BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,36
ALTIN 2.934,49
HABER /  GÜNCEL

Ay'ın her sözünde kasıt aranıyor

Savaş Ay, okuyucu ve izleyiciden gelen maillerden şikayetçi. Çünkü Ay'ın her söylediğinde kasıt aranıyor. Ay'ın Fatih Altaylı'ya da bir mesajı var.

Abone ol Savaş Ay'ı okuyan veya izleyenler onun her sözünde kasıt arar oldular. Ay, isimli yazısında şöyle sitem ediyor.

Yazı : Savaş Ay
Kaynak :


Maşallah ne okuyucu kül yutuyor, ne seyirci. Eskiden futbol ve siyaset konusunda lafı olmayan yoktu, şimdi "medyacılık" eklendi buna. Mail kutumu gelip görseniz halime acırsınız.

Öde bakalım
Çocuğunun kaçıncı sınıfta olduğunu, eşinin sarıdan kızıla dönmüş saç rengini bile bilip fark edemeyen bir dolu değerli kardeş, programdan parmakla kare seçip, yazdığım bir cümlenin içinden sözcük cımbızlıyor. Sonra da zehirli zemberekli satırlar döşenip neyi niye yapmış olduğum konusunda inanılmaz detaylar sunarak hesap pusulası gibi uzatıyor bilgisayar ekranıma.

Fikir yarışı
Mesela şu nasıl? "Savaş efendi. Boşuna nefes tüketip sureti haktan görünme. Van'da bir okulu bulmuşsun. Spor salonunun taş zeminine dümenden isyan edip yaygara yapıyorsun. Amacın spor filan değil. Sen güya Fatih Altaylı ile aşık atı
yorsun. Adam o memleketin, Van'ın çocuğu ya. Demek istiyorsun ki, bakın o memleketine hiçbir şey yapmıyor, ben ta buradan kalkıp gidip Van'a yardımcı oluyorum. Yemezler Savaş kardeşim yemezler. Altaylı ile boy ölçüşeceksen fikrinle ölçüş"

Üşenmemiş
"Ciyaaak!.." diyesim geliyor da, etrafa ayıp olacak. Yahu bin yıl düşünsem aklıma mı gelir böyle bir şey. Fatih kardeşim buradan okusun da gülsün bari durumun garipliğine.

Joker ve şapka
Bir başka mail daha sunayım başlamışken. Adam üşenmemiş aynen şunu yazmış.
"Başınıza kendi şapkalarınızdan başka şapka taktığınızı görmedik yıllardır. Ama nedense Sivasspor maçını izlerken taraftarlardan bir şapka alıp altına da 'İskambil jokeri kukuletası giydim' yazmışsınız. Sivasspor'un lige çıkması sizde nasıl bir karın ağrısı yarattı bilemiyorum. Ama unutmayın Yiğidolar'ın ne jokere ne kukuletaya ihtiyacı vardır. Böyle yazmaya devam ederseniz sizi de kafaya takacaklar olacaktır, uyarırım."

Yakındır
Ve son darbe şu iletiyle geliyor;
"Üstat Necip Fazıl Kısakürek'le ilgili bir program yaptınız. O programa bağlanan pek çok kişi ve yayın konuklarınız sizi öve öve bitiremedi. Bravo dediler, helal olsun dediler. Oysa üstadı sevip saydığınızdan yapmadınız o programı biliyorum. Yakındır yine memlekete zararı dokunmuş bir sanatçıyı (siz onları gayet iyi bilirisiniz) ekrana getireceksiniz mutlaka. Eleştirilerden korktuğunuz için hazırlığınız şimdiden başladı.

Biz de sizin kadar
'Ama ben Necip Fazıl'ı program da yaptım' diyeceksiniz. Son anonsunuzda 'Bütün değerlere sahip çıkalım. Bundan böyle bazı haftalarda bu kıymetli kişileri burada anmaya söz veriyorum' demeniz bunun işaretidir. Çok kurnazsınız Savaş bey. Ama bizler de en az sizin kadar öyleyiz, unutmayın"

Yarın nasılsa
Ahh ahh! Rahmetli babam böyle durumlarda "Ellöf bee!.." derdi. Bu lafın ne manaya geldiğini hâlâ bile anlamış değilim. Lakin öyle bağırınca rahatlardı adamcağız. Ben de babamı taklit ettim; "Ellöf bee!.." diye bağırdım odanın içinde. Sanırım aslında ne demek, ne yapmak istediğimi yarın mail atıp bildirir bana o 'malum şahıslar.'

Yeminlen
Hülasa; ağzımı büzüşümden Ömer diyeceğimi anlayan sezgisi derin kardeşlere sesleniyorum. Hepinizi çoook, çok seviyorum.
Yalanım yok, valla billaa deyip, yemin içiyorum.
Hı hı hııı!..
ani