BIST 9.949
DOLAR 35,24
EURO 36,73
ALTIN 2.984,12
HABER /  GÜNCEL

Babacan karanlık çevrelere seslendi

TOBB'un toplantısına katılan Devlet Bakanı Ali Babacan göndermelerde bulundu. Türkiye'nin korku tünelinden geçtiğini söyleyen Babacan'ın sözleri ise şöyle oldu:

Abone ol

Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin çok uzun ve çok karanlık bir korku tünelinden geçtiğini ancak o günleri geride bıraktığını belirterek, "Hala o karanlık tünelin içinde kalan bazı çevrelere sesleniyorum. Boşuna beklemesinler. Beyhude çaba sarfetmesinler. Bu tren bir daha asla o tünele uğramayacak." dedi. Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde kurulan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kurulu toplantısına katıldı. Babacan burada yaptığı konuşmada çözümsüzlüğün, kaosun, karmaşanın, umutsuzluğun, yarı yoldan dönmenin Türkiye'nin kaderi olmadığını, bu ülkede iyi şeylerin de olabileceğini göstermek için çalıştıklarını ifade ederek, kimin ne projesi varsa, ne yeteneği varsa bunları Türkiye'nin yararına sunmak istediklerini söyledi. Türkiye'nin çok uzun ve çok karanlık bir korku tünelinden geçtiğini ancak o günleri şimdi geride bıraktığını vurgulayan Babacan, "Bugün Türkiye ekonomisi çok daha güçlü, çok daha dirençli bir yapıya kavuşmuş durumda. Hala o karanlık tünelin içinde kalmış bazı çevrelerin ısrarla Türkiye'yi yeniden karanlığa çekmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Ben buradan hala o tünelde bekleyenlere bir kez daha seslenmek istiyorum. Boşuna beklemesinler. Beyhude çaba sarfetmesinler. Bu tren bir daha o tünele uğramayacak. Eskiye özlem duyanların, geçmişin karmaşasını, kaosunu özleyenlerin artık değişen Türkiye'yi, çehresini yenileyen Türkiye'yi farketmeleri gerekiyor" diye konuştu. Babacan, Türkiye'nin artık 'ne olacak bu memleketin hali' soruları yerine 'isteyince oluyormuş' sözlerinin söylendiği bir ülke haline geldiğinin altını çizerek Türkiye'nin önüne bir yol haritası çizdiğini ve hedeflerini kararlılıkla gerçekleştirdiğini söyledi. Ekonomide özellikle geçen haftalarda çok iyi gelişmeler olduğunu belirten Babacan, bu gelişmelerin, hükümetin ekonomik programıyla uyumluluk gösterdiğini ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti: "Ekonomide güven ve istikrar tesis edildi. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyüme trendine girildi. Aynı zamanda büyüme, kamu eliyle değil öngördüğümüz gibi özel sektör eliyle gerçekleşti. Benzeri sevindirici gelişmeler enflasyonda da yaşandı. TEFE ve TÜFE'de bir kez daha aylık enflasyon eksi olarak gerçekleşmiş, yıl sonu hedefimizle tutarlı bir enflasyon rakamı yakalandı. Dış ticaret ve turizm gelirlerinde de yine sevindirici gelişmeler yaşandı. Bankacılıktan tarıma, enerjiden sosyal güvenliğe kadar birçok alanda reform niteliğinde düzenlemeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz." Doğrudan yatırımlar konusunda hükümetin ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile önemli gelişmeler yaşandığını belirten Babacan, bu sayede Türkiye'nin uluslararası saygınlığının arttığını ifade etti. Babacan, 2003 yılı Haziran ayında kabul edilen Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nun, Türkiye ekonomisi için bir dönüm noktası oluşturduğunu vurgulayarak, bu kanunun yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 bine yakın yabancı sermayeli şirketin kurulduğunu ve bu sayede 900 milyon dolarlık uluslararası sermaye girişinin yaşandığını kaydetti. Babacan, "Başlangıcından Kanun çıkana kadar kurulan yabancı sermayeli şirket sayısının 6 bin 600 olduğu hatırlanırsa bir yılda 2 bin şirketin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılacak. Ancak bir yaptıklarımızı yeterli olarak görmüyoruz. Türkiye'nin çok daha fazla yatırıma ihtiyaç duyduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu. Türkiye'nin yabancı yatırımcıları çekmesi için gerekli yapısal reformları yaptıklarını dile getiren Babacan, yerli ve yabancı sermayenin siyasi ve ekonomik istikrar ortamında yatırım yapacağını belirtti. Babacan, AK Parti Hükümeti ile Türkiye'de siyasi istikrarın yakalandığını ve bununla birlikte ekonomik istikrarın da yakalandığını belirterek, "Nerede kimin bir mazereti varsa, kim neden yakınıyorsa onun üzerine kararlılıkla gitmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla ne sadece laf üretmek ne de sadece mazeret üretmek gibi bir seçeneğimiz kalmadı. Bu yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacaktır. Ben buna gönülden inanıyorum. Reel sektörün de inandığını biliyorum" dedi.