Ekonominin patronu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı.
Abone olBabacan, 2012 için büyüme beklentilerini yüzde 3,2'ye çektiklerini söyledi. Hükümet, bu sene yüzde 4 büyüme hedefi koymuştu.
Başbakan Yardımcısı, yıl sonu enflasyon beklentilerini de yüzde 7,4'e yükselttiklerini kaydetti. Yıl sonu enflasyonu yüzde 6,5 olarak hedefleniyordu.
2013 DAHA İYİ OLACAK
Babacan, Türkiye ekonomisinin 2013 yılında da büyümeye devam edeceğini belirterek, ''2013 yılı da 2012 yılından daha iyi bir yıl olacak'' dedi.
Babacan, kamu borcunun GSYH'ye oranının 2012'de yüzde 36,5, 2013'te yüzde 35, 2014 yılında yüzde 33, 2015'te yüzde 31 olmasını beklediklerini söyledi.
SURİYE KRİZİNİN EKONOMİYE ETKİSİ SINIRLI
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Suriye ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerle ilgili Suriye'deki olaylar öncesinde iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin sınırlı olduğunu belirterek, ''Suriye'deki olayların ekonomimize etkisi de sınırlı olmuştur ve sınırlı olmaya devam edecektir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önümüzdeki dönemde özellikle gelişmiş ülke ekonomileri kaynaklı belirsizlik ve risklerin devam edeceğini belirterek, ''Zor bir dış konjonktüre rağmen Türkiye ekonomisi, olumlu bir performans göstermeye devam etmektedir. Kredibilitesi yüksek OVP'lerin kararlılıkla uygulanıyor olması, Türkiye'nin göstermiş olduğu bu performansa büyük katkı sağlamıştır'' dedi.
ORTA VADELİ PROGRAM AÇIKLANDI
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le birlikte Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısıyla 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı.
Babacan, burada yaptığı konuşmada, uzunca bir süredir üzerinde çalışılan OVP'nin dün akşam itibariyle tamamlandığını ve Bakanlar Kurulu Kararı ile bugün öğle saatlerinde Resmi Gazete'de yayımlanacağını söyledi.
Dünya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Babacan, küresel krizin başlamasıyla birlikte, yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinde henüz bir istikrar ortamının sağlanamadığını ifade etti.
Önümüzdeki dönemde, özellikle gelişmiş ülke ekonomileri kaynaklı belirsizlik ve risklerin devam etmekte olduğuna işaret eden Babacan, ''Zor bir dış konjonktüre rağmen Türkiye ekonomisi, olumlu bir performans göstermeye devam etmektedir. Kredibilitesi yüksek OVP'lerin kararlılıkla uygulanıyor olması, Türkiye'nin göstermiş olduğu bu performansa büyük katkı sağlamıştır'' dedi.
Babacan, küresel krizin dünya ekonomileri üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınan önlemlere rağmen devam ettiğini ve ülke ekonomilerindeki yavaşlama eğiliminin sürdüğünü vurgulayarak, küresel ekonominin özellikle Avro Bölgesi'nde yaşanan sorunların, ticaret ve güven kanallarıyla diğer bölgelere yayılması sonucu tekrar zayıflamaya başladığını bildirdi.
Avro Bölgesi'nde yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin, küresel görünüm üzerinde belirleyici olmaya devam ettiğine dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
DÜNYADAKİ BELİRSİZLİKLER
''2009 yılında yaşanan daralma sonrasında 2010 yılında dünya ekonomisi toparlanma sürecine girmiş ve yüzde 5,1 oranında büyümüştür ancak 2011 yılında bu toparlanma süreci sürdürülememiştir. Avrupa Birliği'nde (AB) yaşanan mali çalkantılar ve bunun bankacılık kesimine olan yansımalarıyla ekonomi politikasına yönelik karar alma süreçlerinde yaşanan belirsizlikler, gelişmiş ülkelerde büyüme performansının beklenenden daha düşük seyretmesine neden olmuştur. Bu durum, gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerin büyümelerine de olumsuz şekilde yansımaktadır. Bu gelişmelerle birlikte 2011 yılının Mart ayında, Japonya'da yaşanan felaketlerin, tedarik zincirine olumsuz yansımaları ve Orta Doğu ile Kuzey Afrika bölgelerinde yaşanan siyasi belirsizlikler, 2011 yılında dünya büyümesinin yüzde 3,8'e gerilemesine yol açmıştır.
