BIST 9.660
DOLAR 34,59
EURO 36,37
ALTIN 2.917,48
HABER /  GÜNCEL

Babacan Krueger'e tepki gösterdi

Devlet Bakanı Ale Babacan IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in asgari ücretin yüksek olduğu yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi.

Abone ol

Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF’yle asgari ücret konusundaki en büyük tartışmayı 2004 yılında yaptıklarını, IMF’nin asgari ücretin artırılmasının enflasyonu olumsuz etkileyeceği yönündeki endişelerinin gereksiz olduğunun ortaya çıktığını söyledi. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in asgari ücretin yüksek olduğu yönündeki açıklamalarını ise Babacan, "O kendilerinin görüşüdür. Biz Türkiye için en iyisi neyse onu yapacağız" diye yorumladı. Babacan, NTV’de katıldığı bir programda gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Krueger’in asgari ücretle ilgili açıklamalarının anımsatılması üzerine Babacan, yeni stand-by’la ilgili görüşmelerde asgari ücretle ilgili özel bir konunun gündeme gelmediğini söyledi. IMF’yle asgari ücret konusundaki en büyük tartışmayı 2004 yılının başında yaptıklarını hatırlatan Babacan, enflasyon hedefi yüzde 12 iken asgari ücrete 2004 yılında yüzde 40’lık artış verdiklerini bildirdi. Babacan, IMF’nin enflasyonun olumsuz etkileneceği yönünde çok ciddi endişelerinin bulunduğu belirterek, Merkez Bankası, Hazine ve diğer kuruluşlarla birlikte bir çalışma yaptıklarını ve asgari ücretteki yüzde 30-35’lik artışın enflasyonist olmayacağını belirlediklerini söyledi. Krueger’in açıklamalarının bir soru üzerine gündeme geldiğini savunan Babacan, şöyle devam etti: "Bu planlı verilen bir mesaj değil. Sadece soru üzerine, konu konuyu açıyor. 2004 yılında büyük bir tartışma konusu olduğu için oradan görüşleri onların farklı açıkçası. Ama biz Türkiye’yi iyi biliyoruz, çok iyi tanıyoruz. Türk insanının özelliklerini de, Türk ekonomisinin yapısını da çok iyi biliyoruz. Biz asgari ücrete geçen yıl yüzde 40 zam verdik. Enflasyon yüzde 9.3’le hedefin altında gerçekleşti. Çünkü dersimizi çalışmışız. Asgari ücretteki yüksek artışın kesinlikle zarar vermeyeceğini belirledik. 2001 yılındaki krizde çalışanlar çok büyük gelir kaybı yaşadı. Bazılarının zararı telafi edildi; bazılarınınki edilmedi. Reel asgari ücret ve verimlilik arasında açık oluşmuştu. IMF’nin endişelerinin gereksiz olduğu ortaya çıktı. O kendilerinin görüşüdür, olabilir. Biz Türkiye için en iyisi neyse her zaman onu yapacağız." "DIŞARIDAN BANKACILIK SEKTÖRÜNE TAZE SERMAYE GİRİŞİ ŞART" Yabancıların Türk bankacılık sektörlerine girişinin etkilerinin sorulması üzerine Babacan, artık yabancı ve yerli sermaye ayrımının söz konusu olmadığını, uluslararası sermayenin bulunduğunu söyledi. Babacan, bankacılık sektörünün hızla büyümesi gerektiğini belirterek, bankaların aktiflerinin GSMH içindeki payının yüzde 70 düzeyinde bulunduğunu, bu oranın diğer ülkelerde yüzde 250-300’ü bulduğunu bildirdi. Babacan, bankacılık sektörünün gelecek dönemde sermaye ihtiyacının olabileceğini ifade ederek, "Biz Türkiye ekonomisinin büyümesini istiyorsak, büyük bir bankacılık sektörüne ihtiyacımız var. Büyük bankacılık sektörünün de sermayesinin büyük olması lazım. Bunu Türkiye’den bulamayabilir. Mutlaka kapıları açık tutmamız lazım. Yüzde 30-50-80 gibi hiçbir yüzde telaffuz etmememiz lazım. Dışardan bankacılık sektörüne taze sermaye girişi şart. Kısıtlamalarla bu kapıları kapatırsak ekonominin üzerine büyük bir engel, bariyer koymuş oluruz. Telaffuz dahi etmemeliyiz böyle şeyleri" dedi. "ZİRAAT VE HALKBANK’LA İLGİLENEN ULUSLARARASI KURULUŞLAR VAR" Ziraat Bankası ve Halk Banaksı’nın özelleştirme süreçlerinin başlatıldığını kaydeden Babacan, bunun yolunu en başta halka açılma olarak düşündüklerini söyledi. Bankacılık sektöründeki hızlı aktivitenin bir yan etkisi olarak Halk Bankası ve Ziraat’le ilgilenen uluslararası kuruluşların bulunduğunu ifade eden Babacan, "Bir yandan halka arz yoluyla hazırlıklarımız devam ederken, öte yandan da gelecek tekliflere de açık olacağız. Bankacılık sektörünün hızla gelişmesi için ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor" diye konuştu. "ARACILIK MALİYETLERİNİ AŞAĞIYA ÇEKMEMİZ LAZIM" Babacan, aracılık maliyetlerinin mutlaka düşürülmesi gerektiğini belirterek, bu konunun niyet mektubunda da yer aldığını bildirdi. Babacan, "Aracılık maliyetlerini hızla aşağıya çekmemiz gerekiyor. Aksi halde Türkiye’deki aracılık maliyetini yüksek tuttuğumuz zaman bankacılık sektörünün bir kısmını yurtdışına taşıyoruz; bu da off-shore dediğimiz bankacılık sektörü oluyor. Ankara’nın ortasında banka şubesinde off-shore veznesi var. Aracılık maliyetlerini minumuma, hatta sıfıra indirmeyi çok arzu ediyoruz" dedi.