Ali Babacan'a göre üzerinde çok durmaya değer bir gelişme de değil, piyasa üzerindeki etkisi de sıfır.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin G20'nin çok etkin bir üyesi olduğunu belirterek ''Türkiye'nin yüksek sesle pek çok konuda görüşünü dile getiren ve gelişmelere yön veren bir ülke olarak da ciddi bir saygınlığı var'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, New York'taki temaslarının ilk gününde Türkevi'nde basın toplantısı düzenledi ve soruları yanıtladı.
(S&P) OLANI BİTENİ GERİDEN TAKİP EDİYOR
Babacan, kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un (S&P) Türkiye'nin kredi notu görünümüyle ilgili kararıyla ilgili bir soru üzerine ise, ''Benim prensibim şu, bu tür kuruluşlar, Türkiye'nin notunu ya da görünümünü artırırlarken de ben hiçbir şey söylemedim, farklı karar aldıklarında da hiçbir şey söylemiyorum. Bu kredi derecelendirme kuruluşlarını kendi hallerine bırakmakta büyük fayda var. Zaten son krizde kendi kredibiliteleriyle ilgili ciddi sıkıntılar meydana geldi'' cevabını verdi.
Bu kurumlara olan bağımlılığın azalması gerektiğini belirten Babacan, bu konunun zaten G20'nin de gündem maddesi olduğunu belirtti.
''Bu krizde sınavı başarıyla verememiş olan, kredi değerlendirme şirketlerinin, AAA ya da AA notu verdikleri şirketlerin, ülkelerin ya da varlıkların ertesi gün değerinin sıfırlandığı bir dönemden geçtik. Bu kuruluşların normalde önden gitmeleri lazım, yatırımcılara yön göstermeleri lazım, şu anda ise olan biteni geriden takip etmeye çalışıyorlar. Yani gelişmelerin peşinde sürüklenir duruma düştüler. Yatırımcıların bunlara olan bakışı ve değerlendirmeleri eskisi kadar büyük ağırlık da taşımıyor.''
Standard & Poors'un (S&P) Türkiye'nin notunu düşürmediğini, sadece görünümünü pozitiften durağana çevirdiğini anlatan Babacan, ''Bana göre üzerinde çok durmaya değer bir gelişme de değil, piyasa üzerindeki etkisi de sıfır. Bu açıklamanın yapıldığı günlere bakın, bizim ne borsamıza, ne faizlere, ne kurlara bir şey olmuş. Eskiden öyle bir şey olsa herhalde çok etkilenirdi piyasalar, şu anda yatırımcılar zaten Türkiye'yi iyi tanıyor ve gerçekten parası olan ve yatırım yapanlar da Türkiye'yi buna göre değerlendiriyorlar, kararlarını veriyorlar.
Babacan, ''Ekonomik gündemimiz biraz rahat, boş ve her şey çok olumlu olduğu için bu birdenbire sanki çok önemli gündem maddesiymiş gibi ön plana çıktı, bunu çok da üzerinde durmaya değer bir konu olarak görmüyorum... Bizim asıl işimiz gerçek yatırımcılarla, parası olanla, onların da zaten Türkiye'ye verdiği not çoktan belli, dolayısıyla bizim bu konuda kaygımız yok'' dedi. Uzunca bir dönem durgun bir ticaret hacmimiz varken, birden 2011 bir sıçrama yılı oldu, bu yapının da biraz katkısı oldu diye düşünüyorum'' dedi.