IMF Türkiye'ye üç yıllığına evet dedi. Niyet mektubu sonrası konuşan Devlet Bakanı Ali Babacan, bir yıl sonraki ödemelerin daha sonraki yıla kaydırılabileceğini söyledi.
Abone olMustafa Seven - Devlet Bakanı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 3 yıllık yeni stand-by anlaşması kapsamında onayladığı Niyet Mektubu'nun, 10 milyar dolarlık finansman desteği içerdiğini vurgularken, '' 2006'daki 3.8 milyar dolarlık geri ödemenin 2007 yılına kaydırılması da, ek finansman imkanı olarak görülebilir'' dedi. Babacan, IMF İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylanan Niyet Mektubu ile son ekonomik gelişmeleri A.A'ya değerlendirdi. Babacan, yeni geri ödeme planıyla, IMF'ye olan borçların geri ödemesinin yıllara daha düzgün şekilde dağıtılmış olacağını kaydetti. 2007 ve sonrasındaki geri ödemelerle ilgili de, henüz bir talepleri olmadığını belirten Babacan, ''buna daha sonra bakılacak, çünkü bu yeni Stand-by'ın da geri ödeme opsiyonları her zaman var'' ifadesini kullandı. -KREDİNİN KOŞULLARI...- Babacan, IMF'den sağlanan 10 milyar dolarlık kredinin koşulları hakkında bilgi verirken, ''bu kredi 4 yıl vadeli, bunun 2 yıl üç ayı geri ödemesiz olacak. Eğer artı bir yıllık opsiyonu kullanırsanız, üç yıl üç ay ödemesiz beş yıl vadeli olmuş oluyor'' dedi. Dün onaylanan niyet mektubunda, IMF'ye 2006 yılında yapılacak 2.52 milyar SDR tutarındaki (yaklaşık 3.80 milyar ABD Doları) geri ödeme, erken ödeme yerine normal ödeme takvimine alınarak 2007 yılına kaydırılmıştı. -NİYET, MALİ KAYNAK İÇEREN SON ANLAŞMA OLMASI Bakan Babacan, önümüzdeki döneme ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu: ''Bizim şu andaki niyetimiz, bunun, IMF'den mali kaynak kullanımını içeren en son IMF anlaşması olması yönünde. Üç yıl sonrası için de şimdiden kesin bir karar vermek istemeyiz, şu andaki niyetimz o yöndedir. Brezilya da IMF ile bir anlaşma yaptı. Bu, 'Program Sonrası Gözleme' formatında, belki mali destek içeren bir anlaşma değil amaBrezilya'nın IMF ile ilişkisi devam ediyor. Ayrıca Brezilya, bu formatı, gerekmesi ve istemesi halinde, birkaç haftada, mali destek içeren bir Stand-by'a dönüştürebilir.'' Ayrıca Niyet Mektubu'nda belirtildiği gibi Merkez Bankası'nın, alım ihaleleriyle rezervlerini yükseltmeye devam edeceğini anlatan Babacan, Türkiye'nin sadece kamu değil, özel sektörden de kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için, uluslararası rezervlerini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. -TÜRKİYE YEPYENİ BİR DÖNEME GİRDİ...- Babacan, Türkiye'nin 2005'ten itibaren yepyeni bir döneme girdiğini ifade ederken, gerek Doğrudan Yabancı Sermaye sahipleri gerekse portföy cinsinden yatırım yapanların Türkiye'yi, diğer gelişmekte olan ülkelerle değil, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle kıyaslamaya başladıklarını belirtti. Babacan, ''Türkiye artık, ayrı bir kategoriye girmiştir'' dedi. -CARİ İŞLEMLER AÇIĞI...- Cari İşlemler Açığı konusunda ise bir hedeflerinin olmadığını, sadece tahmin yapabileceklerini anlatan Babacan, ''Türkiye'de cari açık, özel sektörün ekonomik aktivitesiyle orantılı olarak seyredecektir. Bu bir risk unsur olarak görülmüyor ancak dikkatle takip edilerek, gerektiğinde gerekli tedbirler alınıyor ve gerekirse yine alınır'' şeklinde konuştu. -İSTİHDAM ARTIŞI Bakan Babacan, bundan sonra istihdam artırmaya odaklanacaklarının altını çizerken, istihdam arttırıcı reform programı çerçevesinde, özel sektörün yatırımlarının önünün açılacağını, özellikle yatırım ortamının daha da iyileştirileceğini ve mikro ekonomik adımlar atılacağını kaydetti. Artık kamunun bir istihdam kapısı olamayacağına işaret eden Babacan, bundan sonra istihdam kapısının özel sektör olacağını bildirdi. -VERGİ REFORMU...- Vergi reformu ile kayıtdışı ile mücadelenin arttırılarak vergi tabanının genişletilmesi ve vergi işlemlerinin sadeleştirilmesinin amaçlandığını belirten Babacan, kurumlar vergisindeki aşağı indirmenin ademeli olarak devam etmesi gerektiğini, Gelir Vergisi'nde, örneğin iki ayrı kalem olan bordro ile beyana dayalı sistemlerin de birleştirilerek vergi dilimleri sayısının azaltılması gerektiğine dikkati çekti. Finansal aracılık hizmetlerinden alınan vergilerin sıfıra indirilmesinin arzu edildiğini belirten Babacan, ayrıca bankacılık sistemindeki aracılık maliyetlerinin hızla aşağıya çekilmesi gerektiğini anlattı. Bakan Babacan, bankacılık sisteminin genişlemesinin önündeki engellerin kaldırılacağını da vurguladı. -ENFLASYON HEDEFLEMESİ...- Enflasyon hedeflemesine 2006 başında geçileceğini hatırlatan Babacan, bu sistemin iki önemli yenilik getireceğini söyledi. Babacan bu yenilikleri ise ''faiz kararlarının heyet (Para Politikası Kurulu) tarafından alınması ve para tabanı hedeflerinin ortadan kalkması'' olarak sıraladı. Babacan, devamla şunları söyledi: ''Bunun farkı, Merkez Bankasının gecelik faiz kararlarının artık bir heyet tarafından alınacak olması. Yani Türkiye'de de aynen ABD ve İngiltere Merkez Bankalarında olduğu gibi faiz kararları, tam bir şeffaflıkla bir heyet tarafından alınacak. Para tabanı hedefi ortadan kalkacak. Faiz kararı, gecelik ani kararlar yerine heyetler tarafından alınan kararlar sonucu açıklanacak ve hangi heyet üyesinin nesöylediği tam şeffaflık içinde açıklanacak.'' Önümüzdeki dönemde tek haneli enflasyondaki düşüşün sağlanması için sıkı çalışma yapılacağını belirten Babacan, ''bundan sonra, enflasyon hedefinin tutturulmasında virgüller ve noktalar dahi artık önem taşıyacak'' şeklinde konuştu