Devlet Bakanı Ali Babacan Bursa'daydı. Reformların süreceğinin mesajını veren Babacan, karalama defteri haline gelen sistemin temize çekileceğini vurguladı.
Abone olDevlet Bakanı Ali Babacan, AB konusunda şu anda Türkiye'nin içinden geçeceği değişimin kendisine önem verdiklerini belirterek, ''AB süreci, yıllardır karalama defteri haline gelmiş sistemimizi A'dan Z'ye temize çekeceğimiz bir dönem olacak'' dedi. Babacan, Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal'ı ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de asıl yatırımların bundan sonra özel sektör eliyle gerçekleştirileceğini ifade ederek, 2004 yılında kamunun yatırımlarının tamamının 7.5 katrilyon, özel sektörün ise geçen yılın ilk 9 ayındaki yatırımının yaklaşık 45 katrilyon olduğunu söyledi. Bundan sonra da, özel sektör yatırımlarının kamunun yatırımlarının çok ilerisinde olacağını vurgulayan Babacan, yeni yatırımların, yeni iş sahası ve istihdam anlamına geleceğini vurguladı. ''ASLA, SABİT KURA DÖNÜŞ OLMAYACAK'' Babacan, dönem dönem bazı sektörlerde sıkıntılar yaşanabileceğini, bu sıkıntıların bir bölümünün de kurlardan kaynaklandığını dile getirerek, sorunun, özellikle doların sadece Türk Lirası değil bütün para birimleri karşısında değer kaybetmesinden kaynaklandığını, ancak bu durumun Avrupa hatta Uzakdoğu'da da dolar bazında ihracat yapan tüm firmaları olumsuz etkilediğini bildirdi. Serbest kur rejiminde, kurun hareketini tamamen piyasanın belirlediğine dikkati çeken Ali Babacan, serbest kur rejiminden asla sabit kur uygulamasına geri dönüşün olmayacağını vurguladı. Babacan, dünyadaki ödemeler dengesinde döviz nedeniyle çıkmış son 50 krizin 49'unun sabit kur rejiminin uygulandığı ülkelerde yaşandığının görüldüğünü, bunlardan birinin de Türkiye'deki şubat krizi olduğunu ifade ederek, serbest kur mekanizmasının ekonomideki değişimleri absorbe ettiğini ve dengelediğini, bu nedenle kendilerinin de bu uygulamanın devamından yana olduklarını bildirdi. ''DEVLETİN KUR TAAHHÜDÜ OLAMAZ'' Sanayicinin, sürekli ''Kur ne olacak?'' diye sorduğunu, ancak serbest kur rejiminde devletin bir kur taahhüdünün olamayacağını anlatan Babacan, Merkez Bankası'nın rezerv birikimleriyle ilgili politikaları olabileceğini ya da aşırı oynaklık gördüğü zaman müdahale edebileceğini ama hiçbir zaman bu müdahalenin kurun seviyesini etkilemeye yönelik olmadığını kaydetti. Babacan, Türk sanayisinde son dönemde önemli bir gelişme gözlemlediklerini, özellikle verimlilikte olağanüstü artış yaşandığına işaret ederek, ''TL'nin son iki yıldır değerlenmesine rağmen, ihracattaki artışın en önemli sebeplerinden biri verimlilikteki artıştır'' dedi. CHP'Yİ ZİYARET Konuşmasının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin'i ziyaret eden ve kentin sorunları hakkında brifing alan Babacan, daha sonra CHP İl Başkanlığı'na geçti. CHP İl Başkanı Abdullah Özer tarafından karşılanan Babacan, burada yaptığı açıklamada da, Türkiye'nin, 2005 yılıyla birlikte yeni bir döneme girdiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Türkiye, AB süreciyle birlikte farklı bir pozisyona ulaştı. Tam üyelik konusunda daha önümüzde uzun bir süre var. Biz şu anda neye önem veriyoruz derseniz, AB konusunda şu anda biz, Türkiye'nin içinden geçeceği değişimin kendisine önem veriyoruz. Bu transformasyonun kendisi bizim için çok önemli. AB süreci, yıllardır karalama defteri haline gelmiş sistemimizi A'dan Z'ye temize çekeceğimiz bir dönem olacak. Bir düzen olacak. Müzakere dönemi, tabi bu uzun soluklu bir iş. Bunun da farkındayız. Türkiye'nin bu ulusal projesi için azimle ve kararlılıkla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Bu arada, CHP'nin de AB konusunda hükümete verdiği destekten dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.'' ''EKONOMİK PROGRAMI TAVİZSİZ ŞEKİLDE UYGULAYACAĞIZ'' Babacan, Türkiye'nin AB gibi uzun vadeli projelerinin yanı sıra kısa vadeli konularının da bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''3 yıllık yeni ekonomik program, son derece önem taşıyor. Türkiye'nin son yıllardaki başarısının adeta tescil edildiği ve geri dönülmez bir sürece girdiğinin ispatı olacak bu önümüzdeki üç yıl. Bu nedenle, üç yıl için ilan etmiş olduğumuz ekonomik programımızı tavizsiz şekilde uygulayacağız. En ufak bir sapmaya, rehavete kapılmadan ilan etmiş olduğumuz, bütün dünyada da kabul gören ekonomik programımızı büyük bir kararlılıkla uygulayacağız. Kaldı ki, programımızın hedefleri oldukça makul, ulaşılabilir, muhafazakar hedeflerdir. Biz enflasyon hedefimizi bu sene biliyorsunuz yüzde 8 koyduk. Şu anda yüzde 9.2'deyiz. Önümüzde daha 11 aylık dönem var. 9.2'den 8'e düşüreceğiz. Tabi, bahar aylarında dönem dönem enflasyonda küçük artışlar yaşanabilir. Bu, mevsimsellikten gelen sapmalardır. Ama önemli olan, yıl sonu enflasyonudur.'' FAİZLERDE HIZLI DÜŞÜŞLER Faizlerde de hızlı düşüşler yaşandığına işaret eden Babacan, 17 Aralık öncesinde yüzde 23-24 seviyesinde olan iç borçlanma faizlerinin, yüzde 16-17 seviyelerine gerilediğini vurguladı. Babacan, Hazine'nin, tarihinde ilk defa bugün 5 yıllık bir iç borçlanma ihalesi yaptığına dikkati çekerek, daha önce 3 yıllık ihale yapıldığını, ancak 5 yıllık bir ihalenin, Türkiye'nin ciddi ekonomik problemlerinden biri olan borç konusunda da düzelme yaşandığını gösteren somut bir gelişme olduğunu söyledi. ''TÜRKİYE'NİN DIŞARIDAKİ KREDİBİLİTESİ ARTTI'' Türkiye'nin dışarıdaki kredibilitesinin de büyük ölçüde arttığına değinen Babacan, ''40 gün içinde çıkardığımız avro ve dolar tahvilleri büyük ilgi gördü. İlk dolar tahvilimiz, yaklaşık 13 milyar dolarlık bir teklifle karşılandı. Avro tahvili, 5 milyar Avro'nun üzerinde bir teklifle karşılandı. Faiz hadleri de oldukça düşüktü. 12 yıllık avro tahvilinin yüzde 5.7 faizle olduğu dikkate alınırsa, bunun Alman Hazinesi'nin borçlanmasının sadece 2.2 puan üzerinde olduğu görülür. Bu arada, Alman Hazinesi en düşük faizle borçlanan hazinedir'' diye konuştu. Ali Babacan, daha sonra Bursa OSB'deki Korteks fabrikasını ziyaret ederek, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zorlu ve Zorlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ile bir süre görüştü.