Bakan Ali Babacan, Handelsblatt’a yaptığı açıklamada, ekonomideki büyük değişime dikkat çekerek, “Uzun vadeli reformlar müzakere sürecinde yoğunlaşacak” ded
Abone olDevlet Bakanı AliBabacan, Türk ekonomisinin son yıllarda büyük bir değişim yaşadığını söyledi. Bakan Babacan, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’a yaptığı açıklamada, “Türk ekonomisi son yıllarda büyük bir değişim yaşadı. Uzun vadeli reformlar başlattık. Bu reformlar müzakere sürecinde daha da yoğunlaşacak” dedi. Öncelikli olarak sosyal güvenlik sistemini ele aldıklarını belirten Babacan, “Hem emeklilik hem de sağlık sistemini ele alacağız. Vergi ve finansman hizmetleri konusunda da değişiklikler yapacağız. Bu reformların AB’de nasıl olduğunu ayrıntılı şekilde inceledik” dedi. Babacan, gelecek 3 yıl içinde IMF’ye verilen sözler doğrultusunda yüzde 6,5’lik bütçe fazlası sağlamak zorunda olduklarını ifade ederek,”Biz bunu IMF ile stand-by programı hazırlanmadan önce AB üyelik programımıza yazmıştık. Bu arada bütçe yapımızı tamamen değiştiriyoruz. Sosyal giderlere daha çok önem veriyoruz. Tarihimizde ilk kez 2003 yılında eğitim harcamaları başı çekti. Bu, 2005 yılında da böyle olacak” dedi. MAASTRİCHT KRİTERLERİ 2006’DA MÜMKÜN Türkiye’nin bütçe açığı konusunda 2006 yılında Maastricht kriterlerini yerine getirebilecek duruma geleceğini ifade eden Babacan, “Daha sonra sırada boçlanma kriterleri var. Kamu borçlarını 2007 yılı sonuna kadar GSMH’nin yüzde 60’ının altına düşürmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu. Enflasyon konusunda bir tahminde bulunmanın zor olduğunu kaydeden Babacan, “Şu anda enflasyon yüzde 10’un altında. Bu oranı 2007 yılı sonunda yüzde 3’e indirmeyi hedefliyoruz. Enflasyon konusunda 2006 yılı hedefimiz ise yüzde 5. AB’nin faiz hedeflerine en son biz ulaşacağız. Ancak bu yine de çoğu kişinin tahmin ettiğinden daha erkenolacak” dedi. Gelecek 3 yıl içinde ortalama yüzde 5’lik bir büyüme hızı beklediklerini ifade eden Babacan, şunları söyledi: “Geçen 3 yıl içinde normalin üzerinde bir büyüme hızımız oldu. Buyıl yüzde 10’luk bir büyümemiz var. Bu nedenle şimdi daha durgun bir dönem bekliyoruz. Bir çok gözlemci yüksek beklentiler içinde. Ancak biz gerçekci kalmak istiyoruz. Türkiye’nin gelecek 9 yıl içinde AB için önemli bir ekonomik yük teşkil etmeyecek. AB finansman planı, 2013 yılına kadar zaten belli. Bu tarihten sonrası için de kendimizi AB fonlarına göre ayarlamadık. Daha çok kendi reformlarımıza güveniyoruz. Dikkatli bir para ve finansman politikası da bunun anahtarı. AB yardımlarına dayanan bir kalkınma programına önem vermiyoruz.” Bakan Babacan, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarının korunması için çaba sarfedilmesi gerektiğini kaydederek, “Özel şirketlerin iş imkanı yaratmaları lazım. Devlet ekonomiden çekilecek. Bu daha az bürokrasi ve daha fazla hukuki güvence anlamına geliyor. Özelleştirmeyi daha da hızlandıracağız ve yatırımcıların buna olumlu tepki göstereceğine inanıyoruz” diye konuştu.