Dünya Ekonomik Forumuna katılmak üzere Davos'ta bulunan Başbakan Yardımcısı Babacan, AB'ye yol gösterdi
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Avro Bölgesi'ndeki ülkeler Maastricht kriterlerini uygulasaydı, bugün borç sorunu olmazdı'' dedi.
Dünya Ekonomik Forumuna katılmak üzere Davos'ta bulunan Başbakan Yardımcısı Babacan, bir televizyon programında soruları yanıtladı.
Avrupa'daki ülkelerin sosyal refah düzeylerine ilişkin tartışmalar hakkında konuşan Babacan, ülkelerin sosyal refahlarının, kendi üretimleri sonucunda artıyorsa bunun sorun olmadığını, buna karşın kendileri birşey üretmeden sadece borç üzerinden sosyal refahlarını artırmasının problem olduğunu kaydetti.
Borçlanma üzerinden sosyal refah artışıyla ilgili gelirinin üzerinde harcama yapan ailelerin durumunu örnek gösteren Babacan, ''Nasıl bir ailenin harcamalarında gelir ve giderin dengeli olması lazımsa ülkeler için de durum aynı'' diye konuştu.
Ürettiğinden çok tüketen ülkelerin düştüğü durumlara ilişkin Yunanistan'ın bugünkü durumunu örnek veren Babacan, ''Bu sadece Yunanistan için geçerli değil. İspanya için de böyle, İtalya için de böyle. Böyle bir durumda refah seviyelerinin düşmesi gerekir. Bu ülkelerin refah kaybına hazırlıklı olması lazım'' değerlendirmesinde bulundu.
Avro Bölgesi'ndeki borç krizine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, söz konusu ülkelerin Maastricht kriterlerini uygulamalarının önemini belirterek, ''Avro Bölgesi'ndeki ülkeler Maastricht kriterlerini uygulasaydı, bugün borç sorunu olmazdı'' dedi.
Avro Bölgesi'ndeki bazı ülkelerde borç krizinin ardından bazı teknokrat hükümetlerin iş başına geldiğinin hatırlatılması üzerine Babacan, İtalya'da olduğu gibi söz konusu hükümetlerin güven oyu alarak göreve geldiklerini belirterek, ''Asıl, acı reçeteyi uygulamaya başladıklarında güven oyu alacaklar mı? Mesele bu. İtalya'nın bundan sonra atacağı adımlar karşısında geniş halk kitleleri ne yapacak? Bunu görmemiz lazım. Bizim bu durumdaki önerimiz erken seçim. İngiltere bunu yaptı, geçti. İngiltere, şuanda tüm Avrupa'da risk birimi en düşük ülkelerden birisi'' diye konuştu.
''Kendi ülkemizi iyi tanıyoruz''
IMF'nin Türkiye'nin 2012 yılına ilişkin büyüme tahminlerinin düşük olduğunun belirtilmesi üzerine Babacan, 2012 yılında özellikle Avro Bölgesi'ndeki krize ilişkin belirsizliğin fazla olduğunu kaydetti.
IMF'nin Avrupa'nın geleceği konusunda kötümser olduğunu ifade eden Babacan, ''Biz kendi ülkemizi iyi tanıyoruz. Herkesin analistlerine saygı duyuyoruz'' dedi.
''Fitch'in analizi güncel değil''
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in bu yıl Türk şirketlerinin likiditesinin kötüleşeceğine ilişkin raporuna ilişkin bir soru üzerine de Babacan, Fitch'in analiz tarihinin güncel olduğunu düşünmediğini söyledi.
Dünyada likiditenin bol olmaya devam edeceği bir dönemde olduklarını anlatan Babacan, ''Türkiye'de güven ortamı olduktan sonra Türkiye'ye kaynak akışında sıkıntı olmayacağını tahmin ediyorum'' ifadesini kullandı. Babacan, Merkez Bankası'nın son dönemdeki döviz satımlarına rağmen Türkiye'ye giren döviz miktarının çıkandan fazla olduğunu dile getirdi.
''Cari açık 1-2 senede sıfırlanmaz''
Cari açığa ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Babacan, ''Cari açıkla ilgili en olumsuz rakamlar geride kaldı. Bu, cari açığın 1-2 senede sıfırlanacağı anlamına gelmez'' dedi.
Cari açığın azaltılması için kısa vadede kamu maliyesinin son derece önemli olduğuna dikkati çeken Babacan, orta ve uzun vadede ise çözümün yapısal reformlardan geçtiğini belirtti.
Türkiye'de cari açığa neden olan en önemli unsurlardan bir tanesinin enerji ithalatı olduğunu belirten Babacan, ''Nükleer enerji ve yenilenebilir enerjiyi bu kadar vurgulamamızın nedeni bu'' değerlendirmesinde bulundu.