Aziz Nesin bugün yaşasaydı...
Geçtiğimiz günlerde Çankaya Belediyesi’nin düzenlediği ‘Uluslararası Mizah Festivali’, “Aziz Nesin Ankara’da” başlığıyla izleyiciyle buluştu.
Abone olYirmi yıl önce yitirdiğimiz dünyaca ünlü mizah yazarı Nesin’in ardından da ‘Azizlikler’ hiç eksik olmadı. Ustası Aziz Nesin’in mizahı, yaşamı, hakkında açılan davaları, mahkûmiyetleri, ortak anıları, paylaştığı anekdotları konuklara aktaran gazeteci-mizah yazarı Mert Ali Başarır izleyicilere bir de sürpriz yaptı.
Konuşmasının son bölümünü “Aziz Nesin bugün yaşasaydı, gündemdeki konuları mizahının süzgecinden nasıl geçirirdi?” ‘ye ayırdı. İzleyicilerden gelen soruları, ustası Aziz Nesin’in ona olan hoşgörüsüne ve samimiyetlerine dayanarak yanıtladı. Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi Salonu’nda düzenlenen etkinlikte Aziz Nesin adına Mert Ali Başarır’a yöneltilen sorular ve cevapları:
"MUTEBER OLAN ‘AKİL ADAM’ DEĞİL, ‘MÜSTAKİL ADAM’DIR"
-‘Akil adamlar’ için ne düşünüyorsunuz?
-‘Atanmış’ akil adam olmaz bir defa. Zaten muteber olan ‘akil adam’ değil, ‘müstakil adam’dır. ‘Kadirizm’ ne yapacak? Sevgili Kadir, biliyorsunuz setlerde kadın oyuncuları hep motive eder. Bu çözüm süresince Kadir İnanır, Türkleri mi motive edecek, Kürtleri mi aktive edecek? Peki, Orhan Baba hangi şarkıyı söyleyecek? Kana kulluk edene/ Yazıklar olsun… Bu kan duracak… Kızılay’ın stoklarında bile bu kadar kan yok.
-Fazıl Say’ın mahkumiyetiyle ilgili görüşleriniz?
- Sayın başbakan her tarafa ‘say’dırıyor. Demek ki sıra Fazıl Say’a gelmiş. Fazıl ‘İstanbul Senfonisi’ besteleyeceğine, ‘Kanal İstanbul’ üzerine bir ‘prelüt’ çalışması yapsa işte sana akil adam… ‘Pisküvitçi’ Devlet Bahçeli, prelüdü duyunca “Fazıl Say, flütte mi çalıyormuş?” diye sormuş.
Fazıl’a “Hırt” demiş, co-başbakan yani başbakan yardımcısı ‘Bülent Rınç.’ Fazıl da, Sayın Rınç’a “Pırt” dese hava kötü kokacak. Zaten Türkiye’de siyasilerin ‘zırt, pırt’ konuşması sadece bize özgü.
Fazıl’ın babası da müzisyen… Başbakan “beni meşgul etme Fazlı… Babanı da al git” diyebilir. Fazıl Say’dan sonra AKP’liler önerge verdiler biliyorsunuz… Sıra Sayıştay’a geldi. “Bundan sonra Sayıştay’ı, artık biz sayıştıralım” diyorlar.
-Seçimlerde %10 barajı ve yeni anayasa için ne diyeceksiniz?
-Yüzde 10 seçim barajı artık günümüzün ihtiyaçlarını karşılamıyor. Ben bunu daha 82 Anayasası döneminde söylemiştim. Türkiye’nin yüzde 60’ı (!) demiştim. Hatta günümüzde bu yüzde 70’lere 80’lere çıkabilir.
Başkanlık sistemi için yorumunuz?
Başkanlık sisteminde pay ne olacak, payda ne olacak?
Tam başkanlık sistemi mi? ½ yani yarı başkanlık sistemi mi? Eşcumhurbaşkanı gibi bir format mı? Yani yüzde 50 Gül, yüzde 50 Erdoğan, yoksa ‘barış geçirmiş, genişletilmiş başkanlık’ olarak 1/5 oranı mı söz konusu? Paydalar nasıl eşitlenecek?
‘Rektifiye ediyoruz’ diye Çankaya’nın ‘çanını’ kaldırırlar, amplifiye ederek hoparlörlü hale getirirler. Yakında ‘Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nı da lav ederler. Onun yerine ‘Cumhurbaşkanlığı Hafız Alayı’nı kurarlar. Başına da Pennsylvania Polis Akademisi’nden bir mürit atarlar, olur biter.
