BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,28
ALTIN 2.912,71
HABER /  EKONOMİ

Babacan'dan gensoru savunması

Babacan, CHP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında BAŞKENTGAZ özelleştirmesinde kamu zararına neden olduğu iddiasıyla verdiği gensoru önergesinde hükümet adına konuşma yaptı.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BAŞKENTGAZ ihalesinin rekabet ortamı içinde yapıldığını belirterek, "Birileri gelir, herhangi bir ürüne olmadık yüksek fiyat verebilir, 'al kardeşim' dediğinde 'param yok finansman bulamadım' diyorsa ölçü değildir" dedi.

Babacan, CHP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında BAŞKENTGAZ özelleştirmesinde kamu zararına neden olduğu iddiasıyla verdiği gensoru önergesinde hükümet adına konuşma yaptı.

Küresel ekonomik krizin safhalar değiştirerek, 5 yıldan fazla süredir devam ettiğini belirten Babacan, Türkiye ekonomisinin böyle bir ortamda tarihindeki en başarılı dönemini yaşadığını vurguladı. Büyümenin giderek artış gösterdiğini, istihdamın sadece son 1 yılda 1 milyon 200 bin arttığını ifade eden Babacan, enflasyonun son 44 yılın en düşük oranını gördüğünü, bu yıl en düşük oranla tamamlama ihtimali olduğunu söyledi. Babacan, çok sayıda ülkenin sıkıntı yaşadığı dönemde Türkiye'nin hem mali disiplini sağladığını hem borcunu düşürdüğünü ve aynı zamanda büyüme performası ortaya koyduğunu vurguladı.

Babacan, özelleştirme uygulamalarından, Türkiye'deki güven ortamının ne kadar güçlü olduğunun görüleceğini belirterek, İstanbul'a yapılacak 3. havalimanı, 3. köprü, boğaz tüp geçidi ve İstanbul-İzmir otoyolu ve körfez geçiş köprüsünün çok yüksek değerde projeler olduğunu söyledi. Türkiye'de büyük projelerin artık özel sektör eliyle gerçekleştirilecek duruma geldiğinin altını çizen Babacan, "Biz, devletin görevinin güven ve istikrarı sağlamak olduğunu düşünüyoruz. Özel sektöre çok geniş iş yapma alanı açıyoruz. Ekonomide verimlilik, üretkenlik özel sektörün ağırlıkta olduğu yapıyla mümkün" diye konuştu.

8 MİLYAR DOLARLIK ÖZELLEŞTİRME

Kendilerinden önceki 13 hükümet döneminde toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını anlatan Babacan, son haftalardaki özelleştirmeler de eklendiğinde AK Parti hükümetleri döneminde 42 milyar doları aşan özelleştirme yaptıklarını kaydetti.

Özelleştirme uygulamalarında şeffaflık ve açık rekabet ortamına öncelik verdiklerini vurgulayan Babacan, bu ilkelerin yatırımcının güvenini artıran önemli unsurlar olduğunu belirtti. Babacan, "Güven ortamı ne kadar güçlüyse, şeffaflık ne kadar uygulanıyorsa o kadar çok sayıda yatırımcı özelleştirmelere talepte bulunuyor ve ne kadar çok başvuru varsa özelleştirme değeri o kadar artıyor" diye konuştu.

Özelleştirilen kurumlarda üretim, ihracat, yatırım ve istihdam artışı yaşandığını dile getiren Babacan, özelleştirmenin piyasanın serbestleşmesine, hizmetin kalite ve çeşitliliğin artmasına, hizmet ya da malın ucuzlamasına, ekonomik kalkınma ve transformasyona katkı sağladığını ifade etti.

ELEKTRİK DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMELERİ

Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine de değinen Babacan, 21 dağıtım bölgesinden son 5'inin ihalesinin 3.2 milyar dolara yapıldığını kaydetti. Babacan, son yapılanlarla birlikte 18 elektrik dağıtım şirketinin toplam özelleştirme tutarının 17.4 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Özelleştirme süreçlerindeki şeffaflılık, rekabetçilik ve profesyonelliğin OECD ve Dünya Bankası tarafından raporlara işlendiğini anlatan Babacan, özelleştirme uygulamalarının çeşitli uluslararası finans kuruluşlarının ödüllerine de layık görüldüğünü ifade etti. Babacan, birçok ülkenin Türkiye'den teknik destek istediğini dile getirerek, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) 10'dan fazla ülkeye ders verdiğini belirtti. Ali Babacan, "Bütün dünyada uygulamalarımız parmakla gösterilirken, içimizden eleştiri almaya alıştık. Eleştirileri dikkate alacağız, kararımızı verip doğru bildiğimizden şaşmayacağız" diye konuştu.

