Devlet Bakanı Ali Babacan Türkiye'nin imajını karalamaya yönelik her türlü girişimin, başarıyı gölgeleyecek her türlü uygulamanın ekonomiyi etkileyeceğini söyledi.
Abone olDevlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin imajını karalamaya yönelik her türlü girişimin, başarıyı gölgeleyecek her türlü uygulamanın, Türkiye'yi rotasından çıkaracak her türlü niyetin, doğrudan Türkiye'nin ekonomisini, yatırımlarını ve geleceğini etkileyeceğini söyledi. Babacan, ''yatırım ortamının iyileştirilmesi, A'dan Z'ye toplumun bütün bireylerinin sorumluluğudur'' dedi. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısı, Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığında Hazine Müsteşarlığı'nda yapıldı. Bakan Babacan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, toplantıda, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve özel sektör yatırımlarının ivme kazanması için bir süredir yürütülmekte olan çalışmaların gözden geçirileceğini, yapılan ve yapılması gereken işlerin kurulda değerlendirileceğini bildirdi. Başta yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve işsizlik olmak üzere ekonomik sorunların çözümünde yatırımların kilit rol oynadığını ifade eden Babacan, bunun yanında sürdürülebilir büyüme, güçlü bir ekonomik yapı, refah düzeyinin artması gibi hedeflerin gerçekleşmesinde de yatırımların önem arz ettiğini kaydetti. Bu amaçla hükümetin yatırım ortamının iyileştirilmesine özel önem verdiğini ve yatırımın önündeki engelleri kaldırma konusunda tam bir kararlılık sergilediğini belirten Babacan, yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla yapılan çalışmaların da etkisini göstermeye başladığına işaret etti. ''(GÖSTERGELER İYİ AMA YATIRIM YOK) DİYENLERE...'' Babacan, gerek ulusal gerekse uluslararası yatırımlarda kayda değer artışlar elde edildiğine dikkat çekerek, 2003 yılında özel sektör yatırımlarının yüzde 30 oranında artarak 40.6 katrilyon seviyesine ulaştığını, 2004 yılında da yatırımların yüzde 49.3 oranında artarak 60 katrilyon 664 trilyon lira olduğunu söyledi. ''(Göstergeler iyi ama yatırım yok) diyenlere, Türkiye'nin gerçeklerini gözlerini kapatıp, kuru gürültü yapanlara bu rakamlara daha iyi bakmalarını tavsiye ediyorum'' diyen Babacan, uluslararası yatırımlar açısından Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini vurguladı. Gerek özel sektör yatırımlarının, gerekse doğrudan uluslararası sermaye girişlerinde Türkiye'nin ekonomi tarihinin en yüksek düzeylerinin yakalandığını söyleyen Babacan, ancak bu miktarların ülkenin potansiyelleriyle karşılaştırıldığında yeterli düzeyde olmadığını kaydetti. Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vuran siyasi istikrarsızlık, güvensizlik ve belirsizlik ortamının hem yerli hem de uluslararası yatırımcıları Türkiye'den uzaklaştırdığını belirten Babacan, 3 Kasım seçimleriyle birlikte oluşan güven ve istikrar ortamının ise tabloyu tersine çevirdiğini ve Türkiye'yi yatırımlar konusunda dikkat çekici ve cazip bir ülke konumuna yükselttiğini söyledi. Babacan, 29 ay gibi kısa bir süre içinde yatırımlarda büyük bir artışın söz konusu olduğuna dikkat çekerek, bu yatırımların önümüzdeki dönemlerde büyümeye istihdama ve ihracata önemli katkılar sağlayacağını ve büyümeyi sürdürülebilir hale getireceğini ifade etti. ''TÜRKİYE ÇOK DAHA FAZLASINI HAKEDİYOR'' Yatırımlardaki artışlar ve yakalanılan düzeyleri henüz bir başlangıç olarak niteleyen Babacan, Türkiye'nin çok daha fazlasını hak ettiğini belirtti. Yatırım ortamının iyileştirilmesinin ötesinde güven ve istikrar ortamının sürdürülmesi için hükümetin son derece hassas, kararlı ve disiplinli bir tavır sergilediğini vurgulayan Babacan, ''Bu tavırdan taviz verilmesi asla söz konusu olmayacaktır'' dedi. Türkiye'nin kalkınmasında özel sektör yatırımlarının ve