İlk yazısını Eşref Edib'in yayımladığı Sebilürreşad dergisinde okurların beğenisine sunan Mehmet Şevket Eygi, yarım asrı aşan gazetecilik hayatının önemli bir bölümünü mahkeme salonu ve cezaevlerinde geçirdi
Abone olBir süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören gazeteci yazar ve Bedir Yayınevi'nin sahibi Mehmed Şevket Eygi, 86 yaşında hayatını kaybetti.
Bugün ikindi sonrası cenaze namazı Fatih Camisi'nde kılınacak olan Eygi, 7 Şubat 1933'te Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde ailenin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. 1940'ta başladığı "Mekteb-i Sultani" şimdiki adıyla Galatasaray Lisesi'nde ilk, orta ve lise eğitimini tamamlayan Eygi'nin okul arkadaşları arasında ise Abdi İpekçi, Mümtaz Soysal, Turgay Şeren, Memduh Gökçen yer aldı.
Cemal Süreya ve Sezai Karakoç'la birlikte eğitim gördü
Eygi, Galatasaray Lisesi'ndeki öğrenim süresince Fransızca'yı iyi derecede öğrenerek, aynı zamanda Osmanlı nazırlarından Raşit Erer, Aydın mebusu Enver Tekand, şair ve alim Orhan Şaik Gökyay, edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı ve şair Ahmet Kutsi Tecer gibi alanında usta isimlerden ders aldı.
Daha sonra 1952'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanan Eygi, burada Cemal Süreya ve Sezai Karakoç'la birlikte diplomasi bölümünde eğitim aldı. Üniversite yıllarında Fransız hükümetinin Ankara'daki kültür merkezinde bir süre çevirmen olarak çalışan Eygi, o yılları bir röportajında şu sözlerle anlattı:
"Galatasaray'ı bitirip Ankara Siyasal Bilgiler'de okumaya başladığım zaman akvaryumdan çıkarılıp denize atılmış bir balık gibi hissetmiştim kendimi. O tarihlerde bugünkü gibi anarşi yoktu. Siyasaldaki sağcı, mürteci, solcu, entelektüel gençler edebi, fikri, kültürel, sosyal konularda dostça tartışabiliyordu. Edebi konularda fakültenin en parlak Müslüman genci Sezai Karakoç'tu. Cemal Süreya ile başka solcu arkadaşlarımızla kantinde çay içip rahat rahat sohbet edebiliyorduk."
"Yeni İstiklal"de gazeteciliğe başladı
Üniversiteden 1956'da mezun olan Mehmed Şevket Eygi, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mütercimlik kadrosunda 2 yıl görev yaptıktan sonra bir süre de Ömer Nasuhi Bilmen'in hususi kalem müdürü olarak çalıştı.
Henüz çocukluk yıllarındayken gazeteciliğe merak saran usta yazar, 1957'de 10 kişilik bir grupla "İslam" adlı bir dergi çıkarmaya başladı.
İlk yazısını Eşref Edib'in yayımladığı Sebilürreşad dergisinde okurların beğenisine sunan Eygi, askerliğini yedek subay olarak 1958- 1959 yılları arasında tamamladıktan kısa bir süre sonra 27 Mayıs 1960 ihtilali döneminde memurluktan istifa ederek, gazetecilik yapmak adına Ankara'dan İstanbul'a yerleşti. Bu dönemde arkadaşı Mahir İz'in teklifiyle yönetimine getirildiği ve haftalık olarak yayınlanan "Yeni İstiklal"de gazeteciliğe başlayan Eygi, yine bu süreçte Bedir Yayınevini kurdu.
Yarım asrı aşan gazetecilik hayatının önemli bir bölümünü mahkeme salonu ve cezaevlerinde geçiren Mehmed Şevket Eygi, ilk olarak Adnan Menderes'in 1961'deki idam yıldönümünde kaleme aldığı "Zulümlerin en alçakçası kanunların gölgesinde yapılandır" başlıklı yazı nedeniyle tutuklanarak, hapse mahkum edildi.
6 yıl boyunca yurt dışında yaşadı
Eygi, daha sonra 1966'da "Bugün" gazetesini çıkarmaya başladı ve 1968 yılında "Babıali'de Sabah" gazetesini satın aldı. Günde yaklaşık 90 bin baskı yapan, kadrosunda Necip Fazıl Kısakürek, Şule Yüksel Şenler, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu gibi isimlerin bulunduğu "Bugün" gazetesi ve daha sonra da "Babıali'de Sabah" gazetesi Nihat Erim iktidarı tarafından süresiz olarak kapatıldı.
Usta yazar, 1969'un ocak ayında hacca gitmek amacıyla Türkiye'den çıkış yaparak, bir ay sonra gerçekleşen ve tarihe "Kanlı Pazar" olarak geçen olayın ardından hakkındaki davalar sebebiyle 6 yıl boyunca Suudi Arabistan'da, Ürdün, Lübnan ve Almanya'da yaşadı.