Dünya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler sonucunda uluslararası kuruluşlar, büyüme tahminlerini aşağı doğru revize etmiştir. 2012 yılı dünya büyümesini, 2011 yılı Eylül ayında yüzde 4 olarak tahmin eden Uluslararası Para Fonu, 2012 yılı Ekim ayında ki bugün açıklana rakamdır bu... Bu tahmini yüzde 3,3 seviyesine indirmiştir. Yine 2013 yılı için büyüme beklentisi, geçen yılın bu zamanlarına göre 0,9 puan düşürülmüş ve 2013 dünya büyüme beklentisi de şu anda sadece yüzde 3,6'ya çekilmiştir.''
AVRO BÖLGESİ'NİN TÜMÜNDE 0.4 PUAN DARALMA BEKLENİYOR
Babacan, Avro Bölgesi'ne bakılınca, özellikle Avrupa Birliği'nde krizle mücadele amacıyla önemli adımların atıldığını ancak ekonomilerin canlandırılması yönünde ve kamu dengelerinde kayda değer bir ilerlemenin sağlanamadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Avro Bölgesi liderlerinin, krizle mücadele etmek için kurumsal yapının güçlendirilmesi, bankacılık birliği yol haritasının oluşturulması, ortak denetim mekanizmasının kurulması, kurtarma fonlarına esneklik kazandırılması, Avrupa İstikrar Mekanizması'na bankaları doğrudan sermayelendirme yetkisinin verilmesi konularında önemli kararlar aldığını ancak bu kararların ayrıntıları ve nasıl uygulanacağına yönelik belirsizliklerin devam ettiğini ve bunun da küresel ekonomi açısından önemli bir risk oluşturduğunu ifade etti.
Bu gelişmelere paralel olarak Avrupa'da yüksek seyreden borç oranları ve zayıf bankacılık yapısının, Avro Bölgesi'ne yönelik büyüme tahminlerinin de aşağı yönlü revize edilmesine yol açtığını belirten Babacan, geçen yıl bu zamanlar, Avro Bölgesi yüzde 1,1 oranında büyür diye tahmin edilirken, bugün itibariyle Avro Bölgesi'nin tümünde 2012 yılı için 0,4 puanlık bir daralmanın öngörüldüğünü kaydetti.
Başbakan Yardımcısı, 2013'te ise Avro Bölgesi'nin yalnızca 0,2 oranında büyüyebileceğinin beklendiğini ifade etti.
BAŞTAN AŞAĞI REVİZE EDİLDİ
Sadece gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de büyüme tahminlerinin aşağı doğru revize edildiğini dile getiren Babacan, ''Gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına bakacak olursak; geçen yıl, 2012'de yüzde 6,1'lik bir büyüme öngörülüyordu. Bugün içinde bulunduğumuz durum itibariyle sadece yüzde 5,3'lük bir büyüme öngörülüyor. Buna Çin, Hindistan gibi ülkeler de dahil. Gelecek sene için büyüme beklentileri de yüzde 6,5'ten yüzde 5,6'ya aşağı doğru yaklaşık 1 puan revize edilmiş durumda'' diye konuştu.
Dünya ticaretine de değinen Babacan, ticaretin 2009 yılındaki sert daralmadan sonra 2010 yılında hızlı bir toparlama yaşadığını ancak 2011, 2012, 2013 derken dünya ticaretinin artış hızının kriz öncesi dönemlere göre daha düşük seyrettiğini anlattı.
İŞSİZLİK ORANLARINDA OLUMSUZ TABLO
İşsizlik oranlarında da olumsuz bir tablonun göründüğüne dikkati çeken Babacan, Avro Bölgesi'nde işsizlik oranlarının artmaya devam ettiğini, 2013'e ilişkin en son tahminin, işsizlik oranının artmaya devam ederek yüzde 11,5'e ulaşacağı yönünde olduğunu kaydetti.
Babacan, ABD'deki işsizlik oranlarında ise 2011 ve 2012 yıllarında bir toparlanma görülse de bu toparlanmanın artık yavaşlamasının beklendiğini ifade etti.
KAMU BORÇ STOKU GELİŞMİŞ ÜLKELERİN DERDİ
Kamu borç stokunun, gelişmiş ekonomilerin en büyük problemlerinden biri olduğunu vurgulayan Babacan, ABD'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı 2007 yılında yüzde 67 iken, gelecek yıl yüzde 111'e çıkmasının beklendiğini ifade etti.
''Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar yüksek bir artış, gerçekten dikkatle izlenmesi gereken bir durum'' diyen Babacan, Avro Bölgesi'nde kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının da alınmış veya alınacak bütün tedbirlere rağmen artmaya devam ettiğini söyledi.
PETROL FİYATLARININ 110 DOLARDA SEYREDECEĞİNİ SANDIK
Babacan, petrol fiyatlarının ise yüksek ve dalgalı seyrettiğine işaret ederek, ''Biz, OVP döneminde petrol fiyatlarının yaklaşık 110 dolar seviyesinde seyredeceğini varsaydık. Bu, aynı zamanda uluslararası kuruluşların beklentileriyle yakın ama daha çok da bizim petrol tedarik ettiğimiz ülkelerin arz durumunu ve bizim talep kompozisyonumuzu dikkate alan bir değerlendirme'' diye konuştu.