4+4+4 eğitim sistemini nasıl buluyorsunuz?
Bu taktik 5+5 cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra geliştirildi. Hatta Türkiye Emlak Müşavirleri Federasyonu’ndan da görüş alınmış. Fakat onlar ‘3+1 rodoşose’, ‘4+1 verandalı’, ‘geniş salonmanjeli 5+1’ şeklinde görüş bildirdiklerinden, konuya pek adapte olamadıkları anlaşılmış, zaten İdris Naim Şahin de bu terminolojileri ‘Kürtçe’ sandığından federasyonu hemen ötekileştirip, itiraz etmiş. Aslında 4+4+4 milli piyango gibi bir şey. Yani 5+1’i, 13+1’i andırıyor… Ya tutarsa hesabı…
Hükümet önce 4-4-2 düşünmüş. Komprador Fatih Terim buna itiraz etmiş, “4-3-1-2 olsun” demiş. Sonunda mutabakatla 4+4+4 düzenine geçilmiş. Otomobil sektörü de hükümeti sübvanse etmek için 4x4x4 cip üretmeye başlayacakmış.
"DEVLET BAHÇELİ ARADA BİR İP ATLIYOR YA DA İP ATIYOR"
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP Genel Başkanı Sayın Cemal Kılıçdaroğlu, pardon ben de bazen isimleri karıştırıyorum Kemal Bey gibi… Kemal Bey, günümüzün Nasrettin Hocalarından… Üstelik de teknolojiyi kullananlardan. Çünkü Kemal Bey, ‘yürüyen merdivenlere’ ters biniyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin desteklediği “Öl de ölelim, vur de vuralım” sloganı için ne dersiniz?
Sayın Devlet Bahçeli ve partisinin “Öl de ölelim, Vur de vuralım. Dur de, duymadan devam edelim” tarzı sloganlar bir geleneği temsil ediyor. Devlet Bey, zaman zaman Osmaniye’de bağ, bahçe işleriyle uğraşıyor, arada bir ip atlıyor ya da ip atıyor. ‘Bahçeli’ soyadı oradan geliyor. Ataları da böyle ‘bahçeli işler’ yapardı.
Çünkü 1978’de Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve faşişttaşlarının 7 TİP’li öğrenciyi hunharca katlettikleri semt Bahçelievler’di. Böylece bu ‘nostaljik slogandan’ dolayı kendilerine Devlet Bahçeli’evler diyebiliriz.
Kürtajın yasaklanmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Çünkü kimi engellemelerden dolayı biraz ‘blokaj’, sıkışınca biraz ‘şantaj’, net olmayan durumlarda biraz ‘kamuflaj’, yerli oto üretiminde ‘otomatik vites’ istenmediği için biraz ‘debriyaj’, deniz üstü araçlara olan zaaftan dolayı biraz ‘kabotaj’, 2-B orman arazilerinin düzenlenmesinden dolayı biraz ‘peyzaj’, pozitif bir ayrımcılıkla(!), evlilik sonrası açılmak kaydıyla biraz ‘ambalaj’, 12 Eylül faşizminin toplum mÖhendisliğinden nasibini aldığı için biraz ‘avantaj’, yeni anayasa adı altında biraz ‘nikelaj’, topu sürekli CHP yarı sahasına attığı için biraz ‘degaj’, 2023’ten 2071’e ‘aktarmasız’ uçtuğu için biraz ‘pilotaj’, 1923, kuruluş unutturulmaya çalışıldığı için biraz ‘sürmenaj’… Dolayısıyla da ‘kürtaj’.
-Başbakan Erdoğan’ın 3 çocuk ısrarı için ne düşünüyorsunuz?
-Tanrım tek çocuklu koyma kullarını
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Tek evlatla zor olur almak seçimi
Çocukların rızkını sen verebilirsin
‘Yeşil İzmir’in üzümü
Çankaya’ya diktim gözümü
Köşkten galiba yok giden
Kime deyim sözümü
Gökte uçan Patriot’lara
Yere konuşmuş Coni’lere
Toprakaltı yatanlara
Ver ver ver ver
Ver Allah’ım ver
Hey tanrım
Bana 3 tane,
3 de yetmez 5 tane
5’te yetmez 7 tane
Çoluk çocuk ver ver
Ver Allah’ım ver…
Zaten ‘4 kadın’ olduktan sonra ‘seri üretime’ geçilebilir.