Türkiye ekonomisi için tarihi bir gün. IMF ile uzun yıllara dayanan ilişki, artık bir farklı bir noktaya taşındı.
Abone olTürkiye'nin IMF'ye olan kredi borcunun son taksitinin transferi, Başbakan Yardımcısı Babacan ve Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'nın katılımıyla TCMB Ankara Şubesi'nde gerçekleştirildi.
BABACAN TUŞA BASTI
Babacan'ın tuşa basmasıyla ikisi dolar, ikisi avro olmak üzere 4 ayrı transferle IMF'ye son taksit ödenmiş oldu. Böylece 19 yıl aradan sonra Türkiye'nin IMF'ye olan borcu ilk kez sıfırlandı.
Başbakan Yardımcısı Babacan, işlemin ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Bugünün, yaklaşık 19 yıldan sonra Türkiye'nin IMF'ye borcunun sıfırlandığı tarih olduğunu belirten Babacan, "14 Mayıs valörlü bu transferleri biraz önce gerçekleştirdik. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Türkiye'nin ilk olarak 1961 yılının Ocak ayında IMF'den kredi kullandığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı, şunları kaydetti:
"Ülkemizin uzun yıllar, tam 19 stand-by anlaşması yaptıktan sonra borcunun böyle sıfır noktasına inmesi hepimizin sevinmesi ve ülkemizle gurur duyması gereken bir konu. Uluslararası Para Fonu, özellikle ödemeler dengesi konusunda sıkıntı çeken ülkelere yardımcı olmak üzere kurulmuş bir organizasyon. Yardımın, verilen desteklerin, kredilerin yanı sıra aynı zamanda bu problemlerin tekrar etmemesiyle ilgili programları hazırlayan, uygulayan bir kuruluş.
Biz ilk kurulduğu yıllarda ortak olmuş bir ülkeyiz. 1947'de ortak olduktan sonra 13 yıl kredi ihtiyacımız olmamış. 1960 ihtilalinin hemen ertesinde Ocak 1961'de ilk olarak kredi kullanma ihtiyacı ortaya çıkmış. Umarız ki bir daha böyle bir ihtiyaç olmaz."
Türkiye'nin IMF'ye borcunu ödemesinin yanında, bundan sonraki dönemde IMF'ye kredi sağlayan ülkeler gurubuna girdiğini vurgulayan Babacan, "Toplamda 5 milyar dolarlık bir taahhütte bulunduk. Bundan sonra buradan bir transfer yapmamız gerekirse, borç ödeme transferi değil, IMF'ye kredi verme transferi olacak. Onunla ilgili Merkez Bankası Başkanımız Erdem Bey (Başçı) IMF ile müzakereleri yürütüyor. Bu müzakerelerdeki teknik detaylar tamamlandıktan sonra ihtiyaçları olduğu zaman bize başvuracaklar, 'ihtiyacımız var' diye yazılı bilgi verecekler. Biz de kredi dilimini serbest bırakacağız" diye konuştu.
BUNDAN SONRAKİ HEDEF 2023
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2013'ün Türkiye ekonomisi için her alanda özel bir yıl olduğunu belirtti.
Babacan, geçen yıl sonu itibarıyla 44 yılın en düşük enflasyonun rakamının görüldüğünü hatırlatarak, yine bu yıl içerisinde Hazine'nin borçlanma faizlerinin tarihin en düşük seviyesine indiğini, yüzde 5'in dahi altını gördüğünü söyledi.
Öte yandan, yeni adıyla Borsa İstanbul 100 endeksinin tarihteki en yüksek seviyelerine çıktığını hatırlatan Babacan, "Türkiye'nin risk primi, kredi temmerrüt-takas primi dediğimiz rakamlar en düşük seviyelerde. Türkiye ile ilgili pek çok güven göstergesi de en yüksek seviyelerde. Böyle bir yılda IMF'ye olan borcumuzu ki 19 yıldır bugüne kadar hep borçlu gelmişiz, artık sıfırlamış durumdayız. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
Şimdi önlerinde 2023 hedefleri bulunduğunu vurgulayan Babacan, 2023'te Türkiye'nin kişi başına düşen milli gelirinin 25 bin dolara ulaşmasını, ihracatın 500 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini hatırlattı.
2023'te İstanbul'un dünyadaki tüm uluslararası finans merkezleri içerisinde ilk 10'da yer almasını arzu ettiklerini de belirten Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunların hepsi çok iddialı, ama aynı zamanda gerçekçi hedefler. Şimdiye kadar bu son 10,5 yıllık dönemde nasıl 'ulaşılamaz, zor bunlar, ancak hayal' denilen işleri yapabildiysek; paradan nasıl 6 sıfır atabildiysek, enflasyonla mücadelede nasıl belli bir başarıyı elde ettiysek, bundan sonraki dönemde de hedeflerimiz için yoğun bir şekilde devam edeceğiz. Türkiye'nin 2023'ün dünyasında artık ekonomik olarak gelişmiş, yüksek gelir seviyesindeki ülkeler grubuna giren bir ülke olmasını bugünden hedefliyoruz. Allah'a çok şükür, bu günleri gösterdi. 2023'te hep beraber çocuklarımızın, torunlarımızın daha güzel bir Türkiye'sine doğru yürüyelim diyoruz."