ORTA VADELİ PROGRAMIN AYRINTILARI SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Mali Planda, büyümeyi potansiyel seviyesine çıkarmak, istihdamı artırmak, kamu dengelerini iyileştirmek, enflasyonla mücadeleye devam etmek, cari işlemler açığındaki düşüş eğilimini sürdürmek, yurtiçi tasarrufları artırmak ve bunların sonucunda makroekonomik istikrarı güçlendirmek ekonomi politikasının temel amacı olarak belirlendi.
Yüksek Planlama Kurulu'nun 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Mali Plana ilişkin kararı Resmi Gazete'nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlandı.
Maliye politikasının, gelir, harcama ve borç stoku büyüklükleri gözetilerek makroekonomik istikrarın sürdürülmesine, özel sektör öncülüğünde bir büyüme sürecinin desteklenmesine, cari açıkla ve enflasyonla mücadele edilmesine yardımcı olacak bir yaklaşımla yürütüleceği belirtilen planda, ''mali hedeflerden sapmaya yönelik güçlü emarelerin ortaya çıkması durumunda gerekli politika müdahaleleri yapılacağı ve mali disiplininin korunacağı'' ifade edildi.
Etkin bir kamu mali yönetiminin, giderlerin rasyonel bir şekilde önceliklendirilmesini ve kaynakların bu önceliklere göre tahsisini esas alması gerektiği belirtilen planda, şunlar kaydedildi:
''Bu çerçevede, Mali Plan döneminde kamu gider mevzuatının rasyonelleştirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülecek. 2013-2015 yıllarını kapsayan dönemde, çok yıllı bütçeleme anlayışının uygulanmasında elde edilen tecrübeler de göz önüne alınarak kaynak tahsisinde etkinliğin artırılması hususu temel önceliklerden birisi olmaya devam edecek. Bu çerçevede, kamu idareleri, ödenek tavanlarını dikkate alarak belirlenen öncelikler çerçevesinde kendi kaynak tahsislerini gözden geçirecek ve önceliğini yitirmiş faaliyetler ile projeleri tasfiye edecekler.''
BÜYÜMEYİ VE İSTİHDAMI DESTEKLEYEN HARCAMALARA YÖNELİK
2013-2015 dönemi merkezi yönetim bütçesi gelir ve gider tahminlerinin belirlenmesinde, Orta Vadeli Program'da öngörülen makroekonomik göstergelerin esas alındığı ifade edilen planda, kamu idareleri tarafından 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin olarak sunulacak bütçe tekliflerinde söz konusu göstergelerin dikkate alınacağı belirtildi.
Söz konusu 2 yıllık dönemde izlenecek maliye politikasının, büyümeyi potansiyel seviyesine çıkarmayı, istihdamı artırmayı ve kamu dengelerini iyileştirmeyi hedeflediğine işaret edilen planda, Mali Plan döneminde, ''büyümeyi ve istihdamı destekleyen harcamalar ile bölgesel gelişmişlik farklarını azaltan harcamalara daha fazla önem verileceği'' kaydedildi.
Planda; sağlık, eğitim ve sosyal nitelikli harcamalara öncelik verilmesi suretiyle toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve beşeri sermayenin niteliğinin arttırılmasına yönelik politikaların uygulanmaya devam edileceği ifade edildi.
KAMU YATIRIMLARI
Orta ve uzun vadede ekonominin verimliliğini ve üretken yapısını destekleyen altyapı yatırımlarına ağırlık verileceği belirtilen planda, şunlar kaydedildi:
''Eğitim, sağlık, teknolojik araştırma, ulaştırma, içme suyu ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik altyapı yatırımlarına öncelik verilecek. Kamu yatırımları; başta Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Konya Ovası Projesi (KOP), Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) kapsamındaki yatırımlar olmak üzere bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmayı ve bölgesel gelişme potansiyelini değerlendirmeyi hedefleyen ekonomik ve sosyal altyapı projelerine yoğunlaştırılacak.''
Mali Plan döneminde, gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlanması ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek, gelir ve fiyat istikrarı sağlanacak şekilde tarımsal desteklerin, alan ve ürün temelinde farklılaştırılarak üretimde etkinlik, verimlilik ve kaliteyi artırmaya yönelik olarak düzenleneceği de bildirildi.
