Aylarca deli gibi çıplak ayak dolaşmış! Ahmet Kaya'nın ağabeyi konuştu
Ahmet Kaya’nın abisi Mustafa Kaya kardeşinin ölümüyle ilgili hiç bilinmeyen yürek sızılarını ilk kez anlattı, meğer öyle bir bunalıma girmiş ki...
Ahmet deyince benim evladım gibi, çocuğum gibi... Ahmet ailenin en sevilen, aileye mutluluk, umut getiren bir çocuktu. Hakikaten de umut getirdi. Erken kaybettiğimiz için üzülüyorum. 28 Ekim akşamı hem ev sahibimiz hem de ebe olan Fatma Hanım Ahmet'i doğurttu. Ben 7 yaşındaydım yıkadılar kucağıma verdiler. O anı anlatamam. Annem 'ver emzireyim' dedi. Öyle bir bağırdı ki Ahmet, 'biz bu çocuk şarkıcı olacak' dedik.
Biz Ahmet'le koyun koyuna yatardık. Gelir yatardı yanıma 'Çek elini buz gibisin' derdim, 'Ya dur çok üşüdüm' derdi. Biz öyle büyüdük.
Sabah saat 10.00 falandı. Telefon çaldı, açtım. Karşıdan bir ses Gülten aradı 'Abi Ahmet'i kaybettik' dedi. 'Ben de konsere gitmiştir, koskoca adam nerede kaybolacak' dedim. 'Öldü' deyince bütün bina başıma yıkıldı. Ben üç dört ay tedavi gördüm, psikolojik... Ayakkabılarım olmadan sokağa çıkıyordum. Kolay değil, 43 yıl birlikte yaşadığın, koyun koyuna yattığın insanı kaybetmek çok zor. İnsanın evladını kaybetmesiyle kardeşini kaybetmesi aynı şeydir. Mesela birbirimizi 2 ay görmesek görüştüğümüzde başlardık ağlamaya. Geçmiş günlerde çektiğimiz acılara ağlardık. Sonra da kahkahalarla başlardık gülmeye.
Ahmet plansız programsızdı, ama bu kariyere ulaşacağı belliydi. 86 – 87 yılında Ahmet, ‘Ahmet Kaya’ oldu.
Emek sinemasında konser verecekti. Bir arkadaşımız ben ve Ahmet oturduk, konser saati geldi dışarısı ana-baba günü…Ahmet sahneye çıkarken kalabalığın içinde birilerine çarptı. O kişi de ‘Biz de sıra da bekliyoruz, sıranı bekle’ dedi. Ahmet de ‘tamam’ dedi. Sahneye çıktı ‘az önce çarptığım arkadaştan özür dilerim’ dedi. İnsanlar şaşırdı çünkü çoğu kişi kalabalığın arasında tanımadı.
Ben kendi adıma konuşayım, elbette ki Serdar Ortaç’la helalleşirdim. Orada Serdar Ortaç’tan daha kalın adamlar vardı. Serdar’dan daha önemli insanlar vardı. Hiç kimse kalkıp da Ahmet’in önünde durmadı. Ya da ona bu tür hakaret içeren sözler söyleyenlerin önünde durmadı. Mehmet Aslantuğ durdu sadece. Düşünce görüş ayrılığı önemli değil bu konularda önemli olan insan olmak. Bir de Nurettin Soydan engel olmaya çalıştı.