BIST 9.725
DOLAR 35,17
EURO 36,75
ALTIN 2.967,51
HABER /  GÜNCEL

Babasından kalan mirası sokak hayvanlarına harcıyor

Kocaeli'de, hayatını sokak hayvanlarına adayan 45 yaşındaki Ömer Faruk Kırçın, babasından kalan mirasla köyde satın aldığı 8 dönümlük arazide kurduğu barınaklarda tedavi ettirdiği bakıma muhtaç sokak hayvanlarıyla yaşıyor.

Abone ol

Kocaeli'de, hayatını sokak hayvanlarına adayan 45 yaşındaki Ömer Faruk Kırçın, babasından kalan mirasla köyde satın aldığı 8 dönümlük arazide kurduğu barınaklarda tedavi ettirdiği bakıma muhtaç sokak hayvanlarıyla yaşıyor.

Elektrik ve suyu bulunmaya arazide kurduğu prefabrikede kalan Kırçın, kaza geçiren, hasta veya yaşlı hayvanları sağlığına kavuşturduktan sonra aldığı yere bırakıyor.

Minibüsüyle haftada iki gün İstanbul'a giderek fabrikalardan topladığı yemek artıkları ve tavuk kemikleriyle hayvanları besleyen meslek lisesi mezunu, elektronik tamir ustası Kırçın, tüm parasını ve vaktini sokak hayvanlarına harcıyor.

Ömer Faruk Kırçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri hayvanları sevdiğini, küçükken bile nerede bir kedi, köpek, hasta hayvan görse üzüldüğünü söyledi.

Şile köylerinde elektronik teknik servis ustası olarak çalıştığını, mesai mefhumu olmadığı için hayvanlarla daha rahat ilgilenebildiğini anlatan Kırçın, "Gittiğim yerlerde zor durumda olan, aç hayvanlar gördüğümde yemek artıkları götürüyorum. Onları besliyorum. Bazılarını barınaklara götürüyorum. Hasta olanları tedavi ettiriyorum. Yaklaşık 5-6 yıldır hayvanlar üzerine ilgim daha da yoğunlaştı." diye konuştu.

Babasından miras kalan 2 daireyi satarak, İzmit'in Çağırganlı köyünde 8 dönümlük arazi aldığını belirten Kırçın, şöyle devam etti:

"Yanımda şu an 15-20 civarında köpek var. Haftada iki sefer İstanbul'a gidiyorum. İş yerlerinden yemek artıkları, tavuk kemiklerini alıyorum. Giderken gelirken bazı bölgelerde sokak hayvanlarını da besliyorum. Hasta olan hayvanların tedavileriyle ilgileniyorum. Hasta bir hayvan gördüğümde alıp buraya getiriyorum. Basit bir rahatsızlığı varsa kendim tedavi ediyorum. ya da tanıdık veteriner hekimler var, onlara götürüyorum. Muayene parası da almıyorlar Allah razı olsun. Tedavi bitince aldığım yere bırakıyorum. Yaşlı, sakat veya yavru ise burada ben bakıyorum."

Son zamanlarda kendi işini aksatmaya başladığını, çok fazla para kazanamadığını, kazandığı paraları da hayvanların bakımına harcadığını ifade eden Kırçın, "Gittiğim yerlerde herkes beni tanıdığı için hayvan hasta olunca veya kaza geçirdiğinde hemen beni arıyorlar. Bir müşteri iş için çağırdığında, gidemiyorum çünkü orada bir hayvan zor durumda olduğunda kendi işimle uğraşamam. Kendi işimi hallederken hayvan ölüyor. Bunun vicdan azabı beni rahatsız ediyor. Bu yüzden iyice kendimizi kaptırdık bu işe. Kendimi hayvanlara adadım." şeklinde konuştu.

İki gözü görmeyen "Körişko" barınağın maskotu oldu

Kırçın, araziye koyduğu konteynerde yaşadığını, günün neredeyse tamamının burada, hayvanların içinde geçtiğini dile getirdi.

Hayvanların kendisine çok alıştığını söyleyen Kırçın, "Çok bağlılar bana. Yukarıdan gelirken hepsi toplanıyor, karşılama merasimi yapıyorlar. Mesela uyuz olmuş köpeğimiz vardı. Bir aydır tedavi uyguluyoruz. Epey iyileşti. Bazılarını sahiplendiriyoruz. İyileştikten sonra bazılarını aldığımız yerlere bırakıyoruz." dedi.

Kırçın, 2 sene önce yavruyken bir arkadaşının verdiği, doğuştan iki gözü de kör olan "Körişko" ismini verdiği kedinin barınağın maskotu haline geldiğini belirtti.

"Hayvan sevgim nedeniyle evlenemedim"

"Hem hayvan sevgimden dolayı biraz da kısmetsizlik nedeniyle bekar kaldım, evlenemedim." diyen Kırçın, şunları kaydetti:

"Nasipte olmayınca olmuyor. Bütün vaktimi ve az da olsa kazancımı bu hayvanlara harcıyorum. Burada bu şekilde mutluyum. Köylü rahatsız olmaya başladı. Bir tavuk kaybolsa benden biliyorlar. Keşke köylüler de bana hoşgörü ile yaklaşsa. Arabamın ufak tefek eksikleri var. Bu eksikler giderilse daha çok hayvana bakabilirim. Burada trafik kazası geçirip ameliyatını olan hayvanlar da var. Şu an nekahat dönemini geçiriyorlar. İyileştiklerinde aldığım yerlere bırakacağım. Burada kediler, köpekler, tavuklar hep birlikte kardeş gibi yaşıyor. Normalde köpekler kedilere düşman gibidir ama burada hepsi bir arada yaşıyorlar. Doğal bir ortamda hayvanlarımla iç içe yaşamaktan çok mutluyum."