doğrudan uluslararası sermaye girişinin hayati rol üstlendiğini, işsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve bütün bunlara bağlı olarak siyasi ve sosyal sorunların çözümünün gelip yatırımlarda düğümlendiğini kaydetti. Babacan, ''Bu açıdan baktığımızda, yatırım ortamının iyileştirilmesi, A'dan Z'ye toplumun bütün bireylerinin sorumluluğudur. Türkiye'nin imajını karalamaya yönelik her türlü girişim, başarıyı gölgeleyecek her türlü uygulama, Türkiye'yi rotasından çıkaracak her türlü niyet, doğrudan Türkiye ekonomisini, yatırımları ve Türkiye'nin geleceğini etkileyecektir'' diye konuştu. ''EKONOMİNİN BİR ÇOK ALANINDA TARİHİ BAŞARILAR ELDE ETTİK'' Hükümet olarak yatırımcıların önlerini görebilecekleri, kötü sürprizlere sahip olmayacakları, sağlam zeminli bir ekonomik yapı konusunda tam bir hassasiyet içinde olduklarını belirterek, bu hassasiyeti toplumun tüm bireyleri ve kurumlarından beklediklerini kaydetti. Türkiye'nin yıllardır özlediği ekonomik başarıları, sırf muhalefet ve karalama olsun diyerek, zoraki eleştirmenin hükümete değil, Türkiye'ye haksızlık olacağını ifade eden Babacan, şöyle devam etti: ''Toplumda beklentilerin çok yüksek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Yaşanan onca krizden, çığ gibi artan işsizlik ve yoksulluk dönemlerinin ardından toplum artık yıllardır hayalini kurduğu, kalkınmış, müreffeh, zengin bir Türkiye özlemini daha belirgin bir şekilde dile getirmektedir. Kuşkusuz tüm bu beklentiler haklıdır. Biz de hükümet olarak bu beklentileri karşılamak, Türkiye'yi özlediği seviyeye ulaştırmak için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bu hedef doğrultusunda 29 aydır ekonominin bir çok alanında tarihi başarılar elde ettik, Türkiye'yi bugüne kadar hiç tanışmadığı rakamlarla tanıştırdık ve yapısal anlamda önemli bir değişim programını gerçekleştirdik.'' Babacan, bu rakamların gerek sokağa ve günlük hayata, gerek Türkiye'nin uluslararası imajına ve gerekse geleceğe etkisinin artık hissedilmeye başlandığını vurgulayarak, ancak tüm bunların çok kısa bir süre içinde, şu an elde edilen başlangıç düzeyinde başarılar olduğunu kaydetti. Türkiye'nin bu rakamsal gelişmeler, özellikle de bu yatırım artışlarıyla gelecek yıllarda çok daha hissedilir bir iyileşme sürecini yaşayacağını ifade eden Babacan, böylece kronik bir çok sorunun da çözülmüş olacağını bildirdi. Babacan, kişi başına 4172 dolar düzeyindeki milli gelirin Türkiye için bir rekor olduğunu, ancak asla yeterli olmadığını vurgulayarak, ''10 bin dolar seviyesini yakaladığımız zaman Türkiye'nin çok farklı bir ülke olduğu çok daha belirgin olacaktır'' dedi. YOİKK VE YDK Ali Babacan, YOİKK'nin bu anlayış doğrultusunda yatırım ortamının önündeki engellerin kaldırılması yönündeki çalışmaların önemli bir ayağı olduğunu belirtti. Bakan Ali Babacan, kamu kesiminin özel teşebbüse hamle yaptıracak şekilde rasyonel hale gelmesi konusunda YOİKK'nin mevcut çalışmalarının ve gelecekteki fonksiyonunun önemli olduğuna işaret etti. 29 Nisan 2005 tarihinde ikincisi yapılacak Yatırım Danışma Konseyi (YDK) toplantısı hakkında da bilgi veren Babacan, YDK toplantısının ilkinin 15 Mart 2004 tarihinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Bu toplantıda son derece önemli çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Babacan, kaydedilen gelişmeler ve gelecek dönemde yapılması planlananlar konusunda kapsamlı bir bakış açısı sunmak açısından hazırlanan ''İlerleme Raporu''nun kamuoyuna duyurulduğunu söyledi. 2. YDK toplantısının hazırlık çalışmalarının da belli bir aşamaya geldiğini bildiren Babacan, toplantıya Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Rodrigo Rota, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Shengman Zhang ve Avrupa Yatırım Bankası Başkanı Philippe Maystadt'ın katılacağını kaydetti.