BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,03
ALTIN 3.005,56
HABER /  GÜNCEL

Babası o acıyla 84 yaşına kadar yaşadı

1960 cuntasının mağdurlarından Ahmet Üren, Demokrat Partili babasına sırf CHP’ye geçmediği için yapılanları ağlayarak anlattı.

Abone ol

Memleketleri Tekirdağ'daki 60 dönümlük tarlaları sırf DP'li oldukları için ellerinden alındığını, gece bekçisi olan babası işten atılarak ailece açlığa mahkum edildiklerini belirten Ahmet Üren, yarım asırdır darbelerin verdiği acılarla gurbet hayatı yaşadıklarını belirtti.

EL KONULAN MALLARININ İADESİNİ İSTEDİ

1960'ta babasının, 1980 darbesinde ise kendisinin gece bekçisi olarak işkence ve zulümlere şahitlik ettiğini dile getiren Üren, 1961 Anayasası'nın ve Milli Güvenlik Kurulu kararlarının halen yürürlükte olduğu için mallarının iade edilmediğini dile getirdi. DP'li oldukları gerekçesiyle okula bile alınmadıklarını belirten Üren, bugün AK Parti hükümetinden tek isteklerinin el konulan mallarının iade edilmesi olduğunu söyledi.

Hatay’ın Erzin ilçesi Kızlarçayı köyünde oturan Ahmet Üren, ilk askeri darbe olan 27 Mayıs’la henüz 10 yaşında Tekirdağ Hayrabolu’da tanışmış. 60 yaşından sonra Hatay’a yerleştiğini belirten Üren, 27 Mayıs darbesi olduğunda babasının mahalle bekçisi olarak çalıştığını, sırf Demokrat Partili diyerek kendilerine yapılmayan işkence kalmadığını ifade etti. Darbe yapan zihniyetin insanları zorla CHP’li yapmaya çalıştıklarını anlatan Ahmet Üren, “1956-1960 yılları arasında babam memleketimiz Tekirdağ’ın Hayrabolu beldesinde Bekçi başıydı. Demokrat Parti’nin devrilmesinden sonra, babamız gece saat 24.00’de bağlı bulunduğu jandarma karakolundan alındı. Bir hafta içeride tutularak ‘Cumhuriyet Halk Partiliyim’ demesi için baskı yapıldı. Babam ‘Cumhuriyet Halk Partili değilim, partimden vazgeçmem’ demesi üzerine hem işinden oldu, hem de DP iktidarı döneminde göçmen asıllı oldukları için verilen o dönem ki Faraş Köyü (Ataköy’ndeki 60 dönümlük tarla icarla çalıştırıldı diyerek, yalancı şahitlerin ifadeleri sonucunda mahkeme kararıyla elinden alındı. Ve alındığı gün köy muhtarlığına devredildi.” dedi.

'GÖREV ARKADAŞLARI BABAMIN ÜZERİNE ÇIKIP EZİYET ETTİ'

27 Mayıs darbesinde Adnan Menderes’i destekleyen insanların ‘hayvan’ olarak görüldüğüne dikkat çeken Ahmet Üren, babasının bir hafta çektiği işkenceyi gözyaşları içerisinde anlattı. Sırf siyasi görüşünü değiştirmediği için babası Mehmet Üren’in beraber görev yaptığı arkadaşlarının önünde hor görüldüğünü söyleyen oğul Üren, “Babama etmediklerini bırakmadılar. Bırakın falakaya yatırmayı, en çok zoruna giden görev arkadaşlarının babamın üzerine çıkıp eziyet etmeleriydi. Babam anneme danıştığında annem, ‘CHP’liyim dersen seni boşarım’ deyince babam Demokrat Parti’den vazgeçmeyeceğini söylüyor. Babamız işten atıldı. 60 dönümlük yeni arsamız bizden alınıp köye verildi. Babamın 1956-60 yılları arasında yaptırmış olduğu ev, ‘DP’li Belediye Başkanı Ahmet Aydın tarafından yaptırıldı’ denilerek yıkım kararı çıkarıldı. Annemin ailesi tarafından baskılar yapılınca ev yıkılmaktan kurtarıldı.” şeklinde konuştu.

Darbe yüzünden günlerce aç kaldıklarını dile getiren Ahmet Üren babasının yeniden işe dönme sürecini ise şöyle anlattı: “Aç kaldığımız günler oldu. Fakat anne tarafımızdan gelen yardımlarla ayakta kaldık. Babam iş arama bahanesiyle Bursa’ya gitti. 1963-64 senesinde eski Demokrat Parti senatörlerinden Cemal Tarlan’a uğraması sonucu Tarlan babamı alıp Şişli Emniyet Amirliği’nde yeniden Bekçibaşı yaptı. Babam işe, biz de ekmeğe kavuştuk. Babam o acıyla 84 yaşına kadar yaşadı."