HARCAMA PROGRAMLARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK
Harcama programlarının verimlilik artışı sağlamak amacıyla gözden geçirileceği ve bu amaçla idari bir mekanizma oluşturulacağı belirtilen planda, 2013-2015 döneminde Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında kamu idarelerinin, mali yönetim ve kontrol ile iç denetim alanında görev ve sorumluluklarını etkili bir şekilde yerine getirebilmelerini sağlamak üzere idari kapasite geliştirilmesine yönelik faaliyetlere devam edileceği belirtildi.
Mali yönetim ve iç kontrol ile iç denetim faaliyetlerinin genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde etkin bir şekilde uygulanması için gerekli çalışmaların sürdürüleceğine işaret edilen planda, ''Kamu idarelerinin uluslararası standartlar çerçevesinde Kamu İç Kontrol Standartlarına ve Kamu İç Denetim Standartlarına uyum düzeyini artıracak çalışmalara devam edilecek ve faaliyetlerinde bu standartları esas almaları sağlanacak. Ayrıca, kamu idarelerinin karar alma süreçlerini güçlendirmek, mali saydamlık ve hesap verilebilirliği artırmak amacıyla stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme yaygınlaştırılacak'' ifadelerine yer verildi.
Kamu taşınmazlarının etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması ve ekonomiye kazandırılması için gerekli tedbirlerin de alınacağı belirtilen planda, kamu mali yönetiminde saydamlığın önemli bir unsuru olan kamu mali istatistiklerinin uluslararası standartlarla uyumlu olarak yayımlanacağı ve kamu mali yönetim bilgi sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmaların yürütüleceği kaydedildi.
BÜTÇE GELİRLERİNE İLİŞKİN TEMEL POLİTİKALAR
Bütçe gelirlerine ilişkin temel politikaların da yer aldığı planda, Mali Plan döneminde uygulanacak gelir politikalarının temel amacının vergilemede adalet ve etkinliğin arttırılması, istihdamın ve yatırımların teşviki, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, rekabetin geliştirilmesi ve daha etkin bir vergi sisteminin yaratılması olduğu belirtildi.
Bu çerçevede, ''vergi kanunları ile uygulamalarında istikrar ve sadeliği sağlayıcı düzenlemeler yapılacağı'' ifade edilen planda, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu başta olmak üzere temel vergi kanunlarının gözden geçirilmesi çalışmalarının gelecek dönemde tamamlanacağı, vergiye gönüllü uyumun arttırılması ve vergi tabanının genişletilmesine yönelik çalışmalara devam edileceği bildirildi.
Cari açığı ve dışa bağımlılığı azaltmak için katma değeri yüksek ürün ve hizmet ihracatı ile ithal edilen ara malları ile yatırım mallarının yurtiçinde üretiminin desteklenmesinin sürdürüleceği belirtilen planda, şu ifadelere yer verildi:
''Uluslararası alanda rekabet gücünün arttırılması amacıyla sınai mülkiyet haklarının ticarileştirilmesine yönelik teşvik tedbirlerine ilişkin çalışmalar sürdürülecek.
Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesine, yatırım, istihdam ve ihracatın arttırılmasına, sanayide yüksek katma değerli ürünler geliştirilerek ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulmasına ve ülkeye giren doğrudan sermaye yatırımlarının arttırılmasına yönelik vergi politikası uygulamalarına devam edilecek.
Ekonominin dinamizm kaynağı olan KOBİ'lerin optimal işletme büyüklüğüne ulaştırılması, finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ve ucuzlatılması ile Ar-Ge kapasitelerinin arttırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecek.''
İstisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle oluşan vergi harcaması tutarlarının, kamu idarelerinin istatistiki altyapılarının geliştirilmesine paralel olarak veri temininin artması ile hesaplanmasına ve kamuoyu ile paylaşılması çalışmalarına da devam edileceği kaydedilen planda, işgücü piyasasında başta kadınlar olmak üzere gençler ile dezavantajlı grupların istihdamının arttırılması, işletmelerin ilave istihdam oluşturması ve kayıt dışının engellenmesi için gerekli düzenlemeler yapılmasına devam edileceği belirtildi.
Planda, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi Stratejisi ve finansal araçların vergilendirilmesi kapsamında, vergisel düzenlemelerle rekabet gücü arttırılarak finansal işlemlerin ülkemizde yapılmasının sağlanmasına, finansal kurum ve yatırımcılar için belirsizliği giderici ve uygulamada uzmanlaşmayı sağlayıcı tedbirler alınmasına, halka açık olmayan şirketlerin sermaye piyasasına açılması sağlanarak sermayenin tabana yayılmasına yönelik çalışmalara da devam edileceği bildirildi.
Yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılmasına ilişkin düzenlemelere yönelik çalışmaların da sürdürüleceği ifade edilen planda, rekabet gücünün artırılması, ekonomide kayıt dışılığın azaltılması amacıyla 2011-2013 dönemi Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı'nın kararlılıkla uygulanacağı ifade edildi.