Habertürk yazarı Fatih Altaylı, soramadığı bir çok sorul olduğunu dile getirerek program sonrası eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a kadının iş dünyasındaki konumunu sorduğunu aktardı. Altaylı, Babacan'ın "Keşke program sırasında konuşsaydık" diye üzüntüsünü dile getirdiğini belirtti.
Abone olDün Habertürk TV'de yayınlanan Teke Tek adlı programda, AK Parti'den istifa ederek yeni parti kurma çalışmalarına başlayan eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı konuk eden Fatih Altaylı, mail yoluyla 7 bin, sosyal medya üzerinden yaklaşık 2 bin soru geldiği bilgisini paylaşarak bir çok soruyu da soramadığını dile getirdi.
"Elbette ki, bunların tamamı zaten 10-12 ana eksen üzerindeydi. Ben de bunların tamamına yakınını sordum. Mailler olmasaydı da zaten bunları soracaktım. Her akla gelen soruyu soracağım diye bir şey yok. Soramadıklarım için kimse kusura bakmasın" diyen Altaylı, şöyle devam etti:
2 saate sığdıramadığım sorulardan birisi
"2 saat içinde ancak bu kadar sorulur, bu kadar yanıt alınabilirdi. Kafamda olan ama 2 saate sığdıramadığım sorulardan biri ise ‘Kadınların iş dünyasındaki konumu ve sosyal konumu’ ile ilgili olandı.
Bu suali ancak program bittikten sonra, Babacan’ı uğurlamadan önce sorabildim. Ali Bey de ‘Keşke program sırasında konuşsaydık’ diye üzüntüsünü dile getirdi. Açık söylemek gerekirse, ben kendini muhafazakar olarak tanımlayan siyasi hareketlerin, kadının iş dünyasındaki, çalışma hayatındaki yeri ile ilgili yaklaşımlarına çok da katılmıyorum.
Kadın özgürlüğünü başını kapayabilme özgürlüğü ile sınırlamak bana doğru gelmiyor. Kadın ev işi yapma makinası, çocuk doğurma gereci gibi görüldükçe bana fenalık geliyor. Bu nedenle Ali Babacan’ın bu konudaki düşüncesini merak ediyordum."
Altaylı, Babacan'ın yanıtını ise şöyle aktardı:
"Kurduğumuz çalışma gruplarından biri tamamen kadının bu sorunları ile ilgili. Kadın istihdamının genişletilmesi, kadın ile erkek arasında fırsat eşitliği ve eşit işe eşit ücret uygulaması kesin önceliğimiz. Kadının eğitimde yer alması, yükseköğretimde kadın ağırlığının artması için özel çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğitimli kadının evde oturması değil, üretime katılması gerekiyor. Aksi zaten kaynak israfı. Kadın eğitimde de olmalı, eğitiminin gerektirdiği iş alanlarında da.
Kadının varlığını gösterecek yeni politikalar
Yönetim kurullarında kadın ağırlığının artmasını, kadın yöneticilerin firmalardaki varlığının daha yukarılara tırmanmasını teşvik etme yöntemlerini geliştirmek istiyoruz. Bunun yanı sıra kırsal alandaki kadınların da gelir düzeyinin yükseltilmesini, emeklerinin parasal karşılık bulacak şekilde organize edilmesini planlamaya uğraşıyoruz. Kadına yönelik şiddet konusu ise zaten kabul edilebilir, konuşulabilir bir şey değil. Biz kadının toplum içindeki yerinin sağlamlaşmasını sağlayarak şiddeti de daha net bir şekilde gündemden düşürebileceğimizi umuyoruz. Şiddet derken sadece fiziki şiddetten bahsetmiyorum. Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, moral şiddet, sosyal şiddet en az fiziki şiddet kadar yaralayıcı. Bunların da üstesinden gelmek lazım."