Yurt dışında kaldığı dönemde de makaleler yazmaya devam eden Eygi, yaşadığı o dönemi ise bir röportajında şu ifadelerle dile getirdi:
"Egemen azınlıkların vesayet rejimlerinde fikir ve inançlarımdan dolayı çok çektim, mahkemelerde süründüm. Cezaevlerinde yattım, 6 sene yurt dışına çıkmak zorunda kaldım. İki 'günlük gazetem' batırıldı. Milli Gazete'de 20 yıldan beri yazıyorum. Hiçbir iç baskıya ve sansüre uğramadım. 28 Şubat'tan sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde aleyhimde bir sürü dava açıldı. Bazı mahkumiyet kararları verildi ama kanunlarda değişiklik olduğu için paçayı sıyırdım... Basın özgürlüğü dışta olan bir özgürlük değildir. Gazetecinin içinde özgürlük yoksa dıştaki özgürlükten yararlanamaz."
1991'den vefatına kadar Milli Gazete'de yazılar yazdı
Eygi, daha sonra Türkiye'ye 1974 yılında dönerek sahibi olduğu Bedir Yayınevi ile ilgilendi. 1976'da çıkardığı haftalık olarak yayımlanan "Büyük Gazete"de yazılarında Ubeydullah Küçük müstear ismini kullandı.
Eserlerinde Ali Fuat Başgil, Eşref Edip, Nurettin Topçu, Mehmed Zahid Kotku, Şeyh Sami Efendi ve Muzaffer Ozak'ın görüşlerinden yararlanan Mehmed Şevket Eygi, 1986’da Günaydın gazetesince çıkarılan Yeni Haber gazetesinde günlük yazılar yazdı, 1988'de Zaman gazetesinin bir süre genel yayın yönetmenliğini de yürüttü. Birkaç ay da Hürriyet grubunun çıkardığı Son Çağrı’da yazılarını kaleme aldı.
Usta yazar, 1991'den itibaren ise Milli Gazete'de vefatına kadar "Takvimden Yapraklar" isimli köşede yazılar yazdı. Bu gazetede çıkan "Din Düşmanlığı Terörü" başlıklı yazısından dolayı 9 Ekim 2002'de 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Son olarak 2006'da bir yazısında halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği iddiasıyla bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Yazılarında konuları her zaman bir muallim tavrıyla ele aldı
Gurme tarafıyla da bilinen usta yazar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönem, 1995'te Çamlıca Sosyal Tesisleri'nin dekorasyonu ve tanzimi görevinde de bulundu.
Genellikle yazılarında konuları bir muallim tavrıyla ele aldı. Mehmed Şevket Eygi, Osmanlı Türkçesine çok değer vermiş, bilhassa gençlerin kendi dillerine vakıf olmalarını isteyerek, şu değerlendirmeleri yapmıştı:
"Büyük konuşanlar, büyük Türkçe bilmeli, en az yüz bin kelimelik edebi Türkçe'nin ufuklarında dolaşabilmelidir. Fuzuli'siz, Şeyh Galib'siz, Evliya Çelebi'siz, Ziya Paşa'sız, Namık Kemal'siz, Ahmed Cevdet Paşa'sız, hatta Tevfik Fikret'siz büyük Türkiye olmaz. Bırakın büyük Türkiye'yi, bunların Türkçesi olmadan Türkiye yaşamaz, sürünür ancak. Zengin lisan ve edebiyat olmadan köy olmaz kasaba olmaz."
Bir İstanbul beyefendisi edasıyla her zaman fes, takke ya da kalpak kullanarak, vefatına kadar başından hiç çıkarmayan Mehmed Şevket Eygi, Türkiye Müslümanlarının kıyafeti konusunda da birçok yazı kaleme alarak, bir yazısında "Türkiye ikliminde yaşayan Müslümanlar serpuşlarıyla, kılık kıyafetleriyle üstünlüklerini, özelliklerini tebarüz ettirmelidir." ifadelerini kullanmıştı.
Yeni İstiklal ve Büyük gazete adıyla iki haftalık gazete, Bugün ve Babıalide Sabah adıyla iki günlük gazeteyi Türk matbuatına sunan Mehmed Şevket Eygi, Basın İlan Kurumu'nun çıkardığı Basın Hayatı dergisinde Mehmet Köşker'e, nasıl bir gazete hayal ettiğini ise şöyle açıklamıştı:
"Günde on iki sayfa çıkacak, yarısı ciddi haberler, ciddi resimler, ciddi analizler, ciddi röportajlar, diğer yarısı ilanlar... İlanlar gazetenin masraflarını karşılayacak ve yurt sathında her gün bir milyon adet bedava dağıtılacak. İçeriği o kadar meraklı ve ilgi uyandırıcı olacak ki, halk televizyonlarını kapatıp o gazeteyi okuyacak. Yapana, becerene, aşk olsun diyorum..."
Hiç evlenmeyen, titiz, hassas ve cesur bir karaktere sahip olan Eygi, aynı zamanda kedisever biri olarak hayatı boyunca birçok kediyle beraber aynı evde yaşadı.
Gazete yazıları ile 1995'te Türkiye Yazarlar Birliği tarafından basın dalında ödüle değer görülen Eygi'nin düşünce ve araştırma alanında eserleri ise şöyle:
"Gıybet İlleti", "İslami Konular", "Birkaç Yazı", "Namazı Dosdoğru Kılmak", "Yahudi Türkler Yahut Sabetaycılar", "Ehl-i Sünnet'i Savunuyorum", "Müslüman Kardeşim Uyan", "Müslümanın Yüz Vazifesi", "Yakın Tarihimizde Cami Kıyımı", "Çareler Çözümler Teklifler Tenkidler"