BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,35
ALTIN 3.040,06
HABER /  GÜNCEL

Aygün'den Zana ve Öcalan'a duyuru

Leyla Zana ve arkadaşlarının şok ilanının yankıları sürüyor. Zana'ya en sert tepkiyi gösterenler arasında ATO Başkanı Sinan Aygün de var. Aygün dava açılmasını istedi.

Abone ol

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Herald Tribune ve Le Monde gazetelerine verilen ilanı kınadığını belirterek, ''Bu ülkeyi Zana ve Öcalan gibilere böldürülmeyeceğimizi herkesin bilmesini isterim. Bu insanların ivedilikle yargı önüne çıkması gerekiyor'' dedi. Türk Ocakları Genel Merkezi ve ATO tarafından ortaklaşa düzenlenen ''21. Yüzyılda Türkiye: Geleceğe Bakış'' sempozyumu ATO Konferans Salonu'nda yapıldı. Sempozyumun açılışında konuşan ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik konusuna değinirken, AB sürecinin 17 Aralık'ta yeni başlamış olacağını söyledi. ''17 Aralık'ta cin şişeden çıkacak. Bu cinin iyi huylu bir cin olacağına inanmıyorum'' diyen Aygün, 17 Aralık'ta Türkiye'ye müzakere tarihi verilse bile bunun bir ''oyalama tarihi'' olacağını savundu. Türkiye'nin sonunun AB'ye tam üyelik değil, ''tam kölelik'' olacağını düşündüğünü savunan Aygün, AB'nin Türkiye'ye karşı iyi niyetli bir tutum içinde bulunmadığını ifade etti. AB'ye tam üyelik sürecinde Türkiye'nin başka hiçbir ülkenin yaşamadığı dayatmalarla karşı karşıya kaldığını antatan Aygün, şöyle konuştu: ''Avrupa ülkelerine gitmek için gece yarılarından itibaren kuyruklara giriyoruz. Avrupa ülkelerindeki ihalelere giremiyoruz, bu ülkelere yeterince mal satamıyoruz. AB'ye üyeliğimiz için en iyimser tarih 2020. 17 Aralık'ta müzakere tarihi alınmazsa 18 Aralık'tan itibaren Gümrük Birliği'nden çıkmamız rahat ticaret yapmamız için daha iyi diye düşünüyorum.'' ''ZANA'YA DAVA AÇILMALI'' Konuşmasında Leyla Zana ve arkadaşları tarafından Herald Tribune ve Le Monde gazetelerine verilen ilanı da hatırlatan ATO Başkanı, Zana ve arkadaşlarına acilen savcılıkların soruşturma açması gerektiğini söyledi. Aygün, ''Bu ülkeyi Zana ve Öcalan gibilere böldürülmeyeceğimizi herkesin bilmesini isterim. Bu insanların ivedilikle yargı önüne çıkması gerekiyor'' dedi. AB'den gelen herkesin ülkenin başka bir şehrine değil de Diyarbakır'a gitmek istemesinin de iyi niyetli bir davranış olmadığını ifade eden Aygün, ''17 Aralık yaklaştıkça bütün şer güçler ortaya çıkmaya başladı. Beyninin arkasında Kürdistan var bu adamların'' diye konuştu. Avrupa ülkelerinde yayınlanan ve Türkiye'yi küçük düşeren haber ve karikatürleri de gösteren Aygün, ''Atatürk bu ülkeyi kurtarırken AB ile mi kurtardı? Bunlara karşı dimdik durmalı ve müzakere tarihi verilmezse acilen Gümrük Birliği'nden çıkmalıyız'' diye konuştu. DİĞER KONUŞMACILAR Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür de AB'nin sadece ekonomik bir birliktelik olmadığını, AB anayasasında Birliğin dini kurumlarla ilişkisini yoğun biçimde sürdüreceğine dair maddelerin bulunduğunu söyledi. Türk kimliği ile AB kimliğinin farklı olduğunu ifade eden Gürgür, Avrupalılar'ın zihninin arkasında Türkler'le ilgili korkuların bulunduğunu, Türkiye'nin de bu gerçeği görmemezlikten gelmemesi gerektiğini kaydetti. Sempozyumun ''İktisat'' başlıklı oturumunda konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysi Seviğ ise AB olgusunun yeni bir olgu olmadığını, bu olgunun Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden 200 yıl öncesine dayandığını dile getirdi. Türk ve Avrupalı'nın farklı olduğunu vurgulayan Seviğ, ''Chirac hepimizin Bizans'ın torunları olduğunu söyledi. Ben bunu asla kabul etmiyorum'' dedi. Finans Uzmanı Uğur Civelek de Türkiye'nin halen çok ciddi yapısal sorunları bulunduğunu, büyüme göstergelerinin gerçeği yansıtmadığını, bütçe ve istihdam konularında büyük sorunların bulunduğunu, yöneticilerin de günü kurtarmaya çalıştıklarını söyledi. Civelek, Türkiye'nin yatırım yapabilir bir hale gelebilmesi için dışa açık büyümeden vazgeçmesi ve yapısal sorunlarını çözmesi gerektiğini sözlerine ekledi.