AÇIK VE ŞEFFAF

Gensoru önergesine konu olan BAŞKENTGAZ özelleştirmesine değinen Babacan, her ihalenin yapıldığı dönemin koşulları, küresel ve ülke şartları, yapıldığı dönemin şirketin mali, hukuki ve yapısal durumlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Babacan, BAŞKENTGAZ'ın ilk 2 ihalesinin firmaların finansman yetersizliğinden dolayı, üçüncü ihalenin en yüksek teklifin değer tespitinin altında kalması nedeniyle iptal edildiğini anımsattı.

BAŞKENTGAZ'ın 4. ihalesinde en yüksek teklifin 1 milyar 162 milyon dolar olduğunu anlatan Babacan, EPDK ve Rekabet Kurulu'nun gerekli izinleri verdikten sonra ÖYK'nın hisse devrini onayladığını kaydetti.

BAŞKENTGAZ ihalesinin rekabet ortamı içinde yapıldığını vurgulayan Babacan, şöyle konuştu:

"Çok sayıda firma şartname aldı, ihaleye girdi. Fiyat yarışmayla ve zarflar açıldıktan sonra pazarlıklarla oluştu. Herkesin huzurunda açık ve şeffaf bir şekilde yapıldı. İhale öncesinde Özelleştirme İdaresi 250 muhtemel yatırımcıya sunum yaptı. Bunların 162'si uluslararası yatırımcı. Mümkün olduğunca çok ilgilinin ihaleye katılması için özel çaba gösterildi. Bunlar da Türkiye'nin kredi kuruluşundan yatırım notu almasından sonra yapıldı. Yani Türkiye'de varlıkların, hisse senetlerinin fiyatı arttı.

Bir malın, ürünün fiyatı, gerçek alışverişin olduğu fiyattır. Satmak isteyenlerin istediği fiyat olabilir, almak isteyenlerin verdiği fiyat olabilir ama gerçek fiyat alışverişin olduğu, arz ve talebin kesiştiği noktadır. Birileri gelir, herhangi bir ürüne olmadık yüksek fiyat verebilir, 'al kardeşim' dediğinde 'param yok finansman bulamadım' diyorsa ölçü değildir. İlk ihalede fiyatlar verilmiş. Birinci en yüksek fiyatı veren zaman istiyor, 'finansmanı bulamadım' diyor teminatı yakıyor. İkinci de 'ben de finansmanı bulamadım' diyor, teminatı yakıyor. O firmaların hangi gerekçelerle o fiyatları verdiği konusunda yorumda bulunamayız ama ihale sürecinin de kuralı var. Krediyi verecek finansörlerin de kendi hesapları vardır. 'Krediyi geri alabilir miyim, proje gerçekten para eder mi, firma geri ödemeyi zamanında yapar mı' gibi konular finansörlerin kendi hesaplarıdır. Birinci ve ikinci firma finansman bulamıyorsa, onların teklifini değer olarak kabul etmek son derece yanlıştır. Ödemesi yapılmamış fiyat teklifi gerçek değer olarak ortaya konamaz."

BOTAŞ

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın yakında hisse satış sözleşmesini imzalayacağını ve özelleştirme sürecinde sona yaklaşıldığını bildiren Babacan, özelleştirme gelirinin 378 milyon dolarının BOTAŞ borçlarına, 348 milyon doların dış kaynaklı kredi borçları için Hazine'ye, 324 milyon doların Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin BAŞKENTGAZ'a olan borcuna karşılık yatırılacağını, kalan 130 milyon doların belediye bütçesine aktarılacağını belirtti.

İhale sonucunda ulaşılan 1 milyar 162 milyon doların BAŞKENTGAZ'ın 2012 karının 20 katı olduğunu ifade eden Babacan, İspanya ve İtalya'daki dağıtım şirketlerinin özelleştirme bedellerinin, şirketlerin yıllık karlarının 9-10 katı olduğuna dikkati çekti.

Babacan, BAŞKENTGAZ'ın EPDK düzenlemelerine tabi olduğunu da dile getirerek, doğalgaz fiyatlarında kamu kontrolünün ortadan kalkmayacağını ifade etti.