İKİ 10.5 YILIN TAM ORTASINDAYIZ
2023 yılının "çok enteresan bir tarih" olduğunu belirten Babacan, "Şu an biz 10,5 yılımızı tamamladık. 2023'ün sonuna da tam 10,5 yıl var. Yani iki 10,5 yılın tam ortasındayız. Bugüne kadar Türkiye'nin performansına, başardıklarımıza baktığımızda, bundan sonraki 10,5 yıl içerisinde de bütün hedeflerimizi tutturabileceğimize kuvvetle inanıyorum. Dürüstçe çalıştıktan sonra, dosdoğru çalıştıktan sonra Türkiye'nin en iyi noktaya ulaşacağına inanıyorum" dedi.
Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı da ülke adına çok sevindirici bir ana şahitlik ettiklerini belirterek, IMF'ye borcun kapanmasının "hayırlı, uğurlu olması" dileğinde bulundu.
Merkez Bankası yetkilileri, Başbakan Yardımcısı Babacan ve Hazine Müsteşarı Çanakçı'ya günün anısına hatıra para hediye etti.
IMF İLE İLİŞKİLERİN TARİHÇESİ SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Son 10 yılda IMF´ye toplam 23,5 milyar dolar ödeyerek borcunu bitiren Türkiye; bundan böyle IMF´de borç veren ülke olarak yer alacak.
Bugün 188 üye ülkesi bulunan IMF, Temmuz 1944´te, ABD´nin New Hampshire Eyaleti´nde bir Birleşmiş Milletler toplantısında, 1930´ların büyük bunalımının tekrarını önleyecek bir ekonomik işbirliği amacıyla kuruldu. IMF, üye ülkeden gelen borç talebi üzerine, çoğu zaman bir düzenleme ve anlaşma çerçevesinde kredi veren bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor. Krediler, döviz paketinden oluşan SDR birimi ile veriliyor. Bu anlaşmalarda ülkenin ödemeler dengesindeki sorunları çözmek için uygulamayı kabul ettiği belirli politikalar ve tedbirler yer alıyor. Bu arada IMF ve Dünya Bankasının sürekli Avrupalı ve Amerikalı başkanlar tarafından yönetiliyor olması, bu kuruluşların uluslararası olma niteliklerini kaybettikleri yönünde eleştirilere neden oluyor.
IMF İLE YOLCULUĞA 8 CUMHURBAŞKANI 37 HÜKÜMET EŞLİK ETTİ
Türkiye, 66 yıldır IMF’ye üye. Fon ile 1947’de İsmet İnönü döneminde tanıştı. İlk stand by düzenlemesi 1 Ocak 1961’de yapıldı. Son anlaşma 2005’te Ak Parti iktidarı döneminde imzalandı. AK Parti, 2008 yılında ise IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldı. Türkiye ile IMF arasında toplamda 19 stand-by anlaşması imzalandı. Türkiye’nin IMF ile stand-by yolculuğuna 8 Cumhurbaşkanı ve 37 hükümet eşlik etti.
2014-2016 İCRA DİREKTÖRLÜĞÜNÜ TÜRKİYE ÜSTLENECEK
Hazine 19. stand-by çerçevesinde IMF’ye bugün 412 milyon ABD doları ana para ödemesi yapacak. Böylece Türkiye, 52 yıldan beri borçlu olduğu IMF’ye borcunu sıfırlayacak. Türkiye’nin 2002’den beri IMF’ye ödediği 23,5 milyar dolar, 109 ülkenin GSYH’sinden daha fazla. 2014-2016 döneminde IMF İcra Direktörlüğü pozisyonunu Türkiye üstlenecek.
2001 KRİZİ İÇİN 19 MİLYAR DOLAR KREDİ
2001 Şubat krizinde IMF ile uzun görüşme ve pazarlıklar yapıldı. IMF´den 19 milyar dolar kredi alındı. Türkiye´nin 2002 yılında IMF´ye 16 milyar 246 milyon SDR borç stoku bulunuyordu. Söz konusu borç stoku, 2005 yılında 10 milyar 247 milyon SDR´ye, 2008 yılında 5 milyar 534 milyon SDR´ye, 2010 yılında 3 milyar 654 milyon SDR´ye, 2011 yılında da 1 milyar 874 milyon SDR´ye kadar geriledi. Geçen yıl 19´uncu stand-by´dan kalan borç stoku 562 milyon 109 bin 622 bin SDR´ye inmişti.
2002’den bu yana sürekli borç ödeyen Türkiye’nin 10 yıllık ekonomik gelişimine dair notlar ise şöyle:
-Türkiye bugün Avrupa’nın 6., dünyanın 16. büyük ekonomisine sahip.
- 2001’de 31 milyar dolar olan ihracat rakamları, 2012’de 5 katına çıkarak 152,5 milyar dolara ulaştı.
- 2004’te çıkan yasayla Türk Lirasından 6 sıfır atıldı. 1 Ocak 2005’te tedavüle çıkan banknotlarla Türk Lirasına itibarı geri kazandırıldı.
- 2001’de yüzde 54,4 olan enflasyon, 2013 Nisan ayı itibariyle yüzde 6,1’e düştü.
- Kişi başına düşen milli gelir 2001’den bu yana 3 kat artarak 10.500 dolara yükseldi.
- Küresel ekonomik kriz, tüm dünyada etkilerini sürdürürken; Türk ekonomisi 2010 yılında yüzde 9,2; 2011’de ise yüzde 8,5 oranında büyüme gösterdi.
- Küresel krizde New York, Londra, Almanya ve Japon borsaları üçte bire varan oranlarda daralırken; Borsa İstanbul’un 2008’de 248 milyar dolar olan işlem hacmi, 2012’de 358 milyar dolara yükseldi.
- Türkiye bugün, 81 farklı ülkede insani yardım ve kalkınma faaliyetleri yürütüyor.