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Gazzeli çocukların kimsesiz olmadıklarını ifade etti.

ÜZÜNTÜMÜZÜ PAYLAŞIYORUZ
Gazzelilere her türlü desteği vermek için çalıştıklarının altını çizen Çağırıcı, “Bu üzüntülü günümüzde duygularımıza ortak oldunuz. Gazzeli kardeşlerimiz için tek yürek olduk. Her zaman olduğu gibi birbirimizi yalnız bırakmıyoruz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Programın ilerleyen saatlerinde İnsan ve Medeniyet Hareketi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney, “Diriliş Nesli ve Ramazan” konulu bir konuşma yaptı. 60’lı yaşları aşarken yüreğinin gümbür gümbür attığını anlatan Güney, “Gençler ne olursunuz okuduğunuz kitaplara dikkat edin. Ne olursunuz anne ve babalar, bir mürşit, bir mürebbi gibi çocuklarımızı koruyalım. Onların dinlediği hocalara, gidip geldiği her mekana çok dikkat etmeliyiz. Onların zihinleri kirlenmesin.” dedi.

FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZ DEFALARCA SINAVA TABİ TUTULDU
Dünyevi ve uhrevi bu kirliliğe düşmemek için yeni ve temiz zihinlerin korunması gerektiği üzerinde duran Güney, “Zalim İsrail, işgalci Siyonistler Filistinli kardeşlerimize bomba yağdırıyor. Direniş, onların üzerinden belki bize de bir sorumluluk yüklüyor. Bundan sonra gelecek olan özgürlüğü ve izzeti konuşmalıyız. “ şeklinde konuştu. Filistinlilerin bir sınava daha girdiğini anlatan Güney, Osmanlı sonrası sahipsiz kalan Filistinlilerin defalarca sınava tabi tutulduklarını anlattı. Güney, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrailliler Filistinlilere hem soykırım uyguluyor hem de geride kalanları sürgüne gönderiyorlar. Gazze ve Batı Şeria’daki nüfusun çok daha fazlası ülke dışında var. Lübnan, Mısır ve dünyanın birçok ülkesinde Filistinli mülteciler var. İnsan için toprak çok önemlidir.”

FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERİN KAPISINDA BİR ANAHTAR ASILI
Canını ortaya koyan Filistinlilerin tarafında yer aldıklarını kaydeden Güney, “Korkmuyoruz. Yeterki istikametimizi koruyarak başka istikametlere gitmeden hareket edelim.” diye konuştu. Bugünlerin geçeceğini ifade eden Güney, Filistinlilerin başarıya ulaşacaklarını ve bu büyük imtihanı geçeceklerine inandığını söyledi. Ziyaret ettiğinde her Filistinli mültecinin evinin kapısında sembolik bir anahtar gördüğünü belirten Güney sözlerini şöyle tamamladı: “Sordum, dediler ki, ‘Biz toraklarımızdan sürüldük. Bir bölümümüz ülkemizi göremedi. Bu anahtar evimizin kapısının anahtarıdır. Bir gün geri dönüp Filistin Devleti’ni kuracağız. Özgür yaşayacağız. Bu bizim amentümüzdür.’ Ben gönülden inanıyorum özgür bir Filistin Devleti kurulacaktır. Ey İsrail yaptığın bu zulümler sonucu eline ne geçti. Dünyanın her yerinde Yahudi ve Siyonizm denildiğinde kötü bir görüntü yok mu? Sen insanlık adına hangi adımı attın da bir devlet olduğunu iddia ediyorsun?” Programın sonunda ise Bağcılar İlçe Müftüsü Hasan Hüsnü Sula Gazzeliler için dua yaptırdı. Dua öncesinde bir konuşma yapan Sula, Filistin’in, Gazze’nin bağrına volkan düştüğünü belirtti. Feryatların çığlığa döndüğünü anlatan Sula, şunları söyledi: “Baba, oğul bir duvarın eteğinde büzüşmüş ve vurulmuş ciğerpare yüreklere kor düşmüş. İftar sofrasındayken ölen masum bebekler şehadet şerbeti içecekler. Gökten yağan ışık seli havai fişek değil, fosfor bombalarıyla yandı, binlerce sivilin kolu koptu, başı düşmüş, gözleri kapanmış. Şahit ol Yarab. Sabah sessizliğini sala sesleri böldü. Cenaze var Gazze’de bugün insanlık öldü.” İntifadadaki Filistinlilerin tanka karşı taş attıklarını ve büyük bir imana sahip olduklarını anlatan Sula, “Arsız medeniyetin suratına tükürün. Selahattin’in nesli bu canlar sana feda. Kahrolsun soykırım yaşasın intifada.” diye konuştu.

BİNLERCE BAĞCILARLI MÜFTÜ SULA’NIN DUASINA “AMİN” DEDİ
Bağcılar Müftüsü Hasan Hüsnü Sula şöyle dua etti: “Yarabbi, Peygamber Efendimize layık ümmet olmak istiyoruz, nasip eyle. Yarabbi Resulünün öğütlerini tutmayı, Müslüman kardeşliğini yaşamayı nasip eyle. Onların acılarını gönüllerimizde hissetmemizi, onlarla birlikte ağlayabilmemizi, acısını en derinden duymamızı nasip ve müyesser eyle. Bizler iftar sofralarında nimetlerine şükrediyoruz, ama görüyoruz ki iftar sofralarına oturan o Gazzeli çocuklar, üzerlerine yağan bombalarla beraber şehadet şerbetiyle oruçlarını açtılar. Acılarını duyur bize Yarabbi. Gazze’nin çocuklarını kimsesiz bırakma yarabbi. Sana açıldı ellerimiz, sana yalvarıyor dillerimiz. İsrail’in zulmünden Gazzeli kardeşlerimizi koru. Bizleri Müslümanlar olarak elele, gönül gönüle birbirinin sevincini paylaşanlardan eyle. Mahşerde huzuruna vardığımızda yüzbinlerce şehidin, Hazreti Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) çevresinde toplandığımızda, ‘Ya Resulallah onların acısını gönülden hissettik, onların yaralarını sardık’ demeyi nasip eyle.”