Babacan, özlenen gelişmelerin art arda yaşandığını belirterek, prarga olan sorunların çözüldüğünü söyledi.
Abone olDevlet Bakanı Ali Babacan, ekonomide siyasette ve toplumsal yaşamda yıllardır özlenen gelişmelerin ard arda yaşandığını belirterek, "Türkiye'nin 10 yıllardır başını ağrıtan, ayağına adeta pranga olan sorunlar tek tek çözüme kavuşturuluyor" dedi. Babacan, Karaköy Rotary Kulübü ve Beşiktaş Rotary Kulübü'nün Pera Palas'ta düzenlediği yemeğin ardından yaptığı konuşmada, halk ile çok güzel bir diyalog, iletişim frekansı oluşturulduğunu ifade etti. Babacan, şunları kaydetti: "Bütün samimiyetimizle halkımıza yaptıklarımızı, yapacaklarımızı ve yapamayacaklarımızı anlatıyoruz. Asla boş vaatlerde bulunmuyoruz. Türkiye'nin yeni hayal kırıklıkları yaşamaması için azami çaba gösteriyoruz. Onlar da bu şeffaflığın ve dürüstlüğün karşılığını güven olarak ya da son seçimlerde gördüğünüz gibi seçim sandığında destek olarak bize gösteriyorlar. Bu güven ve destek, ülkemizin siyasi tarihinde çok az sayıda siyasi partiye nasip olmuştur ancak bu siyasi partilerin de bir şekilde yok olduğunu, halkın gözünden düştüğünü ve silinip gittiğini de gördük. Bu acı tecrübeler bizim için aynı zamanda iyi okunması gereken derslerdir. Üst üste kazandığımız başarılar bizleri asla rehavete sevketmeyecektir. Tam tersine sorumluluğumuzu daha da artıracaktır." Babacan, 2003 yılı büyüme hızının yüzde 5.9 olarak açıklandığına işaret ederek, "Bunu dolara çevirip baktığımızda Türkiye kişi başına düşen milli gelirde 3 bin 383 dolar gibi bir rakamı yakalamış durumda. Bu dolar bazında yapılan klasik hesaplama. Bir de satınalma gücü paritesine göre bu hesabı yaptığımızda, şu anda 6 bin doların üzerinde milli geliri Türkiye yakalamış durumda" dedi. 2003 yılı büyümesinin doğal ve sıhhatli bir büyüme olduğunu kaydeden Babacan, "Yani verimlilikteki artışla yakalanmış, sanayi üretiminin artışı ile yakalanmış ve kamunun hem yatırımda hem harcamada daha kabuğuna çekilmesi ortamında, özel sektörün büyümesiyle, özel sektörün yatırımlarının ve özel kesim harcamalarının artmasıyla yakalanmış bir büyümedir" diye konuştu. Babacan, bundan sonraki büyümenin, "Türkiye'de istihdamı artırıcı ve işsizliği azaltıcı türden olacağını" vurguladı. Serbest kur rejiminin 2003'te çok büyük faydalarını gördüklerini belirten Babacan, "Bu rejim kesinlikle devam edecek. Hiçbir taviz, hiçbir geriye dönüş yok. Serbest kur rejimi, iç ve dış şokları emen bir sistem oluşturuyor. Bu da aynı kararlılıkla devam edecek" dedi. Davetlilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, Türkiye'de kamu net borç stoğunun GSMH'ye oranının 2001 yılında yüzde 92 iken, 2003 sonu itibariyle yüzde 71'e indiğini söyledi. Babacan, "Bizim de rasyoda hedefimiz birkaç yıl içinde yüzde 60'ların altına çekmek, hatta yüzde 50'lere yaklaştırmak" dedi. Babacan, bir soru üzerine, Türkiye'nin Hazine ve Merkez Bankası'nın toplamı olarak IMF'ye ana para borcunun 20-21 milyar dolar civarında olduğunu bildirdi. Babacan, bunun üzerindeki ağırlıklı ortalama ödenen yıllık faizin yüzde 3.8 olduğunu ifade ederek, "Bu 4 milyar dolar faizi kim nasıl hesap ediyor, kendilerine sormak lazım. O hesapla yıllık yüzde 20 dolar bazında faiz ödeniyor olması gerekir. Akla hayale sığacak gibi değil" dedi. Bir işadamının, "Önümüzdeki 6 ay için bizim döviz ile borçlanıp TL ile satmamızı öngörür müsünüz?" şeklindeki sorusu üzerine Babacan, kur ile ilgili hiçbir taahhütleri, garantileri bulunmadığını söyledi. Babacan, "İma edilmiş bir rakam da yok. Sadece ve sadece bütçemizi yapabilmek için, döviz cinsinden gelir ya da giderleri ifade edebilmek için bütçeye koyduğumuz bir varsayım var. Bizim bir 'X' sayısına ihtiyacımız vardı. Onu da öylesine koyduk. Bir sinyal olarak da bu bütçedeki rakamlar algılanmamalı" dedi. Euro-dolara bakıldığında son 14-15 aylık dönemde 1.05 ile 1.29 arasında gidip geldiğini belirten Babacan, şöyle dedi: "Bizdeki kurdan şikayet edenler bir baksın, Avrupalı ihracatçılar, Amerikalı ithalatçılar ne yapıyor... Onların da kur riski var ama kimse demiyor ki o ülkede Avrupa Merkez Bankası bir şeyler yapsın da o kuru istediğimiz noktaya çeksin... Niye derseniz, yanlış... Bilinçsiz ve piyasa mekanizmaları dışındaki müdahaleler son derece riskli. Türkiye'nin bu kur konusunda yaşadığı krizlerin de en büyük sebeplerinden birisi budur." Babacan, işadamlarına, "Alacaklarınız ne kadar dolar ise o kadar dolar borçlanın. Alacağınız ne kadar TL ise o kadar TL borçlanın. Her an dengeli olacak ki aktif pasif, gelir gider, geceleri rahat uyuyun" tavsiyesinde bulundu. Yapısal reformlara ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Babacan, pek çok alanda yapısal reformları sürdürdüklerini anlattı. Zamanında Türkiye şartlarına uymayan pek çok yapısal reformların altına imza atıldığını, bunları değiştirdiklerini belirten Babacan, şunları kaydetti: "Dünya Bankası ile ekonomik reform denilen bir anlaşmamız var. Bu kapsamada 30 ayrı çalışmanın tamamlanması gerekiyor, 7 ayrı sektörde. Biz bunların tamamını bitirdik. Geçen hafta bununla ilgili yazışmalarımızı da yaptık. Şimdi Dünya Bankası'nın board'u (yönetimi) toplanacak. Muhtemelen Nisan ortalarında bekliyoruz. Diyecek ki, (işte tamam, bunun kapsamındaki reformlar bitmiştir. Onun karşılığında da şu kadar milyon dolarlık kredi serbest bırakılmıştır.)'