‘KUYRUĞU ÇIKIK DEYİP OKULLARA ALMADILAR’

Henüz 13 yaşındayken Demokrat Partili olmaları sebebiyle eğitim hakkından mahrum bırakıldığına değinen Üren, askeri okullara ve liselere sadece CHP’li ailelerin çocuklarının alındığını belirtti. Erken yaşta iş hayatına atıldığının altını çizen Üren, ‘‘Şanssızlık peşimizi hiç bırakmadı. Babam mağdur edildi, onun çocuğu olmamız nedeniyle 6 kardeş de mağdur bırakıldık. Benim arkadaşlarım Kuleli Askeri Lisesi’ne yazılırken, ben 13 yaşında iş hayatına atıldım. Okullara alınmadık. CHP’liyim diyenlerin çocukları, kardeşleri liselere alındı, okutuldu. Ama bizi ‘Bunlar DP’li. Bunların kuyruğu çıkık’ dediler, okutmadılar." diyerek yaşadıkları ayrımcılığı dile getirdi.

'21 GÜN SAĞCI-SOLCU NASIL DÖVÜLÜR, ONU ÖĞRETTİLER’

Kendisinin 1980 ihtilalinde babası gibi emniyette gece bekçisi olarak çalıştığını anlatan Ahmet Üren, sağ-sol ayrımı yapılmadan insanların işkenceye tabi tutulduğuna vurgu yaptı. İşkence yapmadığını, sadece mahkûmların gözlerini bağladığını belirten Üren, dayak seslerinin duyulmaması için radyo ve TV’nin son ses açıldığını söyledi. İşkenceleri gözleriyle gördüğünü söyleyen Üren, "1980 ihtilali olduğu zaman, gece 24.00’ten sonra sokağa çıkma yasağı başladığı andan itibaren daha önceden tespit edilmiş evler, jandarma tarafından basılıyor, sağcılar ve solcular alınıyor ve Maltepe Zırhlı Tugay Komutanlığı’na götürülüyordu. O an insan hakkı diye bir kavram yok. Gözleri bağlanmış, elleri kelepçelenmiş o gençler ister MHP’li olsun, ister Dev-Sol olsun hiçbir hakkı kalmıyordu. Görevde olan bizim gibilere üzerimize asker üniforması giydirilerek 21 gün askeri eğitim verildi. İkinci defa askerlik yaptırdılar. Bize 'kavga nasıl yapılır, karşımızdaki sağcı-solcu ile nasıl mücadele edeceğimiz' anlatıldı. Günlerce işkenceden ölenleri duyduk.’’ şeklinde konuştu.

‘İŞKENCECİLER TARAFINDAN ELİMİZDEN ALINAN MALLARIMIZI İSTİYORUZ’

Yıllarca onurlarının çok kötü kırıldığının altını çizen Üren, ‘‘Süleyman Demirel iktidara gelene kadar baskılar devam etti. Nereye gidersek gidelim baskıyı hissettik. Onurumuzla oynadılar. Demirel iktidara geldikten sonra baskılar kalktı. Fakat yaptığımız mücadele hiçbir işe yaramadı. Tarlalarımız iade edilmedi. Çünkü o dönem Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’nun koyduğu kararlar vardı. Asker her ne kadar elini ayağını çekmiş gibi gözükse de 1961 anayasası zaten yürürlükteydi. Bu yasa yürürlükte olduğu müddetçe bizim mallarımızın geri iade edilme gibi durumu söz konusu değil zaten. Bu yasa hükümetimiz tarafından kaldırılacağına göre, biz haksız yere alınan, babalarımızın işkence çekerek ellerinden alınan mallarımızın geri iadesini istiyoruz. AK Parti hükümetinden başka bir şey istemiyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Ahmet Üren, Merhum Başbakan Adnan Menderes’in Tekirdağ’a yaptığı seçim ziyaretinde elini öptüğünü, Menderes’in kendisiyle ilgilenip hayatına başarılar dilediğini de anlattı. Menderes’in haksız yere idamının ardından hayatın Demokrat Partililere zehir edildiğine dikkat çeken Üren dönemin sorumlusu Kenan Evren’e hakkını helal etmediğini söyledi. Üren şimdi, yaşayan sorumluların ölmeden bir an önce cezalandırılmasını istiyor.